Kazım Özer ne kadar veriyor?
Dün MHP Afyon İl Binası ile ilgili yazmıştım.
Banka hesabı açıldı.
İlk destek dün belirttiğim gibi MHP Milletvekilimiz Mehmet Taytak’tan geldi.
50 bin TL MHP İl Binası yapım hesabında.
Dün bu konu ile ilgili İşadamı hemşerimiz Kazım Özer ile görüştü Mehmet Taytak.
Kazım Özer çok mutlu oldu bu girişime.
Mehmet Taytak ile Kazım Özer hem aynı siyasi görüşteler, hem de akrabalar.
Kazım Özer MHP Afyon İl Binası yapımı için 50 bin ABD doları yardım yapacağını söyledi Milletvekilimiz Mehmet Taytak’a.
Rahmetli Yusuf Ağanın oğlu, Kazım Ağa’ya da bu yakışırdı.
*
*
*
200 bin personel alınacak
Yeni bütçe kanunu ile Hükümet kamuya 60 bin kişiyi almayı planlamıştı.
Covid 19 planlamaları alt üst etti.
AK Parti Afyon Milletvekilimiz Ali Özkaya dün akşam aradı ve söyledi;
- Hükümetimiz 2021 yılı için önemli yatırımlar için karar aldı.
- Özellikle DSİ yatırımlarına öncelik verilecek.
- Eğitim ve Sağlık alanında ciddi yatırımlar olacak.
- Personel alımı da 2021 de yüksek olacak.
- Sadece sağlık alanına 60 bin kişi alınacak.
- 2021’de toplamda 200 bin kişinin kamu kurumlarına işe girmeleri sağlanacak.
*
*
*
Yüz yıl önce, yüz yıl sonra...
Yüz yıl öncesini düşünün...
Osmanlı Devleti ve sonrasında Türkiye Cumhuriyeti yüz yıl önce Irak’ta, Şam’da, Kafkaslar’da, Lübnan’da, Yemen’de, Balkanlar’da savaş halindeydi.
Aradan yüz yıl geçti...
Türk’ün kaderi bu demek ki.
Şimdi yine aynı cepheler var.
Arada bir fark var ama...
O gün yerli ve milli savunma sanayimiz yoktu.
Bugün ise batılı ülkeleri kıskandıracak modern bir sanayimiz var.
Yerli ve milli...
Nur içinde yatsın Necmettin Erbakan.
Az söylemedi...
Ağır sanayi, Milli sanayi.
*
*
*
Kral ve dilenci...
Bakanımız Veysel Eroğlu gönderdi.
Hem İlimizde, hem Ülkemizde doymak bilmeyen bazı zenginlerimiz var maalesef.
Onlara ithaf ediyoruz...
*
Bir kral, sabah gezintisi sırasında bir dilenciye rastlar.
‘Dile benden ne dilersen?’ demiş dilenciye.
Dilenci gülerek...
‘Sanki benim her dileğimi gerçekleştirebilecekmiş gibi soruyorsunuz’ der.
Kral, bu cevaba şaşırır ve sohbet ilerler.
‘Pek tabii, her dediğini yerine getirebilirim. Sen söyle bakalım ne istiyorsun?’
Dilenci;
‘Söz vermeden önce iki kez düşünün kralım’ der.
Dilenci sıradan bir dilenci değildir.
Kral ısrar eder;
‘Ne istersen iste, sana verebilirim. Ben güçlü bir kralım. Yerine getiremeyeceğim hiç bir dileğin olmaz’ der.
Bunun üzerine dilenci, elindeki kaseyi krala uzatır ve ‘Bu kaseyi her hangi bir şey ile doldurabilir misiniz?’ diye sorar.
Kral, bir kahkaha atar ve vezirine kaseyi altınla doldurmasını emreder.
Kase dolup taşmakta ama sonrasında hemen boşalmaktadır.
Altınlar, buhar olup uçmaktadır sanki.
Kralın onuru kırılır.
Bir dilencinin kasesini dolduramadığı ülkede kulaktan kulağa yayılır.
Giderek pırlantalar, elmaslar, yakutlar akıtılır kaseye.
Ne var ki kasenin dibi yoktur sanki.
Dolup taşmasına rağmen kase sürekli olarak boş kalmaktadır.
Kral yenik düşmüştür.
Dilenciye yakarır;
‘Tamam, tamam sen kazandın. Dileğini yerine getiremedim. Ama lütfen bana kasenin neden yapılmış olduğunu söyle’ der.
‘Çok basit’ diye cevaplar dilenci;
‘İnsanın arzu ve isteklerinden yapılmıştır... Doymak bilmez oluşu bundandır. Bu gerçeği bir kez kavrarsan yaşantın değişir.’
*
*
*
Osman Müftüoğlu’ndan 9 öneri...
- Yavaş yiyin, hızlı yürüyün.
Yemek yerken düşünerek yemek, konuşarak yemek, sohbet ederek yemek ve yürürken tembellik yapmak yerine biraz daha tempolu yürümek sağlığımıza çok ama çok önemli faydalar sağlayabiliyor.
- Yemekte su içmemeye çalışın.
Yemek öncesinde su için. Yemeğin sonrasında su için, ama yemek süresince su içerek sindirim faaliyetlerinde midenizin görevlerini aksatacak bir yanlışın içine girmeyin.
- Bel çevrenizi dikkatle izleyin.
Tıpkı tansiyonunuzu takip eder gibi, tıpkı çocuğunuzun boyunu izler gibi bel çevrenizi sürekli ölçün.
Kadın iseniz 85’in hele hele 88’in 90’ın,
Erkek iseniz 95’in hele hele 100’ün üzerine çıkmasına asla müsaade etmeyin.
- Hayatta kal ayakta kal.
Eğer ayakta kalmak istiyorsanız her yaşta zinde dinç kalmak istiyorsanız, sağlıklı kalmak istiyorsanız bunun bir numaralı belirleyicisi özellikle 50 li yaşlardan sonra ne yediğiniz değil ne yaptığınızdır.
Yapacağınız şeyler son derece basittir.
Yürüyeceksiniz, ayakta kalacaksınız.
Aktif bir yaşam sürmekte ısrarlı olacaksınız.
- İncinme - incitme.
Oldukça eski bir öneri. Yunus Emre zamanından gelen bir öneri; Başkalarını incitmemeye çalışın incindiğiniz zamanda hemen tepki vermeyin. Düşünün daha yumuşak daha olumlu daha yapıcı tepkiler vermeye çalışın.
- Durma, düşme ve üşütme.
Bu öneri çok daha önemli hayati öneme haiz üç basit sözcük.
Eğer özellikle 50 li yaşların sonuna gelmişseniz daha çok hareket edin. Düşmemeye özellikle dikkat edin.
Çünkü düşmeler özellikle ileri yaşlarda, sonrasında tedavisi mümkün olmayan kırıklara yol açabiliyor.
Ve üşütme.
Üşütme çok çok daha önemli.
Özellikle yaklaşan kış günlerinde bu covid döneminde üşütmeme önerisi çok daha önemli.
- Eleştiri de kıskanç, övgüde cömertolun.
Mümkün olduğu kadar eleştirilerinizde kıskanç olmaya övgülerinizde cömert olmaya gayret edin.
Ne kadar çok överseniz, ne kadar az eleştirirseniz o kadar çok sevilirsiniz, o kadar çok rahat edersiniz.
O kadar çok gönül huzuru içerisinde kalır ve stresten uzak bir hayat sürersiniz.
- Buda geçer demesini bilin.
Her şey geçicidir.
Varlıkta yoklukta yoksullukta zenginlikte geçicidir.
Üzüntüler de geçicidir.
Hastalıklarda geçicidir.
Her şeyin geçeceğini, buda geçer demeyi bilerek inançla tekrarlayabilirseniz emin olun her şeye daha kolay katlanacaksınız.
- İlaçlardan uzak durun.
Çok lazım olmadıkça ilaç kullanmayın.
Sorunlarınıza doğal yollardan çözüm arayın ama bu asla ilaç düşmanlığı anlamına gelmiyor.
Bende bir akademisyen hekim olarak ilaçlardan çok ama çok sık faydalanıyorum. Her ilaç yazışımda emin olun bir değil bin defa düşünüyorum.
Siz de ilaçlarla ilişkinizi minimum da tutmaya, doktorlarınız ilaç yazdığı zaman daha azı olmaz mı, daha kısa süre kullansam olmaz mı, yüksek doz yerine daha düşük doz alsam olmaz mı gibi soruları sormaktan asla çekinmeyin.
*
*
*
Günün sözü
Yanlış tedavi edilir,
Yalan tedavi edilmez...