Biraz bodoslama girdik yine köşemize…

Tüm okurlarımıza güzel haftalar dileyerek yazımıza başlıyoruz.

İlk konumuz ‘Sözde’ sosyal medya fenomenlerine.

Bu nedir ya anlamadım gitti valla.

Sosyal medya fenomenliğinin bu kadar para etmesi ve devletin burayı bugüne kadar dikkate almaması veya gözden kaçırması…

Meğerse dünya burada dönüyor, paranın kralı burada atıyormuş.

Devlet bütçesinin yarısına yakın bir paranın vergisiz algısız bir şekilde buralarda dönmesi de cabası…

Sonunda ipler koptu ve nihayet bu kadar milyon dolarların havada uçuştuğu bu mecra kıskaç altına alındı.

Kim dikkate alır CHP kurultayını, ekonomiyi veya iktidar yargı polemiklerini?

En çok rahatsız olduğum şey ne biliyor musunuz?

Bu fenomenlerin kendi zenginliklerini sözde helal kazançla birlikte dini birkaç motifle hac veya umre gibi kutsal değerlerle, güzelim dinimizi kendi amaçlarına göre süsleyip, sanki çok dindarmış gibi gözükmelerine…

Ama devletimiz bunları yemedi ve kolluk kuvvetleri ve İçişleri Bakanlığının koordineli çalışmalarıyla gelin bakalım buraya (artistler) dedi.

Bravo…

Bundan sonra ne mi olacak?

Bekleyip görelim.

Yalnız şunu burada açıkça söylemek lazım.

İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya’ya gerçekten kucaklar dolusu teşekkür etmek lazım.

EKO-NOMİ

Ekonomik ve mali göstergeler hala daha fiyat etiketlerine yansımadı.

Yine rakamlar çok yüksek; süt 26 TL, kaşar 144 TL.

Mazotta indirim yapılıyor; ama bir indirim, iki bindirim oluyor.

Beynimiz error verdi resmen…

Hiç dikkat ettiniz mi?

Şehrimizde marketler pahalı fiyatları normalmiş gibi gösteren reklamlarla gıda dünyamızdan, ‘Bir şey yemeseniz de olmaz’ mesajı veriyorlar adeta.

Gerçekten çok pahalı her şey ama her şey…

Vatandaşın vitamin alma hakkı minerallerle beslenme alışkanlığı yok ediliyor ve bunu çok mühim değilmiş gibi ifadelerle geçiştirmeye çalışıyorlar.

Doğumlarda bile eskiden çocuklar 4,5-5 kg doğduklarında (vay maşallah tosun gibi evlat) yakıştırmaları yapardı eski dönem insanları.

Şimdi ise gidin bakın, (ki ben baktım) 3-3,5 kg doğan çocuklara çok şükür nidaları atılıyor. Anlatmak istediğim gelecek nesil sağlıksız ve hastalıklara açık bir şekilde dünyaya borçlu doğuyorlar.

Bu benim tespitim tabiki…

Ne kiralarda, ne de 2. el arabalarda bir indirim veya rakam konusunda azalma var.

Manavlar hala çok pahalı.

Sütü alıcıdan 6-7 liraya al. Markette bize 24 ila 26 TL arası sat.

Olacak iş mi bu?

Doları baskılıyorsun ama altın uçuyor, borsa uçuyor, bahis sitelerinde bedava sözde paralar uçuyor.

Sosyal medyada ise Influencerlar (Türkçesi etkileyen kişi) vergisiz para kazanıyorlar. 

Su pahalı sebze meyve pahalı.

 Gıda maddeleri pahalı.

 Temizlik ve hijyen ürünleri pahalı.

Kısaca hiçbir şey yerinde durmadığı gibi market raflarındaki etiketleri de sürekli değişerek fiyat artışları bilinçli şekilde alışkanlık haline getirildi.

*

*

*

SEÇİMLER YAKLAŞIYOR…

Yerel seçimlere artık sayılı aylar kaldı.

Yine aynı isimler sahada fink atmaya başladı.

Sürekli başka adam yokmuş gibi babadan oğula hesabı her dönem aday olmayacağını ısrarla söyleyip de yine de kamuoyunda aynı isimlerin dolaşmış olması ve sanki bir iki veya üç isim varmış gibi bu sahalarda aday olmak isteyen güzel isimlerin kapatılmaya çalışılması…

Bu memlekette sola bırakın oy çıkmasını, muhtarlık bile çıkması hayal gözüküyor.

Sağ tandanslı bir memleket olması sebebiyle CHP’li bir milletvekilinin belediye başkanlığına soyunması zaten saçmalık olur…

İktidar partisi ise tam bir yangın yeri.

Onlardaki bekleyiş şu patron kimi işaret ederse o olacak ve biz onun arkasında çalışacağız, sevsek de sevmesek de…

*

*

*

Memleketin en büyük sorunu geçen de söylediğim gibi otopark sorunu ve trafik…

Kent meydanındaki Zafer Müzesi benim de dikkatimi çekti.

 Hala daha bitirilmiş değil, Belediye Uzun Çarşı’yı, nikah dairesini, üstüne yolları ve kaldırımları, millet kıraathanesini neredeyse millet bahçesini bitirecek duruma geldi.

 Hala daha bu binada (zafer müzesi) bırakın onu hiçbir çalışma yapılmıyor ve 4. kışını geçirecek garibim bina…

 Pes vallahi!

Aynı meslek gruplarından adayların olması, işi bilmeyen insanların şehri yönetmeye talipli olmaları, beton kafasıyla şehri betonlaşmaya götüren zihniyetler ve çok iyi bilirim havasında olanlar…

Biliyorum biraz sert oldu; ama gerçek bu.

Neyse yine bitirmeyelim konuları.

Haftaya görüşmek üzere.

Kendinize çok iyi bakın.

Kalın sağlıcakla…