Türk kahvesinin antioksidan açısından zenginliği, insan sağlığı için büyük öneme sahip. Özellikle Prof. Dr. Canan Karatay'ın ifadelerine göre, Türk kahvesi düzenli tüketildiğinde vücuda ciddi oranda antioksidan sağlayarak, çeşitli kanser türleri de dahil olmak üzere birçok hastalığa karşı koruma sunuyor. Prof. Dr. Karatay, Türk kahvesinin tüketilmesinin önemini vurgularken, "Bir Türk kahvesi fincanı, domatesten alınan antioksidan miktarından 100 kat daha fazla antioksidan sağlar vücuda. Beyni de açar, cin gibi olursunuz" şeklinde konuştu.
Enerji seviyesinin yükselmesine ve mental açıdan canlılık kazanılmasına katkı sağlayan Türk kahvesi, beynin uykuya meyilli nöronlarını etkisiz hale getiriyor ve böylece dikkat kadar odaklanma gücünü de artırıyor. Alzheimer gibi zihinsel hastalıkların yavaşlatılmasına dair çalışmalar, düzenli Türk kahvesi tüketiminin olası faydalarını ortaya koyuyor.
Atina Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde gerçekleştirilen bir araştırma, her gün düzenli olarak Türk kahvesi içen bireylerin daha uzun bir ömre sahip olduğunu gösterdi. Bu kahve alışkanlığının kalp sağlığı üzerinde de olumlu etkileri olduğuna dair bulgular mevcut; düzenli tüketim, kalp hastalıklarına yakalanma riskini düşüren faktörlerden biri olarak değerlendiriliyor.
Karaciğer sağlığına da dost olan Türk kahvesi, bilhassa karaciğer yağlanmasının önüne geçmek konusunda etkili. Karaciğerdeki iltihabın azalmasına da katkıda bulunan kahvenin, şeker hastalığına karşı da koruyucu özellikleri bulunmakta. Alman tıp araştırmacılarının bulgularına göre, günlük olarak 600 ml veya daha fazla kahve tüketimi, tip 2 diyabet riskini %23 oranında azaltabiliyor. Bu etkiler, kahvenin düzenli ve dengeli tüketimi durumunda hesaba katılıyor.
