Aslında bu konuya hiç girmeyecektim.
Ama...
Dün Ali Şahin’in bir açıklamasını okudum medyada.
Ali Şahin de kim diyenler olabilir.
Mermerci.
HES İlaç Afyonspor yönetiminde yer almıştı.
Dün...
Medyada okuduğum habere göre şöyle bir beyanatta bulunmuş Ali Efendi.
‘Yönetimin uyumsuz olduğunu, bu yönetimde görev almak istemediği için yönetim kuruluna girmek istemediğini dile getirdi.’
Haberin ilgili kısmı aynen böyle.
Şimdi bu haberi okuyan herkes sanki Ali Şahin’e sorulmadan kendisinin listeye dahil edildiği izlenimine kapılabilir.
Böyle bir düşünce oluşmasın kimsede.
Olay aslında tam aksi...
Ali Şahin tabir yerindeyse adeta yalvarmış yönetime girmek için.
Kendisinin futbol ile ilgili Yönetim Kurulu'na alınmasını gerektirecek kadar bir vasfı olmamasına rağmen, sırf maddi destek sözünden dolayı da yönetime alındığını ifade edeyim.
Ve bir hususu daha belirteyim...
Ali Şahin’in ısrarları karşısında yeni yönetimin oluşması bir-iki hafta kadar gecikti.
Çünkü bu yönetimi oluşturanların bir kısmı Ali Şahin’in listede yer almamasını özellikle isterken, Ali Şahin’in ısrarı nedeniyle son anda alınmasına karar verildiğini ifade edelim.
Hatta...
İstanbul’da önceki cuma günü Feriye Sarayı'nda Erkan Çelik listeye son şeklini verirken, bir ara bir odaya gitti ve oradan telefonla bir kaç görüşme yaptı.
Görüştüğü kişilerden birisinin Ali Şahin olduğu ve o görüşmede de bazı maddi sözler verdiği bilgisi güvendiğim bir dostum tarafından iletildi bana.
Hal böyle iken...
Neden Ali Şahin gerçeğin tam tersi bir açıklama ile yönetimden ayrıldığını ifade ediyor?
Nedenini ben açıklayayım...
Ali Şahin Yönetim Kurulu'na takım için bir hoca önerir.
Bu öneri kabul edilmez.
Israr eder Ali Şahin.
Yönetim de kabul etmemekte direnir.
Peki neden ısrar eder Ali Şahin o hoca için?
Nedeni oğlu...
İstediği hoca dışında bir hoca olursa kendi oğlunun takımda yer bulamayacağını düşünmüş olmalı Ali Şahin.
Ali Şahin...
Demek ki neymiş?
Hiçbir şey senin düşündüğün gibi olmuyormuş dimi?
Para her kapıyı açmıyor bak.
Ali Şahin’in bu yaptığı yıllar önce bir başka mermercinin yaptığını aklıma getirdi.
O mermerci, ismi şimdilik mevzu bahis değil...
Afyon Kocatepe Üniversitesinin o tarihteki bir konusu için destek talebinde bulunulmasına olumlu cevap verir.
AKÜ’nün bu talebine aracılık eden bir milletvekilimizdir.
O tarihteki vali de bu konunun aracısıdır.
Sonuçta kimse kendisine bir şey istememektedir.
Mermerci Beyefendi kendisinden istenilen desteği Afyon Kocatepe Üniversitesine yapar.
Başta Rektör olmak üzere, herkes teşekkür eder mermerci beyefendiye.
Tabii ki O’da mutludur, kendisine herkesin bu teşekküründen, övgü dolu sözlerinden.
Aradan bir süre geçer.
Mermerci Beyefendi bir yakını için AKÜ Rektöründen hiçbir şekilde olamayacak bir talepte bulunur.
Bilindiği gibi bazı atamalar için bazı şartlar kanun gereğidir.
Mermerci Beyefendi kızar, talebinin yerine getirilmemesine.
Ve bakın ne der?
‘O zaman benim parayı derhal iade edin.’
Rektör Bey şaşırır bu söze.
‘Aman Efendim nasıl olur, biz o parayı sizin de rızanız ile şu iş için harcadık biliyorsunuz. Buna Valimiz ve Sayın Milletvekilimiz... de şahit. Ben şimdi nasıl iade ederim o parayı size?’ der.
Dinlemez mermerci beyefendi.
‘Anlamam ben, paramı iade edin’ böyle der ve çat diye kapatır telefonu.
Rektör durumu hem Vali Bey'e, hem de o milletvekiline aktarır.
Hayret edilir o mermerci beyefendinin sözlerine.
Ama ‘Devlet’ kimseye taviz vermez.
Anında başka bir iş adamına telefon açılır ve o rakam ifade edilerek durum kısaca özetlenir.
Bir saat kadar sonra o para hemen aktarılır mermerci beyefendiye.
İşte bu olayı aklıma getirdi, Ali Şahin’in davranışı ve olayın tam tersini anlatan açıklaması.
Elbette tüm mermer sektöründeki değerli hayırsever insanları temsil etmiyor bu iki isim.
Benim bildiğim onlarca mermerci dostumuz bu tür yaptıkları yardımlarda isimlerinin bile bilinmesini istemiyorlar.
O kadar mütevaziler yani...
Ama bir iki isim böyle parayla her şeyi yapabileceklerini sanıyorlar.
Bu düşüncelerinin yanlış olduğunu zamanla anlayacaklardır.
Ali Efendi'ye son bir not...
Burası Afyon.
Uçan kuştan haberimiz var.
Öyle kimseyi zan altında bırakacak açıklamalarda bulunma bundan sonra.
Kimin uyumlu, kimin uyumsuz olduğu apaçık ortada.
Bulunmaz bursa kumaşı değilsin, paran ile ancak kendine hükmedebilirsin, Afyon'a hükmedemezsin.
Afyonspor'un birinci ligten düştüğü dönemde sen değil miydin Başkan Ali Şahin?
*
*
*
Hakan Şeref Bey'in toplantısından...
Afyonspor'dan söz etmişken...
Pazar günü Afyon Milletvekilimiz Hakan Şeref Olgun, basın mensuplarıyla bir araya geldiği toplantıda Afyonspor ile ilgili düşüncelerini sorduğum soru üzerine açıkladı.
Sözün bir yerinde dedi ki...
‘Afyonspor'a TV yayınında Mehmet Emin Güzbey öncelikle milletvekili aday adayları destek olmalılar ve 50 bin TL bağışlamalı her birisi dedi ve ben anında 50 bin TL yolladım, ama kulüp yöneticilerinden kimse ne teşekkür ettiler, ne de makbuzumu yolladılar.’
Evet doğru.
Aynen söylediği gibi o programda ben vekil aday adaylarından destek ricasında bulundum ve sağ olsun o da anında yolladı parayı Afyonspor'un hesabına.
Kulüp yönetiminin teşekkür etmesi şık olurdu.
Makbuz konusuna gelince...
Hakan Şeref Bey'in açıklamasında makbuzum gelmedi demesi bazıları tarafından yanlış anlaşılabilir, kulüp yönetimi töhmet altında kalabilir.
Hakan Şeref Bey'in yolladığı para Afyonspor'un banka hesabına gelmiş ve o bağış da hesapta yer almış.
Bağış olduğu için de, resmi bir şekilde yollandığı için de kendisine herhangi bir makbuz kesilme durumu yokmuş.
‘Zaten Hakan Bey'in elinde bu bağışının banka dekontu var’ denilmekte.
Bir başka husus...
Hakan Şeref Bey'in, Süleyman Karakuş’a isnat ettiği sözler ile ilgili olarak ise...
Süleyman Karakuş kesinlikle Hakan Bey'i hedef alan sözler sarf etmediğini, zaten Hakan Bey'in de seçim döneminde bir kez maça geldiğini duyduğunu ifade etti.
Hakan Şeref Olgun’un yeni bir Afyonspor kurması ile ilgili sözlerine gelince...
Diyor ki Süleyman Karakuş;
‘Ne gerek var... Madem böyle bir niyetleri vardı, üç kez yok mu talipli, liste çıkartan diye konuştuk. Kimse çıkmadı. Ama yine de Vekil Bey bir takım kurmak istiyorsa, buyursun kursun. Afyon için iyi olur, ama öncelikle kardeşiyle de bir konuşursa, bu işlerin ne kadar meşakkatli olduğunu geçmiş dönemlerde Başkanlık yapmış olan Orhan Olgun kardeşimiz iyi bilir. Bu işler öyle söylemeyle olacak kadar basit değil.’