AK Parti 8. İl olağan Kongresi ile ilgili dün bir kaç not aktarmıştım.
Bugünde devam edelim...
İl Başkanı Turgay Şahin, konuşma metnini belli ki üzerinde epey çalışarak hazırlamış.
Her cümlesi, her paragraf önemli mesajlar vermekteydi.
Sezai Karakoç’un dizelerine yer verdi Turgay Şahin konuşmasının başlarında;
‘Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı
Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum...
Sonra, Diriliş şairi Sezai Karakoç’un duasıyla devam ettirdi konuşmasını...
Yetiş ayağının tozu olduğumuz peygamber
Yetiş her zaman diri olan varlığınla
Yetiş yak lambamızı
Yetiş aydınlat karanlığımızı
Yetiş yeşillendir çöllerimizi
Yetiş dirilt insanımızı
Seni sevenin ismiyle yetiş bize
Yetiştir bize
Günahlarımızı kül edecek ateş harmanını
Verim yağmuru insin ülkemize
Mekke’ye Medine’ye Şam’a
Kudüs’e Bağdat’a İstanbul’a
Semerkand’a Taşkent’e Diyarbekir’e
Yetiş peygamber imdadı yetiş
Yetiş Allah’ın izniyle
Yetiştir erlerini
Diriliş bayraklarını taşıyan
Şehit gömleklerini peşin giymiş
Ateşten, sudan geçer gibi geçen
Allah önünde her varı yok gören
Dağların önünde erip
Kentlere şafaklar gibi ağan
Küçük askerlerini
Gül diksinler diye yeni topraklarına
İnsanın ta gönlüne
Yetiştir erenlerini
Allah’ım
Amin.
*
*
*
Arslan’dan duygulandıran konuşma...
Milletvekilimiz Hasan Arslan, kongrede yaptığı konuşmada bir oyun nelere kadir olduğunu aktardı.
Suriye’den bir örnek verdi.
Duygulandırdı.
Bugün, Milletvekilimiz Hasan Arslan’ın bana göre ‘önemli’ notu düşülecek o konuşmasından bir kesiti aktarmak istiyorum.
Çünkü...
Haberler içerisinde o satırlar belki de pek dikkat çekmemiş olabilir.
İşte o cümleler...
‘28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
sizlerin desteği ve vatandaşlarımızın teveccühü ile yüzde 52 oyla yeniden Cumhurbaşkanı seçildi.
Ne kadar ağır bir süreç olduğunu süreçten nasibini alanlar olarak hepimiz iyi hatırlıyoruz.
Bu kadar emek verdiniz, mücadele ettiniz.
Vatandaşımızın gözünden bakarsak;
Siz bir Pazar günü kalktınız gittiniz ve en yakın okulda pusulayı aldınız ve mührü bastınız.
Sonra evinize geldiniz.
Ne kadar küçük, ne kadar ufak tefek bir şey olarak yorumladınız ve dediniz ki benim oyum neyi etkileyebilir? Ne olabilir ki dediğiniz bir hareket değil mi?
Bakın size ne önemli bir şey anlatacağım;
Kendinizi oraya bir koyun.
Tam buradan düşünün, sizin o vaktinizi ayırıp bir saat verdiğiniz oy ne işe yaradı biliyor musunuz?
Bekarken o hapishaneye giren ve 32 yaşında hapishaneden çıkan, kucağında 3 tane 4 tane çocukla çıkan, maalesef o çocukların hangi gardiyandan olduğunu bilmeyen, sistematik bir şekilde tecavüze maruz kalan Müslüman bir kadının tekrardan gün yüzü görmesine, tekrardan nefes almasına, belki tekrardan mutlu olmasını sağladı.
Sizin verdiğiniz basit bir tane oy var ya;
Hapishanedeki gün yüzü görmeyen o çocuğa masal anlatmak isteyen bir adamı izledim.
Diyordu ki; çocuğu sakinleştirmek için masal anlatacaktım, çocuğa kuşları anlatmaya başladım.
Çocuk kuşlar deyince yüzüme baktı.
‘O ne demek?’ dedi.
Nehirleri anlatmaya başladım.
Yüzüme baktı.
‘O ne demek?’ dedi.
Çünkü çocuk hayatı boyunca ne kuş görmüştü, ne nehir görmüştü ve ne de ağaç görmüştü.
Onları tek tek anlatmaya başladım.
İşte o çocuğun kuşları görmesini, nehirleri görmesini, gökyüzünü görmesini, o ağaçları görmesine, sizin verdiğiniz bir tane oy vesile oldu.
Sizin belki kendi imkanlarınızla asla yapamayacağınız bir şeyi vermiş olduğunuz bir tane oyla yapmış oldunuz.
Buna vesile olmuş oldunuz.
O yüzden sizin hakkınız çok büyük.
Allah sizden razı olsun.
Bakın oradaki insanların hepsi size dua ediyor.
Sadece durduğunuz yer doğru, sadece mazlumların yanında oldunuz diye.
Biz onun için oy vermedik mi?
Allah hepinizden razı olsun.
Değerli dava arkadaşlarım sizler doğru tarafta durmuş, onurlu, haysiyetli, şerefli insanlarsınız.
Allah hepimize daha iyi günler göstersin inşallah.
Bir düşünün sadece iki hafta önce Suriye’nin sahibi İran’dı, Rusya’ydı, doğuda ABD ve PKK terör örgütüydü.
Ülkemiz sınıra sıkışıp kalmış, terörle, harita ile tehdit ediliyordu.
Uyardık, öneriler getirdik ve milyonlara da ev sahipliği yaptık, bedel ödedik.
Lakin Hiç kimse Türkiye’den böyle bir planlama, böyle bir ince ayar, savaş tarihini değiştirecek böyle bir akıl beklemiyordu.
Hatırlarsanız ilçe kongrelerimizde ‘devlet aklı çalışıyor, merak etmeyin’ demiştik.
Bir hafta içerisinde Suriye’de ne Rusya, ne İran ve de başka devletler kaldı.
MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın aracını HTŞ Lideri Colani kullandı, Emevi caminde namaz kıldılar.
ABD Dışişleri Bakanı Türkiye’ye geldi, onu da protokol müdürü karşıladı!
Düşünün biri, ‘MİT Başkanı İbrahim Kalın Emevi Camiinde namaz kılacak, şoförlüğünü de Colani yapacak’ deseler ‘kardeşim deliliğin de bir sınırı var’ derdiniz değil mi.
Türk devlet aklı bunu bizzat gerçekleştirdi.
Bir zamanlar katil Kasım Süleymani’nin kanlı ayakları ile kirlettiği Emevi Caminin kapıları Türklere açıldı.
Değerli dava arkadaşlarım Türk milleti olarak bu tablo için bir asırdır bekliyoruz.
Elhamdülillah… Elhamdülillah… Elhamdülillah…
Değerli dava arkadaşlarım;
Kongreler siyasi partilerin bayram günleridir.
Kongreler, dayanışma günleridir.
Kongreler partilerin yeni bir aşıyla tazelendiği günlerdir.
AK Parti gibi bir davası, bir derdi, bir yürek sızısı olanlar için kongreler hep bir zarafetin ve güzelliğin zirveye çıktığı günlerdir.
Bizim kongrelerimiz bir bayrak yarışıdır.
Bizim kongrelerimizin kazananı olur ama kaybedeni asla olmaz.
AK Partili olmak büyük bir adanmışlıktır.
Bu, karşı konulamaz bir güçtür.
Bu büyük Türkiye düşüdür.
Bu düşü yine hep beraber bugün bir kez daha hayra yoracak ve ‘Türkiye, Türkiye’den büyüktür’ anlayışıyla Kızılelma hedefine doğru emin adımlarla ilerleyeceğiz.’
*
Ayakta alkışlanacak bir konuşma...
Tebrik ediyorum AK Parti Afyonkarahisar Milletvekilimiz Dr. Hasan Arslan’ı.