Dün Basın Bayramı idi.
Başta Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı ile Kayseri Valimiz Gökmen Çiçek olmak üzere, günümüzü kutlayan herkese teşekkür ediyorum.
*
Son günlerde Basın İlan Kurumu’nun ansızın yaptığı denetimler sonucunda haksız olarak resmi ilan aldığı tespit edilen gazetelerin ilanlarını kesmesi ve geriye dönük olarak mahsup işlemi başlatmasıyla kuruma karşı bazı kişilerce başlatılan linç kampanyasına değinmek istiyorum.
*
Öncelikle...
Basın İlan Kurumu hakkında kısa bir bilgi aktarayım.
Basın İlan Kurumu, resmi ilanlar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait reklamların, gazete ve dergilerde yayınlanmasına aracılık eden bir kurum.
Devlet kurumu.
1961 yılında kuruldu.
Amacı...
Resmi ilanların adil bir şekilde dağıtımını sağlamak.
Basın İlan Kurumu’nun önemli bir özelliği ise, ‘fikir ve içerik farkı’ gözetmemesidir.
Bugün için en muhalif gazeteler bile Basın İlan Kurumu’ndan adil bir şekilde ilanlarını alabilmektedir.
Basın İlan Kurumu aslında tüm Basının sigortasıdır.
Tüm Basının güvencesidir.
*
Basın İlan Kurumu teşkilat yapısı da adalet üzerine kurulu.
Üç grupta 36 üyeli bir Genel Kurul ve her kuruldan eşit temsille oluşan Denetçiler ve Yönetim Kurulu ile idare edilmekte.
Üç grup demiştim...
Bu üç grup;
Basın, Hükümet ve Tarafsızlar olarak belirlenmiş.
*
Özellikle yerel gazeteler için hayati bir öneme sahip Basın İlan Kurumu.
Ülkemizde şu anda resmi ilan ve reklam yayınlama hakkına sahip 982 gazete bulunmakta.
İlimiz merkezde ise, ‘şu anda’ 7 gazete resmi ilan ve reklam yayınlama hakkına sahip.
Yerel gazetelere Kamu desteğine aracılık eden Basın İlan Kurumu 2002 yılında 53 milyon 500 bin TL ilan dağıtımı yaparken, geçtiğimiz yıl bu rakam 613 milyon TL yi bulmuştu.
Bu yıl sanıyorum bu rakam en az iki misline ulaşacak.
*
Basın İlan Kurumu’nun bir diğer görevi de Basın Ahlak Esasları kapsamında yayın yapmadığı tespit edilen gazetelere ‘ilan kesilmesi’ şeklinde yaptırım uygulayarak;
Evrensel etik ve hukuk kuralları çerçevesinde çok sayıda kişi, kurum ve kuruluşun mağduriyeti giderilirken, bir diğer yandan da haklarında suçlamalarda bulunulan gazete ve gazetecilerin haklılıklarını ortaya koyabilmelerine de imkan sağlamakta.
*
Basın İlan Kurumu aynı zamanda basın mensuplarının da sıkıntıya düştükleri zaman başvurabildikleri bir kurum.
Basın mensuplarına kurum tarafından faizsiz borç verildiği gibi, çalışamaz durumda olan basın mensuplarına ‘muhtaçlık yardımı’ ve vefat eden gazetecilerin ailesine de ‘ölüm yardımı’ yapmakta.
*
*
*
Bir gece ansızın...
Şimdi gelelim Basın İlan Kurumu’nun aslında ‘geç bile kaldığı’ denetimlere...
Aralarında Basın İlan Kurumu’nun Genel Kurul Üyelerinin de sahibi oldukları gazeteler ve Ankara, İzmir Gazeteciler Cemiyetlerine ait gazetelerinde olduğu pek çok gazete ani denetimlere tabi tutuldu.
Basın İlan Kurumu ilgilileri bu denetimlerde özellikle
- Asgari baskı adedi ile
- Gerçekte çalışmayan fikir işçisi kadrosunda gösterilerek haksız kazanç elde edilmesi hususlarına yoğunlaştılar.
Pandeminin sona ermesinin ardından başlatılan bu denetlemeler ile ilgili de kısa notlar verelim;
- 44 ilde 484 gazete planlı olarak denetlendi.
- Bazı gazeteler ise alınan bilgiler ışığında habersiz olarak denetime tabi tutuldu.
Zaten bazılarının feryat ve figanları da bundan dolayı.
Çünkü...
Daha önce, haberdar edildiklerinde her şey mevzuata uygun hale görülüyordu.
Yaşanılan maalesef bu idi.
Yapılan ‘habersiz’ denetlemeler sonucunda ise...
Bu güne kadar bu Genel Kurul Üyelerine ait ve bazı Cemiyetlere ait gazeteler ile ilgili böylesine vahim tablo ile karşılaşılmamıştı.
*
Mevzuata aykırı...
Basın İlan Kurumu mevzuatına göre günlük yayınlanan gazeteler saat 17.00’den önce baskıya giremez.
Amaç belli...
Güncel haberlerin sayfalarda yer almasının sağlanması.
Ama...
Özellikle Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’in gazetesinin basıldığı matbaaya denetim gerçekleştiren ekipler, gazetelerin daha önceden basılıp, paketlendiğini ve bayiye ulaştırılmak üzere etiketlendiğini tespit ettiler.
Bu açık bir ihlaldir.
Sırf resmi ilan alabilmek için çıkartılan bir gazete değil de nedir?
Yine bu denetimlerde karşılaşılan bir başka tespit daha..
Günde en az 2 bin 400 adet basması ve satması gereken gazetelerin günlük sadece 250 adet basıldığı anlaşıldı.
Kanunen tutması gereken defterleri tutmadığı da görülen Nazmi Bilgin’in gazetesi 24 Saat gazetesinin asgari kadrosunda görülen bazı kişilerin ise aslında çalışmadıkları da tespit edildi.
Raporlar böyle...
30 yıldır Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığını ve Basın İlan Kurumu Genel Kurul Üyeliği görevini yapmakta olan Nazmi Bilgin’in gazetesinde değil sadece kanuna aykırılıklar.
İşte bunlardan bazıları;
- Bir diğer Genel Kurul Üyesi Abdi Pehlivan’ın sahibi olduğu Sonsöz
- Abdi Pehlivan’ın kızı Bahar Pehlivan’ın sahibi olduğu Zafer Gazetesi
- İzmir Gazeteciler Cemiyeti adına Başkan Dilek Gappi Umdular’ın sahipliğini üstlendiği 9 Eylül
- Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Nuri Kolaylı’nın tüzel kişi temsilciliğini üstlendiği Bursa merkezli A Gazete
- Daha önce Yönetim Kurulu Üyesi olarak da görev yapan Genel Kurul Üyesi Mustafa Arslan’ın gazetesi Konya Yenigün Gazeteleri hakkında da benzer usulsüzlüklerin tespit edildiği raporlara yansıdı.
Sonuç...
Öncelikle bu gazetelerin resmi ilan yayınlama hakları durduruldu.
Geriye dönük mahsup uygulaması başlatıldı.
Bazıları için bu rakam 1 milyon TL civarında.
Yani...
En az bu kadar haksız kazanç elde etmiş bu gazetelerin her biri.Hakka, hukuka ve kanunlara uygun yayın yapan, kadrolarında yer alan kişileri gerçekten çalıştıran diğer gazetelerin kasalarına el uzatmış ve onların paralarını almış bu gazeteler raporlarda belirtilen hususlara göre.
Birde bu kişiler Türkiye’nin pek çok yerinden kendilerini temsil etmesi, tüm gazetelerin haklarını korumaları için oy verilerek seçilen kişiler.
Bu belirtilen Gazetelerin sahip ya da temsilcilerinden bazıları bir açıklama yaptılar önceki gün.
Teşbihte hata olmazmış...
‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ derler.
Bunlar yaptıkları açıklamalar ile neredeyse Basın İlan Kurumunu ve bu konuyu sayfalarına taşıyan gazeteleri suçlu çıkaracaklar.
Bazıları da Genel Kurul Üyelerinin ve bazı Cemiyet Gazetelerinin denetlenmesine şaşırmış.
Bunlara Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Başkanvekili Mücahit Küçükyılmaz kısa ve öz bir cevap verdi;
Genel Kurul üyelerinin denetlenmesi neden şaşırtıcı olsun ki?
Basın İlan Kurumu, kim olursa olsun, kadro şişiren, meslek etiğine aykırı ve hileli iş yapan gazeteleri - dürüst ve ilkeli meslektaşlarımızı korumak adına - kararlılıkla denetlemeyi sürdürecektir.
*
Tek ve kesin çare...
Yıllar önce de söyledim.
Kürsülerde de açık açık belirttim.
Pek çok ilgiliye de ifade etti.
Hatta bir defasında...
En üst düzeyde bir kişiye de söylediğimde irkilmişti;
‘Herkes artırılsın derken, sen kesin diyorsun’ demiş ben de gerekçemi söylemiştim.
Neydi söylediğim?
Basın İlan Kurumu bir süreliğine...
İster üç ay, ister altı ay, ister bir yıl.
Süresini belirtmeden tüm resmi ilanları kesmelidir.
Naylon gazetelerin, sırf resmi ilan almak için çıkan gazetelerin ortadan kalkması için...
Tüm resmi ilan ve resmi reklamlar kesilmelidir.
Kimse işsizlik olur, gazeteciler işsiz kalır diye feryatta etmesin.
Çünkü...
Zaten bu tip gazetelerde gerçekte çalışmıyor ki bu kadrolarda yer alan ‘gazeteciler!’
Bu kişilerin ve benzerlerinin haksız aldıkları resmi ilanlar nedeniyle;
Hem SGK dolandırılıyor bu şekilde, hem Maliye vergi zararına uğruyor, hem gerçek gazeteciler iş bulamıyor kadrolar bu şekilde doldurulduğu için, hem de gazete enflasyonu nedeniyle reklam gelirleri azalıyor, hem de kanun ve nizamlara uygun şekilde gazete çıkarmaya çalışanların kasalarına el uzatılıyor.
En güzeli...
Kesilsin tüm resmi ilanlar ve resmi reklamlar, gerçekten bu işe sevdalı gazeteciler ile sırf resmi ilan almak için gazete çıkarmayanlar rahat bir nefes alsınlar.
Sonra...
Eğer gerek görülür ise, yeniden başlatılsın resmi ilan ve resmi reklamlar.
Zaten gazetelerde basılı resmi ilanlara bakılarak ihalelere girilmesi artık söz konusu değil.
Kamu ilanları internet ortamında resmi şekilde zaten ilan ediliyor.
Devletimiz kalıcı bir şekilde bu işi çözmek için SGK primlerinde, vergilerde ve reklamdan alınan KDV oranını düşürmekle bu desteği gerçek gazetelere sağlayabilir.
Olması gereken budur.
Ya da bu denetimler...
Kimsenin gözünün yaşına bakmadan tüm Türkiye’de aynı anda, aynı kararlılıkta ve bıkmadan, usanmadan yapılarak gazete enflasyonu azaltılmalıdır.
*
*
*
15 Temmuz gecesine dair...
Geçtiğimiz hafta yazdığım köşe yazımda 15 Temmuz gecesi Zafer Meydanı’nda yapılan programa bazı Siyasi Partilerin İl Başkanlarıyla birlikte AK Parti Merkez İlçe Başkanı ile Belediye Başkan Yardımcılarının katılmadıklarını, bunun yadırgandığını belirtmiştim.
Yazımdan sonra...
AK Parti Merkez İlçe Başkanı Ziya Coşkun Karadeniz ile Belediye Başkan Yardımcımız Süleyman Karakuş aslında geceye katıldıklarını belirterek bunu gönderdikleri fotoğraflar ile de gösterdiler.
MHP İl Başkanımız Mehmet Kocacan’da eşinin rahatsızlığı nedeniyle mecburen il dışına çıkmak durumunda olduğundan dolayı geceye katılamadığını belirtti.
Her ne kadar bu açıklamaları televizyonda Ana Haber Bülteni’ndeki canlı yayında da belirtmiş olsam da, buradan da bir kez daha iletmiş olalım.
Diğer Siyasi Partilerin İl Başkanlarına gelince...
Katılmamakla muhtemelen bir mesaj vermiş oldular.
Halkımız her şeyi görüyor ve değerlendiriyor.
Böyle biline...
(2 foto)
*
*
*
Günün sözü
Fakirin ihtiyacı zenginin israfı kadardır.
Hz. Ali