Uzunca bir süredir hem yıl sonu, hem de yılbaşı hesap kitapları ve devam eden işlerim ile ilgili köşe yazısı yazamıyordum.

Allah nasip ederse...

Bugünden itibaren hafta içi her gün yazmaya gayret edeceğim.

Önümüzdeki haftanın yazı gündeminde de bir kaç yıldır yazamadığım Yılın Enlerini yazmayı planlıyorum.

*

Mecburi konu...

Aslında bugün başka bir konuyu yazacaktım.

Belediye Başkanımız Burcu Köksal’ın Gazeteciler Günü nedeniyle Basınla buluşmasının ardından, Belediye Başkanımız ve birkaç kişiyle birlikte yaptığımız sohbetten bazı notları aktarmayı planlamıştım.

Ama Bolvadin’deki sürçülisan olayı ve sonrasında hem AK Partinin, hem de İYİ Partinin Basınla buluşmasında bu konunun devamıyla, hiçte alakasız olan AK Partili Milletvekilimiz Ali Özkaya’nın da bu konuya dahil edilmesine yönelik bir kaç gerçeği ifade etme gereği duydum.

*

Sürçülisan

Ağızdan yanlışlıkla çıkan yanlış söz.

Dil sürçmesi yani...

Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Ahmet Kahveci ve Milletvekilimiz Mehmet Taytak 10 Ocak Gazeteciler Günü nedeniyle Basın mensuplarıyla Bolvadin’de bir araya geldiler.

Milletvekilimiz Mehmet Taytak konuşmasının bir bölümünde sürçülisan etti ve daha o masadan kalkılmadan birkaç dakika içerisinde de bu sözü düzelterek, o kişi hakkında ne düşündüklerini net bir şekilde ifade etti.

Kendisine o ifade hatırlatılana kadar da farkında bile değildi.

Bunu orada bizzat bulunduğum için gözlerimle gördüm, hissettim.

Sonrasında...

Bu konu sosyal medyada gündeme taşındı ve köpürtüldükçe köpürtüldü.

Bazı şeyler ne kadar sıvanmaya çalışılırsa çalışılsın asla o kişi ya da kuruluşa, partiye, kuruma yapışmaz.

Ama çamur at izi kalsın niyetinde olanların günü kurtarmaya yönelik olanlarından tutunda, bazılarının da intikam ve kin değirmenlerine böylelikle su taşımış olmaları da aşikar.

O tür kişiler zaten biliniyordu, ama şimdi kendileriyle ilgili kalbe yazılı notlar biraz daha koyu şekilde teyit edilmiş oldu.

*

Alenen iftira...

Cumartesi sabahki Bolvadin’deki kahvaltının ardından akşamda AK Parti'nin Erkmen’de akşam yemeği vardı, 10 Ocak Basın Bayramı nedeniyle...

Orada güzel bir ağırlama ile Milletvekillerimiz, AK Parti İl Başkanımız ve AK Partili idareciler hep bir arada oturmadılar, basın mensuplarının aralarında oturarak güzel sohbetler gerçekleştirdiler.

Protokol konuşmalarında Gazeteciler için güzel temenniler birbirini kovalarken, AK Partili Milletvekilimiz Ali Özkaya, gazeteciliğin ve yapılan röportajların, anekdotların önemine vurgu yaparken son okuduğu iki kitaptan birisinin Gazeteci Yazar Oktay Ekşi’ye ait olan ‘Beyefendi’ isimli kitap olduğunu söyleyerek bu kitaptan bahsetti.

Dedi ki Ali Özkaya;

-          Basının çok uzun bir tarihi var.

-          Türkiye’de ve dünyada bu işi hakkıyla yapan insanların başından geçen çok değişik ve geniş olaylar var.

-          Bugünlerde bir gazeteci arkadaşımla birlikteydik. Benimle ne zaman tv de bir program yaparsa da sorardı; En son hangi kitabı okuyorsunuz? Bu soruyu sordu yine.

-          Bende O’na söyledim. En son ‘Arkadaşım Menderes’ adlı kitabı okudum.

-          Sonra ‘Beyefendi

-          Birisi Samet Ağaoğlu’nun, diğeri de Oktay Ekşi’nin kitabı. Bitirmek üzereyim.

Ali Özkaya’nın konuşmasından aldığım notlar böyle.

O konuşmanın ardından hemen jet hızıyla Ali Özkaya’nın sanki bu ifadeler ile MHP Milletvekilimiz Mehmet Taytak’a gönderme yaptığına dair bana göre yüzde yüz suç içeren bir iftira yer aldı bir internet sitesinde.

O iftira elbette Allah katında bir şekilde cezasını bulur.

Ama...

Hem objektiflikten söz edip, hem de alenen bilinen ve görülen bir sürçülisanı böylesine köpürtmek ve halen daha bunun peşinden gitmenin açık ve seçik manası bellidir.

Birazda o kitaptan bahsedelim...

Yazar Oktay Ekşi, merhum Suat Hayri Ürgüplü’ye bir söz vermiştir.

Suat Bey’in anılarını kitap haline getirecektir.

Oktay Ekşi, Ürgüplü’nün anılarını kayda aldıklarıyla birleştirerek okurlara aktarmakta o kitapta.

Ekşi, anlatım ile de okurların tereddütlerini giderecek ekleme ve düzeltmeler yaparak, metinlere bir de ara başlıklar koymuş bu kitabında.

Ve şunu demekte;

-          ‘Benim değil, merhum Suat Hayri Bey’in kaleminden çıkmış gibi okursanız, sanırım daha doğru olur.’

Bu kitapta daha önce hiç sözü edilmemiş olaylar, skandallar ve siyasi oyunlar ile saygı duyulacak dostlukları, tek parti ve çok parti dönemi siyasetçilerinin gerçek yüzleri ile hükümetimizin İkinci Dünya Savaşı’na girmeye karar verdikten sonra neden girmediğimizin hikayeleri de mevcut.

Tavsiye ediyorum tüm okurlarımıza.

Ben yarısına geldim. Vaktim olsa bir solukta okunabilecek bir kitap olduğunu ifade etmeliyim.

Şimdi gelelim neden bu konuya bu kadar vakit ayırıp yazdım ve sizleri de böyle meşgul ettim bu konuyla...

Ali Özkaya vekilimiz Cumartesi akşamı o kürsüde okuduğu kitapları öylesine söylemiş değil.

Bir gönderme de yok o ifadelerde.

Bana bu kitapları okuduğunu 3 Ocak Cuma günü söylemişti.

Nerede ve nasıl mı?

Bir kaç dakikanızı daha alacağım...

Bilindiği gibi 2 Ocak Perşembe günü Regaip Kandilini idrak ettik.

O akşam yatsı namazından hemen önce Ali Özkaya ile görüştük.

Mısri Camiinde Gençlik Kollarımız Kandil simidi dağıtacak. Gel yatsıyı birlikte kılıp, dağıtıma iştirak edelim’ dedi.

Daha öncesinden planlanan aile içinde bir programımız olduğunu söylediğimde, ‘O zaman yarın sabah Korel Otele kahvaltıya gel’ dedi.

Cuma sabahı Korel Otele gittim.

Kahvaltımızı birlikte yaparken, yine dilim durmadı ve peş peşe sorular sordum.

Neredeyse ağzına lokma koyamayacağı kadar da sıktı sorularım.

Cevapladı hepsini sorularımın.

Sonrasında da bir kaç konu için ‘şimdilik’ kaydıyla rezerv koydu.

Biraz bekle, yine sen yazarsın’ diyerek de yüzümün asılmasını giderdi.

Şimdiden söyleyeyim...

Bir hafta manşetten inmeyecek türdendi o rezerv koyduğu konular.

Kahvaltılı sohbetin sonunda sordum kendisine adet olduğu üzere...

KANAL 3’teki programlarımızı izleyenler hatırlar.

Ali Bey ile ne zaman program yapsam, son dakikalara geldiğimizde sorardım kendisine okuduğu son kitabı ve okumakta olduklarını.

Yine sordum.

Bu iki kitabı söyledi ve kitaplardaki konuların bazılarını aktardı.

Bu arada bir bilgiyi de vereyim.

Ali Özkaya Vekilimizin hafızası çok kuvvetlidir.

Okuduğunu da, duyduğunu da, söylediğini de, yaşadığını da hiç unutmaz.

Bir not daha...

Yüreklidir.

Kimseye öyle üstü kapalı gönderme falan yapmaz.

Net konuşur.

Zaten bu yüzden de bazıları tarafından haksızlığa uğratılır.

Ama O her zaman ‘İyilik yap denize at. Balık bilmezse Halik bilir’ der ve geçer.

*

*

*

Günün Sözü

Kurt kışı geçirir ama,

yediği ayazı unutmaz...