Afyonkarahisar... Şuhut ilçesi... 1922... 25 Ağustos'u 26 Ağustos'a bağlayan gece.

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları son hazırlıklarını yaptılar.

Askerin akşam yemeği... Buğday çorbası, hoşaf ve ekmek.

Dualar... Helalleşmeler.

Ve Kocatepe'ye hareket... 19 kilometre.

Adsız-60

Başkomutan atına bindi... Atın ayaklarına çaput bağlı... Bez parçası... Ses çıkmasın diye.

Top arabaları... Mühimmat... Kocatepe'ye taşındı.

Ve gün ağarırken... Kocatepe'de... Büyük Taarruz başladı... Gerisini şair anlatsın:

26 Ağustos gece sabaha karşı,Afyonkarahisar... Şuhut ilçesi... 1922... 25 Ağustos'u 26 Ağustos'a bağlayan gece.

Topların çelik ağzı çaldı bir hücum marşı,

Bu ölüm bestesinin içinde yandı dağlar,

Alt üst oldu siperler, eridi kurşun ağlar,

Fırtınadan yeleli, yıldırımdan kanatlı,

Alevlerin içinden geçti binlerce atlı."

***

Kurtuluş Savaşı'nda kadın

Mudurnu... Camii Kebir Mahallesi... Bir gece Fatma kadının kapısı çalındı.

Gelen... Fatma kadının, askerden kaçan oğlu İsmail.

Fatma kadın oğlunu eve almadı:

"Din ve vatanına ihanet eden ve memleketin hizmet beklediği bir zamanda ordudan firar edeni, evlat olarak tanımıyorum."

Fatma kadın... Oğlunu jandarmaya teslim etti.

Bu olayı... Anadolu Ajansı haber yaptı... 3 Şubat 1921.

***

Mektup

Türkiye Büyük Millet Meclisi... 12 Aralık 1921... Gizli oturum tutanağı.

Kürsüde... Edirne Milletvekili Şerif Bey... Bir mektup okudu.

Mektup, bir Yüzbaşı'ya yazılmış... Yazan Yüzbaşı'nın eşi:

"Sen Anadolu'da vatanın müdafaası için çalışıyorsun... Ben belediyeye süpürgeci yazıldım, çocuklarımızı besliyorum."

Şerif Bey, mektubu okuduktan sonra... Noktayı şu sözlerle koydu:

- İşte en büyük vatansever o kadındır.

***

Niğde

Hakimiyeti Milliye Gazetesi... 4 Eylül 1921... Sayfa 2. Niğde'den bir haber... Kaymakam Cevdet Bey anlatıyor:

 İlçe halkı orduya yardım için birbiriyle yarışıyor.

 4 top kaput bezi orduya teslim edildi.

 Hilal-i Ahmer (Kızılay) Kadınlar Derneği 17 bin 500 kuruş topladı.

 Erkeklerin topladığı para 9 bin 500 kuruş.

***

Tayyar Rahmiye

Osmaniyeli bir kahraman kadın... Gönüllü asker.

Adı Rahmiye Hatun... Çok hızlı... Uçak gibi... Onun için "Tayyar Rahmiye" lakabı takılmış.

Bölgenin, Fransız işgalinde olduğu dönem.

Rahmiye Hatun, direnişçilere yiyecek, içecek taşıyor.

Cephede askerler ile omuz omuza çarpışıyor.

Adı bugün Osmaniye'de bir okulda:

Rahmiye Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi.

***

Mukaddes vazife

Türkiye Büyük Millet Meclisi... 13 Eylül 1921... Kürsüde Milli Müdafaa Vekili (Milli Savunma Bakanı) Refet Paşa:

 Köylülere ve köylü kadınlara şükranlarımı bir defa daha eda etmek en mukaddes vazifedir.

 Bu zafer hiç şüphe yok ki, ferdin değil milletin zaferidir.

 Ve asıl, kağnı arabaları ile koşan, yavrusunu kucağında taşıyan köylü kadınların zaferidir.

***

Anne

Sene 1921... Mevsim yaz... Yunan ilerliyor.

Köylü kadın oğlunu İnegöl'e gönderiyor... Düşmanla savaşması için.

Genç saf... Bilinçsiz... Ne yaptığının farkında değil... Düşmana bilgi veriyor.

Oğlunun Yunan'a casusluk yaptığı haberi köyde duyuluyor.

Anne... Silahını alıyor... Atına biniyor... Doğru İnegöl'e... Ve aldığı adrese göre, oğlunun bulunduğu yere gidiyor.

Oğlunu görmek istediğini söylüyor.

Annesinin geldiğini duyan çocuk... Sevinç içinde, elini öpmek için annesine koşarken... Kadın... Çarşafının altındaki silahı çıkarıp oğlunu vuruyor... Ve dönüp kayboluyor.

***

Play Video

Gel de ağlama

Sakarya Savaşı'nın birinci günü... 23 Ağustos 1921... Albay Hulusi Bey (Atak) yaralanır... Doğru hastaneye... Keskin'e.

Hulusi Albay... Ve diğer yaralılar... Kağnı ile hastane yolunda... Yol uzun... Gece bir su başında konaklama.

Etrafta katırlar... Kağnılar... Cepheye silah ve erzak taşıyorlar.

Gecenin karanlığında... Hulusi Albay, bir kadın çığlığı duyar... Telaş... Koşturmalar.

Cepheye silah götüren kadınlardan biri doğum yapmıştır... Erkek çocuk.

Çevredekiler, kadını hastaneye göndermek isterler... Kadın kabul etmez:

"Cephede savaşanlar cephane bekliyorlar... Onlara cephane yetiştirmeliyim... Kesinlikle geri dönemem."

Herkes duygulanır... Yaralıların ve cepheye erzak, silah taşıyanların gözlerinde yaşlar.

***

Çamaşırcı kadın

Ankara... Öğretmen okulu salonu... Kadınların toplantısı... Kürsüde Halide Edip Hanım (Adıvar).

Yunanlıların Anadolu'yu işgal hevesinden... Millî mücadeleden söz eder.

Konuşması bitince... Yanına, gözleri iyi görmeyen bir köylü kadın gelir:

- Fukara, çamaşırcı kadınım... Oğlum Çanakkale'de öldü.

Ve... Göğsünden bir lira çıkarıp uzatır: - Yaralı askerler için harcansın.

Halide Edip, çamaşırcı kadına sarılır... Öper... İkisinin de gözlerinden yaşlar boşanır.

***

Dün... Ve yarın

Afyonkarahisar... TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve yurdun her yerinden gelmiş binlerce insan.

Dün... Coşku tavan yaptı.

Şuhut Atatürk Evi ziyareti.

Atlı birliklerin Büyük Taarruz Karargahı'ndan İzmir'e uğurlanması.

Kortej yürüyüşü.

Ve... Zafer yürüyüşü... Gece yarısı... İstikamet Kocatepe.

Yarın... Ertesi gün... Daha sonraki gün... Yine "Zafer Haftası" yazıları.