18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Gününün önemi malum.
Uzun uzun anlatmaya gerek yok.
Günün önemine binaen Afyonkarahisar Valiliği her yıl uyguladığı programlar gibi bu yılda bir dizi etkinlik hazırladı.
Böylesi önemli programlara Milletvekillerimizin katılımları doğaldır.
İlimizin beş Milletvekili var.
Ama onlardan sadece MHP Milletvekilimiz Mehmet Taytak programlara iştirak etti.
AK Parti Milletvekillerimizden İbrahim Yurdunuseven bilindiği gibi bir süre önce geçirdiği trafik kazası nedeniyle önce Afyonkarahisar Devlet Hastanesinde tedavi görmüştü ve şu anda da evinde istirahat halinde.
Muhtemelen bir hafta – on gün daha evinden çıkmasına doktorlar izin vermeyecekler.
Belki Ramazan Bayramı kutlama programına da katılamayacak.
Diğer AK Partili Milletvekilimiz Ali Özkaya hafta sonundan itibaren ilimizdeydi.
En son yanılmıyorsam Sultandağı’ndaydı.
Kendisiyle birlikte programlara katılan ekibindeki iki yardımcısı önemli bir rahatsızlık geçirdiler.
Apar topar Ankara’ya döndüler.
Ali Bey de epey yorulmuştu hafta sonu ve hafta başındaki programlar nedeniyle.
AK Partili Hasan Arslan’ın ise neden buradaki programa katılmadığına yönelik bir bilgi verilmedi.
İYİ Partili Milletvekilimiz Hakan Şeref Olgun bilindiği gibi İYİ Parti Genel Başkan Yardımcılığı görevinde de bulunmakta.
Dün TBMM’de iki konuda bir konuşma yapmak üzere hazırlık içerisindeydi.
Parti Genel Merkezinde de bazı programlar ve kabuller nedeniyle Afyonkarahisar’a gelemediğini öğrendik.
AK Parti ve İYİ Parti cephesinde durum böyleydi.
Milliyetçi Hareket Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak ise kendisine iletilen bazı bilgilere rağmen törene ve programa katılmaktan vazgeçmedi, ‘MHP böylesi önemli bir günde elbette layıkıyla temsil edilecektir’ dedi.
MHP’li Milletvekilimize iletilen o bilgiler nelerdi?
Birkaç kişinin organize bir şekilde MHP’yi ve MHP Milletvekili Mehmet Taytak’ı protesto edeceğine yönelik bilgilerdi bunlar.
Şimdi biraz önceye gidelim...
Hatırlanacağı üzere bir süre Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği'nin Afyonkarahisar Şubesince Anıtpark önünde bir basın açıklaması yapılmış ve akabinde de programda, alınan izinde olmamasına ve ilgili resmi kurumlara bilgi verilmemesine rağmen, Milliyetçi Hareket Partisinin Afyonkarahisar İl Başkanlığı binasının önüne siyah çelenk bırakılmıştı.
O çelenk bırakma olayının önceden resmi makamlara haber verilmeden, yani kimsenin bilmesine imkan tanınmadan yapılmasının bir amacı vardı.
Dernek Başkanı İsmail Kumartaşlı burada bir provakasyon planlamıştı belki de.
Onlar o siyah çelengi bıraktıkları sırada MHP binasından bir kişi dışarı çıkıp ne oluyor, ne yapıyorsunuz? şeklinde bir basit soru bile sorsa, o kalabalığın içerisinden birisinin kışkırtmasıyla ortalık karıştırılacak, sonra bazı medya kuruluşlarının MHP’liler Şehit Ailelerine saldırdı şeklinde haber yapmaları sağlatılacaktı.
Planları böyleydi.
Tıpkı Gezi olayı gibi...
*
Milliyetçi Hareket Partisi geniş bir kitleye sahiptir.
Toplumun her kesiminden üyeleri, gönüldaşları vardır.
Hem kamuda, hem de özel sektörde de önemli bir tabana sahiptir.
Böylelikle de MHP yöneticilerine ciddi bir bilgi akışı olmaktadır.
İsmail Kumartaşlı’nın Anıtpark önündeki basın açıklamasının ardından MHP İl Binasına yürüyerek burada siyah çelenk bırakacağı bilgisi saatler öncesinden MHP İl Başkanı Ahmet Kahveci tarafından öğrenilmişti.
Ahmet Kahveci vatanını, milletini seven gerçek bir ülkücüdür.
Böyle bir provokasyon konusunda da nasıl bir önlem alacağını gayet iyi bilebilecek yönetim becerisine sahiptir.
Ahmet Kahveci’nin öngörüsü ve gerekli tedbirleri almasıyla İsmail Kumartaşlı’nın provokasyon girişimi başarısız olmuştur.
Neydi Ahmet Kahveci’nin aldığı tedbir derseniz...
İsmail Kumartaşlı’nın Anıtpark önünde basın açıklaması yapmaya başladığı dakikada Ahmet Kahveci MHP İl Binasında kimsenin olmamasını ve o alanın yakınlarında da bulunmamaları talimatını verdi.
Böylelikle Kumartaşlı’nın planı da suya düşmüş oldu.
İşte o gün istediğini elde edemeyen İsmail Kumartaşlı anlaşılıyor ki 18 Mart tarihini iple çekmiş.
18 Mart’ta sabahki törenler ve anma programında istediği imkanı bulamadığı anlaşılan İsmail Kumartaşlı’nın akşamki Valilik yemeğinde istediği ortam oluşmuş olacak ki bir Şehit yakını provokasyonun aktörü olarak sahneye çıktı.
O kişinin bulunduğu masadan o bağrış çağrış ve hakaret içeren sözlerinden önce neler yaşanmış biliyor musunuz?
Anlatalım...
Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’nın bulunduğu masada oturmakta olan MHP Milletvekilimiz Mehmet Taytak’ın yanına gelir o kişi.
Kulağına eğilir ve tahrik edici bir cümle söyler.
Kişinin yüzüne bakar Mehmet Taytak.
Şehit yakınıdır o kişi.
Hiçbir söz söylemez O’na karşı.
O Şehit yakını bakar ki tahrikine rağmen Vekilden karşılık alamaz, ayrılır vekilimizin yanından.
Mehmet Taytak sabırlı davranmıştır ve orada yapılmak istenilen provokasyona imkan vermemiştir.
Yemeğin başlamasından itibaren Valimiz ve Milletvekilimizin masasını sürekli gözetleyen bir genç kız vardır. O adam tam oradan ayrılıp giderken, kız devreye girer.
Bu defa, O tahrik edici birkaç söz söyler masaya hitaben.
Bunu fırsat bilen baba ile annesi başlarlar saydırmaya...
İşte bu esnada Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı ve Milletvekilimiz Mehmet Taytak gayet sakin ve serinkanlı davranarak provokasyona gelmemişlerdir.
Salondan o esnada çekilen görüntülere baktım daha sonra.
Bu provokatör üç kişi haricinde hiç kimseden bunları destekleyen bir söz çıkmıyor.
Hatta bazıları ayıplıyor.
Bazı Şehit ve Gazi yakınları ise çocuklarını oradan alıp dışarıya çıkıyor bu ailenin yüzüne ters ters bakarak.
O salonda yaklaşık sekiz yüz davetli var.
Bu baba, eşi ve kızı şovlarını yaparken sadece bir kişi bunlara destek çıkıyor.
O kişi İsmail Kumartaşlı.
Diğer masalardan bu şovmenlere ayıp ediyorsunuz susun şeklinde konuşanlara İsmail Kumartaşlı, ‘Bırakın konuşsunlar, konuşacaklar’ türünden sözler ile o şovmenleri daha da coşturmak için elinden geleni yapıyor.
Bu durumda gösteriyor ki...
Bu olayın baş provokatörü İsmail Kumartaşlı olarak beliriyor.
Görenler böyle demekte...
*
Anlaşılıyor ki...
İsmail Kumartaşlı gibi bazıları ‘Terörsüz Türkiye’ söyleminden ve atılan adımlardan rahatsız olmaktalar.
Neden acaba?
Hırçınlıklarının, saldırganlıklarının ve dengelerini kaybetmelerinin nedeni Terörsüz Türkiye’nin yakın olduğunun görülmesidir.
Şunu da unutmamak gerekir.
MHP, Şehitlerini onların yakınlarını asla unutmayan, Gazilerine bağrına basan bir harekettir.
Şehit yakınlarına ve Gazilerimize her dönemde en fazla destek MHP tarafından verilmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi üzerinden Türkiye’de fitne çıkarmaya çalışan kişilerin amaçları bellidir ve bunlara Devlet Bahçeli’nin cevabı çok nettir.
Dün MHP Liderimiz Devlet Bahçeli bir basın açıklaması yaptı.
Herkesin bu açıklamayı anlayarak okuması gereklidir.
İşte o açıklamadan bazı başlıklar...
- Düşmansız Türkiye’yi başaranların ahfadı terörsüz Türkiye’yi inşa ve ihya edeceklerdir.
- Vatan, millet, bayrak, mukaddesat ve milli onur uğruna fani hayatlarını siper eden aziz şehitlerimiz boşuna hayattan kopmamış, boş yere toprağa düşmemişlerdir.
- Şehitlerimiz var oluşumuzun manevi muhafızları, ölümü içinde öldürmesini bilmiş kahramanlarımızdır.
- Bu nedenle şehitlerimizin ruhlarını muazzep edecek herhangi bir ilişki ağının kıyısında, köşesinde veya içinde olmamız asla ve kat’a söz konusu değildir.
- Kara propaganda ve kirli kampanya figüranlarına özellikle hatırlatırım ki, bizim utanacak, sıkılacak ve başımızı öne eğecek hiçbir açığımız ve eksiğimiz yoktur.
- Türkiye sevdalılarını mesnetsiz ve melun ithamlarla hedef alanlar asla sonuç alamayacaklar, inandığımız ve ilerlediğimiz yoldan bizi geri döndüremeyeceklerdir.
- Vatan sevdasının ve millete mensubiyetin siyaseti de istismarı da yapılamaz.
MHP Liderimiz Devlet Bahçeli’nin sözleri, bazılarına kapak olacak nitelikte.
*
ODAK’ta okumuşsunuzdur.
Provokasyonun başaktörü olarak beliren İsmail Kumartaşlı’nın birkaç gün önce içkili bir mekanın reklamını yapmak için adeta çırpındığı ile ilgili haberden bahsediyorum.
Tekrar o konuya girmeye gerek yok.
Haber sitemizde duruyor.
Şimdi o baba, eşi ve kızına sormak istiyorum.
Birkaç gün önce içkili bir mekanın sponsorluğunda verilen iftar yemeğine Şehit yakınları ve Gazilerimizin alet edilmesini, manevi değerler üzerinden böyle bir yerin reklamının yapılması karşısında İsmail Kumartaşlı’ya bir şey söylediniz mi?
Eğer o firma ilgilileri gerçekten Şehit yakınlarımızı ve Gazilerimizi önemsiyor ve bu konuda samimiler ise o iftar yemeği verdikleri yerde firmalarının reklam flamalarını koymazlar ve bunun reklamını sosyal medyalarında yapmazlardı.
Aslında o firma yetkililerine de laf dememek lazım.
Onları bu yola sevk eden muhtemelen şov konusunda üstün yeteneğe sahip olduğunu kanıtlayan İsmail Kumartaşlı olabilir.
*
İsmail Kumartaşlı, ODAK’ın haberinin ardından sosyal medyamız üzerinden bana hitaben kendi üslubunca bazı şeyler yazmış.
Anladım ki bunları aynaya bakarak klavyeye aktarmış.
Klavyatör İsmail’i iyi tanıyoruz.
Geçmişte de bir Valimize kızarak meydanda kafasına silah dayamış görüntüsüyle şov yapmıştı.
Bir partiden istediği yere aday gösterilmeyince gidip başka bir partiden siyaset yapmaya kalktığını da unutmuyoruz.
Hatta bir Gazetemiz o tarihte ‘Dün ora, bugün bura, yarın nere?’ şeklinde bir başlık atmıştı bu şov peşindeki İsmail Kumartaşlı’ya hitaben.
Geçmişte yine bu dernekte yaptığı iddia edilen usulsüzlükler nedeniyle görevden alındığı da bilinmekte.
İsmail Kumartaşlı bir ara AK Partili Mehmet Zeybek Belediye Başkanı iken, onunla da uğraşmış, Belediye binasının önüne siyah çelenk bırakarak aynı şovu yapmıştı.
O siyah çelengin sebebi ise, takvim bastırma konusundaki taleplerini Belediye Başkanının yerine getirmemesiydi.
Hatta bir ara kendilerine destek vermeyen, yani maddi yardımda bulunmayan iş adamlarını yaptığı açıklamayla kamuoyunda hedef göstermeye bile yeltenmiş bir kişi İsmail Kumartaşlı.
Gidiyor bir iş adamına...
Falanca konu için yardım talep ediyor.
İş adamı belki o dönemde imkanı yok.
Vay sen misin bize yardım etmeyen...
Yapıyor açıklamayı İsmail Kumartaşlı.
Falanca falanca bize yardım etti, ama bakın bunlarda yardım etmedi.
Aziz Nesin hikayesi değil bu yazdığım.
Yaşandı bu olay maalesef.
Başka başka konularda var bu kişiyle ilgili.
Onları da gerektiğinde hatırlatırız.
*
Bir gerçeği göz ardı ediyoruz aslında.
Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği bir sivil toplum kuruluşu.
Diğer dernekler hangi statüde ise bu dernekte aynı statüde.
Ama bu dernek Şehitlerimizin yakınları ve Gazilerimizin üye oldukları bir dernek olduğu için el üstünde tutulmakta.
Pozitif ayrımcılık hem kamu, hem de özel sektör tarafından yapılmakta bu derneğe.
Derneğin Başkanı da protokolde bu pozitif ayrımcılık nedeniyle yer buluyor.
Devletimizde Şehit yakınları ve Gazilerimiz için ne gerekiyorsa yapmakta.
Şehit yakınlarına devlet dairelerinde iş verilmesinden tutunda, aylıkları ve diğer sosyal imkanlar sonuna kadar kullandırılmakta.
Devletimiz iğneden ipliğine kadar ilgilenmekte Şehit yakınlarımız ve Gazilerimizle.
*
Hal böyle iken...
Devletimizin Valisine ve seçilmiş Milletvekilimize karşı yapılan provokasyonu ne Devletimiz, ne de Milletvekilimiz hak etmiştir.
Bunun ötesinde...
Afyonkarahisar’ımızın adını böylesi bir olayla gündeme getirtmekte yanlıştır.
*
Günün sözü
Devlet atını da itini de iyi tanır.
Vakti geldiğinde atı nallamasını da bilir,
iti bağlamasını da...