Türkiye’de 1950’li yılların başında 3 üniversite ve 10 bin öğrenci vardı.
70 yıl sonra 200’ün üzerinde üniversite ve 5 milyon üzerinde öğrenci bulunuyor.
Türkiye 81 milyonluk ve geçmişle karşılaştırılamayacak bir ülke durumuna geldiyse bunda en büyük pay üniversitelere aittir.
Üniversitelerimizde geçmişte de ciddi sorunlar vardı. Ancak bugünkü kadar kötü duruma düşmemişlerdi.
Medyadan seçtiğim 2018 yılındaki bazı olumsuz gelişmeleri sıralamakta yarar görüyorum.
* Üniversitelerimiz 2018 yılında dünyanın ilk 500 üniversitesi içinde, Koç ve Sabancı hariç, yer almıyor.
* Devlet üniversiteleri içinde en başarısız 30 üniversite son 12 yılda kurulan üniversiteler. En başarılı 30 üniversite listesinde 29’u ise 2000 yılından önce kurulmuş. (Hacettepe, ODTÜ, İstanbul, İTÜ, Ankara vb.)
* Üniversitelerde 177 bin kontenjan boş kaldı.
* Fen liselerinden yerleşen öğrenci sayısı yüzde 52 (yalnızca 17 bin öğrenci). Lise türünde ise her 10 öğrenciden yalnızca biri üniversiteli oldu.
* 2002 yılında İmam Hatip Lisesi 450 ve öğrenci sayısı 71.400 idi. 2017 yılında İHL sayısı 1.452’ye, öğrenci sayısı 645.315’e yükseldi. Üniversitelere giriş başarıları ise yüzde 16.
* Ek yerleştirme sonuçlarına göre tıpta 81, hukukta 1.066, mühendislikte 14.615 kontenjan ilgi görmedi. Bu örnekleri artırmak zor değil. Güçlü Türkiye sözünün tek bir anlamı var.
Eğitimde, demokraside, adalette yüksek kaliteye ulaşmak.
Şen ve esen kalın.