Ramazan ayının manevi iklimine rağmen, siyasetteki gerilim hız kesmediğine göre... "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir" misali... Siyasette, öfkenin önlenemez yükselişi süreci devam edecek demektir.
Tansiyon özellikle de muhalefet tarafından, bilerek ve isteyerek tırmandırıldığı için de... Bu saatten sonra, yüksek ateşin düşürülmesi zor... Hatta olanaksız.
Hani ne derler:
"Böyle gelmiş böyle gider."
Sandığa kadar siyasi çalkantının, elektrikli havanın süreceği kesin.

***


'Ne İmamoğlu ne de Yavaş'
Adil Gür... Araştırmacı... Sürekli anket yapıyor... Ancak sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmıyor. kamuoyu ile paylaşmıyor.
Önceki akşam konuştuk...
"Sonuçlar" üzerine.
1. En önemli sorun nedir? Yurdun her yerinden aynı yanıt: "Ekonomi."
2. Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayları ile ilgili soruya verilen ağırlıklı yanıt:
"Mansur Yavaş... Çok konuşmuyor... Kavga etmiyor... Kimseyle polemiğe girmiyor."
Adil Gür, araştırmadan bağımsız olarak, bir düşüncesini de söyledi:
Gördüğüm kadarıyla Mansur Yavaş'ı da, Ekrem İmamoğlu'nu da aday yapmayacaklar.

***


Muhalefetin 'gerilim' stratejisi
Muhalefet... Siyasetin ipini neden gerdi? Bu bir taktik... Şöyle ki:
 Yerel seçim sonuçları... CHP'nin İstanbul ve Ankara'yı alışı... Özgüven getirdi.
 Pandemi sürecinde duran üretim... Ekonomik sorunlar... Dövizdeki kur artışı... Muhalefeti, durumdan vazife, krizden oy çıkarmaya yöneltti.
 Muhalefette, "Tayyip Bey olduğu sürece siyasette bize ekmek düşmez" düşüncesi güçlendi.
 Erdoğan karşıtı siyaset dilinin, prim yapacağı anlaşıldı ve bu sonuca göre taktik geliştirildi.
 Taktik... Slogan... Kampanya... "Erdoğan gitsin... Sonra ne olursa olsun... Yeter ki Erdoğan'ı gönderelim." Strateji bu olunca, siyasetteki tansiyon düşmez... Daha da yükselir... Göreceksiniz... Yükselecektir.

***


Diyarbakır havası
Taban ne diyor? HDP seçmeni, yarına nasıl bakıyor?
Taban üzerinde bir sondaj... 40 kişi ile görüşme... Elbette, isim yazmamak üzerine... Zira içlerinde, sivil toplum lideri de var, iş dünyası temsilcileri de.
Vardığımız sonuç:
1. HDP tabanı, ittifak istiyor... Ama kendi partisinin öncülüğünde kurulacak bir ittifak.
2. İttifak masası, çok ayaklı olmalı... HDP... Komünist Parti... İşçi Partisi...
EMEP... Sosyalist Parti.

***


Güven... Kimin umurunda?
Böylesi hiç yaşanmamıştı... Seçime bir yıldan fazla var ama kampanya başlamış gibi.
Ramazan'a rağmen, her yer hareketli... Milletvekilleri... Aday adayları... İl ve ilçe örgütleri... Sanki gelecek ay seçim varmış gibi, sahadalar.
Sahaya çıkan da... Ağzına geleni söylüyor... Ölçüsüz vaatler havada uçuşuyor.
Söylemler, tribünlerden alkış alıyor.
Fakat... Kimse, güven duygusunu düşünmüyor... Güven... Çok önemli.
Güven, siyasetçinin en büyük sermayesidir... Vazgeçilmezidir.
Bol keseden atmak... Hayal satmak... Kısa vadede belki prim yapar... Ancak... Vaatler yerine getirilemeyince... Siyasetçi, güven kaybına uğrar.
Günümüzde... Hırs ve öfke, öylesine aklın önünde gidiyor ki, güven konusu çok kişinin kafasının köşesinden bile geçmiyor.

***


Demir Lady'den öğütler
Margaret Thatcher... Başbakanlık yaptı... 4 Mayıs 1979-28 Kasım 1990.
Siyasete nokta koyunca anılarını yazdı:
"Demir Lady'nin Anıları... Başbakanlık Yılları." Thatcher anılarında diyor ki:
Hakaret etmek, siyaset yapmanın yerine geçmez... Panik belirtisidir.
Türkiye'de ise... Özellikle de siyasetin şu sıcak günlerinde... Hakaretin bini bir para.
Sağınıza/solunuza, medyaya bakın... O kadar çok siyasetçi göreceksiniz ki... Panik atak.
Tedavi de kolay olmasa gerek.

***

Havanda su dövmek
Bürokrasiden gelen Kemal Kılıçdaroğlubürokrat dövmekten hoşlanıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu... Et ve Süt Kurumu... Kapı önüne gidiyor, bürokratlara söylemedik söz bırakmıyor.
Bu olay televizyonlarda, gazetelerde yer aldığına göre... Demektir ki; kurum ziyaretleri sürecek... Daha pek çok bürokrat fırça yiyecek!
Sayın siyasetçiler! Ey millet!
Türkiye, "Eski Türkiye" değil ki... Sistem değişti... Artık bürokratın, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Genel Müdürlük yaptığı dönemdeki gibi... Gücü, etkisi, yetkisi yok ki.
Bugün... Ha bürokrat dövmüşsün, ha havanda su.


***


'Tek dertleri Erdoğan'ı göndermek'
Mehmet Özhaseki ile sohbet... AK Parti Yerel Yönetimler Başkanı.
Konu... Siyaset... Muhalefet... 6'lı masa... Günün fotoğrafı.
Özhaseki dedi ki:
 6'lı masa, vaatler zinciri ve Erdoğan karşıtlığı odaklı.
 Hepsi de, Erdoğan karşıtlığında birleşiyorlar... Zira... Erdoğan oldukça siyaseten yol alamayacaklarının farkındalar.
 Ekonomi... Üretim... İhracat... Yatırım... Yapısal reformlar gibi konularda siyaset üretemiyorlar.
 Bulabildikleri tek süslü söz, "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem." Ama nasıl olacağı konusunda da fikirleri yok.
 Varsa yoksa bol keseden vaat... İşçiye, memura, çiftçiye, özel sektöre... Herkese... Akıllarında fikirlerinde, rüyalarında tek düşünce var; Erdoğan'ı yenmek... Sonrası... Ülkenin ne hale geleceği... Hiçbirinin umurunda bile değil.