Tüylü hücreli lösemi, adını mikroskopta gözlemlenen lösemi hücrelerinin tüylü görünümünden alan nadir bir kan kanseri türüdür. Toplam lösemi vakalarının sadece yüzde 2'sini oluşturan bu hastalık, kemik iliğinde anormal beyaz kan hücrelerinin aşırı üretimi ile karakterizedir. Bu durum, bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara, kansızlığa ve kanamalara daha duyarlı hale getirir.

229O

Belirtiler ve Bulgular

Başlangıçta Belirti Vermeyebilir

Tüylü hücreli lösemi, yavaş ilerleyen bir hastalık olup, başlangıç aşamalarında belirgin belirtiler göstermez. Ancak, hastalık ilerledikçe çeşitli belirtiler ve bulgular ortaya çıkmaya başlar.

Sık Enfeksiyonlar

Bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle hastalar sık sık enfeksiyonlara yakalanabilirler.

Yüksek Ateş

Hastalık sürecinde yüksek ateş görülebilir.

Nefes Darlığı ve Yorgunluk

Hastalar, nefes alıp vermede güçlük çekebilirler ve yorgunluk veya enerji eksikliği hissedebilirler.

Kemik Ağrısı ve Morarma

Özellikle kaburgaların altında kemik ağrısı yaşanabilir. Ayrıca, morarmaların kolay oluşması ve iyileşmesinin uzun sürmesi söz konusu olabilir.

Karaciğer ve Dalak Büyümesi

Hastalığın ilerlemesiyle birlikte karaciğer ve dalak boyutlarında büyüme gözlemlenebilir.

Sağanak Yağış Hayatı Olumsuz Etkiledi! Sağanak Yağış Hayatı Olumsuz Etkiledi!

Tanı Yöntemleri

Tüylü hücreli lösemi tanısı, doktorunuzun gerçekleştirdiği fizik muayene, tıbbi geçmiş soruşturması ve kan ile kemik iliği hücrelerini inceleyen testler sayesinde konulabilir.

Tedavi Yöntemleri

Hastalığın yavaş ilerlemesi nedeniyle, belirtilerin az olduğu veya hiç olmadığı durumlarda doktorlar genellikle "bekle ve gör" adı verilen yaklaşımı tercih edebilirler.

Ancak tekrarlayan enfeksiyonlar, aşırı yorgunluk ve halsizlik, kanama ve morarma gibi belirtiler varsa; kemoterapi, biyolojik tedavi, hedefe yönelik ilaçlar ve destekleyici tedavilerden yararlanılabilir.

Tedavi planı, hastanın ihtiyaçlarına ve tedaviye verdiği yanıta göre ayarlanabilir. Her hastanın tüylü hücreli lösemi ile yaşadığı deneyim farklıdır ve doktor ile hasta arasındaki iletişim, en iyi tedavi planının belirlenmesinde kilit rol oynar.

Kaynak: AHMET SARLIK