Afyonkarahisar Belediye Başkanlığına Burcu Köksal seçildikten sonra gözler, Belediye Başkan Yardımcılıklarına kimleri atayacağına çevrilmişti.

Burcu Köksal bugüne kadar dört Belediye Başkan Yardımcısının atamasını yaptı.

Bunların hiç birisi Belediye Meclis Üyesi değildi.

Aslında önceki dönemlerde de Belediye Meclis Üyelerinden Başkan Yardımcılığına çok fazla bir atama yapılmamıştı.

Mehmet Sami Hancıoğlu, Erdal Akar, Hayrettin Barut, Abdullah Kaptan, Burhanettin Çoban...

Hatırladığım kadarıyla...

Bunların hiç birisi, Meclis Üyelerinden Başkan Yardımcısı ataması yapmadı.

Sadece Mehmet Zeybek döneminde iki Meclis Üyesi Başkan Yardımcısı olmuştu.

Süleyman Karakuş ve Murat Öner.

Muhtemelen, Mehmet Zeybek, ‘Keşke hiç yapmasaydım’ demiştir.

Belediye Meclis Üyelerinden Başkan Yardımcısı yapmanın sakıncalarını, Burcu Köksal geçtiğimiz Mehmet Zeybek döneminde görmüş ve bundan ders çıkarmış olabilir.

*

Burcu Hanımın hiç bir Belediye Meclis Üyesini Başkan Yardımcısı yapmamasının nedenlerinden birisi de yardımcısı yapmadığı diğer Meclis Üyelerini küstürmemek için olabilir.

Bir diğer nedeni de...

Belediye Meclis Üyelerinden her hangi birisini Yardımcısı yapsa, ola ki ileri de bazı hususlarda anlaşamadıkları noktada veya bazı olumsuz gelişmelerde görevden almasının yaratacağı sıkıntıyı düşünmüş olabilir.

Başka nedenlerde olabilir elbette.

Bana göre de Burcu Köksal, Belediye Meclis Üyelerinden hiç birisini Belediye Başkan Yardımcısı yapmamakla, doğru olanı yapmıştır.

Aslında...

Hangi Meclis Üyesi Başkan Yardımcısı olsa idi, iki arada bir derede kalacakları da aşikardı.

*

Burcu Köksal daha profesyonel çalışmak ve kısa sürede önemli mesafeler almak istemekte.

Bu nedenle de ekibini hem sadakatinden şüphe duymayacağı, hem de daha huzurlu çalışabilecek olan liyakatli kişilerden seçmekle işi başından sıkı tutmuştur.

*

Burcu Köksal ilk olarak Ömer Yıldız’ın atamasını yaptı.

 

Ömer Yıldız ismi pek çok kişiye yabancıydı.

Belediye eski Başkanlarındandı.

Dereçine Kasabasının Belediye Başkanıydı Ömer Yıldız.

31 Mart seçimlerinde tekrar aday gösterilmişti ama, az denilebilecek bir farkla kazanamamıştı.

Neden çok küçük bir kasabanın eski Belediye Başkanını, hem de ikinci kez kazanamayan birisini Afyonkarahisar gibi çok büyük bir yerin Başkan Yardımcılığına getirdi?’ diye eleştirilmişti Burcu Köksal.

Burcu Köksal’ın tanıdığı bir isimdi Ömer Yıldız.

Partisine ve ilkelerine sadakatinden, liyakatinden şüphe edilmeyen bir isimdi.

Ömer Yıldız, Afyonkarahisar Belediye Başkanlığında göreve başladıktan sonra O’nunla ilk olarak Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyetinin Kongresinde karşılaştık.

Kongre başlamadan önce oturduk ortadaki sıralardan birisinde, sohbet ettik.

Sonra kongre başladıktan sonra kendisini ön sıradaki koltuklara davet ettim. Gelmek istemedi, ‘burası daha iyi’ dedi.

Ben ısrar edince kırmadı, geldi ön tarafa.

Sonra...

İkinci karşılaşmamız Afyonkarahisar Kent Konseyi seçiminde oldu.

Burcu Köksal Başkanımızın daveti ile gittim seçimin yapılacağı salona.

Oturdum bana gösterilen koltuğa.

Baktım kapıda Ömer Yıldız içeriye girmiyor bekliyordu.

Burcu Köksal’ın salona gelmesini beklediği anlaşılıyordu.

Belediye Başkanı salona girmeden önce CHP İl Başkanı Faruk Duha Erhan ile CHP yönetiminden bir kaç isim salona girdiler ve boş olarak bekletilen koltuklar kendilerine gösterildi, onlarda oralara oturdular.

Sonra Burcu Köksal girdi salona.

Yerine oturdu.

Ömer Yıldız’a oturacak koltuk kalmamıştı.

Panikledi görevliler.

Bir sandalye getirildi daha sonra ve yan tarafa, kürsüye en uzak tarafa koydurdu o sandalyeyi geçti oraya oturdu.

Ne bir sinir emaresi vardı yüzünde, ne de bir can sıkıntısı belirtisi.

Hoşuma gitti bu tavrı ve bir kaç gün önceki Gazeteciler Cemiyeti toplantısındaki mütevaziliği.

Çok küçük nüanslardır aslında bunlar.

Kişinin gerçek karakterini gösterir bu ayrıntılar.

Bakmakla görmek arasındaki farkta bunları fark edebilmektir.

*

Belediye Başkanı olan iki ayrı Köksal’dan da teklif aldı...

Gelelim Burcu Köksal’ın neden Ömer Yıldız’ı yardımcısı olarak atadığına...

Seçim sonrasında ilk ziyaretini Akşehir’e yaptı Ömer Yıldız.

Burada Belediye Başkanını tebrik etti.

Ahmet Nuri Köksal Akşehir Belediye Başkanı.

Çok önceden tanışıyorlardı Ömer Yıldız ile.

Ahmet Nuri Köksal, yardımcısı olmayı teklif etti Ömer Yıldız’a.

Teşekkür etti bu teklife Ömer Bey.

Sonra Yeşilçiftlik Belediye Başkanı Devrim Ölmez’i ziyaret etti.

Devrim Ölmez’in babası eski Belediye Başkanlarından Zekeriya Ölmez, mekanı cennet olsun çok iyi bir insandı.

Şimdi oğlu Devrim, babasının yolunda.

Benimde sevdiğim, takdir ettiğim insanlardan birisiydi Zekeriya Ölmez.

Siyaseten farklı kulvarlarda idik, O solcuydu ama, yiğit bir insandı.

Rahmetli Zekeriya Ölmez ile Ömer Yıldız iyi arkadaştılar.

Devrim, Ömer Yıldız’ın oğlu Erdem Emek Yıldız ile yaşıt.

Devrim Ölmez’in yanından ayrıldıktan sonra Afyona geldi Ömer Yıldız.

Belediye Başkanlığına seçilen Burcu Köksal’ı ziyaret etti.

Yarım saat kadar oturdular.

Sonra birlikte Belediye birimlerinin brifingini almaya gittiler.

Brifing sonrasında Burcu Köksal, Ömer Yıldız’a yardımcısı olmayı orada teklif etti.

Burcu Köksal dedi ki Ömer Yıldız’a; ‘Çarşamba günü mazbatayı alınca benim Başkan Yardımcım olmanı istiyorum.’

Burcu Köksal’ı iyi tanıyordu Ömer Yıldız.

Burcu Hanımın rahmetli Babası İsmail Bey iyi arkadaşıydı.

Abi’ olarak nitelendiriyordu İsmail Beyi.

Burcu Hanıma da her açıdan güveniyordu.

Akşehir Belediye Başkanı Ahmet Nuri Köksal’dan gelen teklifi kabul etmemişti ama, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal’dan gelen bu teklifi kabul etti.

Mazbata alındıktan sonra da Köksal ile birlikte başladılar göreve.

Mazbatanın alındığı gün ve sonrasında Perşembe, Cuma günleri tüm müdürlerden brifing aldı Ömer Yıldız.

Şirket yöneticilerinden de...

İlk fotoğrafları çektikten sonra da Burcu Köksal ile ilk ayların planlamasını yaptılar.

*

Dört önemli isim...

Ömer Yıldız, Erkan Uysal, Cem Kasapoğlu ve Eylem Ayar...

Burcu Köksal’ın atadığı bu isimlerin hepsinin ayrı özellikleri ve atanma gerekçeleri var.

Bu atamaların hepsine şapka çıkartıyorum.

Bu dört atamadan sadece Ömer Yıldız ile ilgili ayrıntılı bazı bilgileri aktardığımda, sizlerde hem hak vereceksiniz, hem de takdir edeceksiniz sanıyorum Burcu Köksal’ı.

Ömer Yıldız.

1968 doğumlu.

Aslında doğum yeri İstanbul ama, nüfus kağıdında Yalvaç yazılı.

İki evladı bir torunu var, Allah bağışlasın.

Oğlu Erdem Emek Yıldız 34 yaşında.

45 gün önce dede oldu Ömer Yıldız.

Torununun adı Ece.

Torunuyla aynı burçta Ömer Yıldız.

Birde kızı var Ömer Beyin, 32 yaşında.

Eşi Nurgül hanım ev hanımı.

Gösterişli bir yaşamları yok.

Sıradan bir aileyiz’ ifadesiyle tanımlıyor yaşamlarını Ömer Yıldız.

Dedesi...

1944 yılında Isparta Yalvaç’tan Sultandağı’na göçmüş.

Ömer Bey ilkokulu Çamözü’nde, ortaokulu Dereçine’de, liseyi de Sultandağı’nda bitirmiş.

1987 yılında aslında Tarih Coğrafya Fakültesini kazanmış olmasına rağmen, Denizli Eğitim Yüksek Okuluna gitmiş.

Çocukluk ve gençlik yıllarında yapmadığı pek bir iş kalmamış Ömer Yıldız’ın.

Mesela...

On yaşında iken kiraz toplamış, kasa yapmasını öğrenerek te bir tık yukarıya taşımış kendini.

Varlıklı bir ailenin mensubu değil...

Geçimini sağlamak için sıvacılıktan otobüs muavinliğine kadar pek çok işte çalışmış.

Tarlada ekmiş, patozda yapmış.

Hiç boş durmamış...

Sonra muhasebe öğrenmiş.

Bir firmanın ön muhasebesini tutmuş.

Kooperatif Başkanlığı, Kooperatif yöneticiliği, Sendikacılık...

Babası Demir döküm de işçi imiş.

İstanbul’da.

Orada doğmuş Ömer Yıldız.

Babası daha sonra 7 yıl Almanya’da çalışmış.

Takvimler 1987’yi gösterdiğinde 19 yaşında Mardin’e öğretmen olarak atanmış.

Üç yıllık mecburi hizmet...

Üç yıl dolduğunda tayin isteme hakkı olmasına rağmen istememiş.

Öğretmenlik ilk üç yılda anca öğrenilebiliyor, ben burada üç yıl kaldım ama buraya daha faydalı olmalıyım’ diyerek 7 yıl kalmış Mardin’de.

Sonra...

Emirdağ Piribeyli Okulunda göreve başlamış.

4 yıl...

1998 yılında Çamözü’nde piknikte bir öğrencinin yanması olayını hatırlayanlar vardır.

İşte bu olaydan sonra Emirdağ ve Sultandağı Milli Eğitim Müdürleri kafa kafaya verip Ömer Yıldız’ın Çamözü’ne tayin edilmesinin bölgedeki halk ve öğrenciler için çok faydalı olacağına karar vermişler.

Bölge halkının çocuklarını okula göndermemesinin önüne geçmek için Ömer Yıldız’ın yeni görev yeri, kendisinin de mezun olduğu Çamözü İlkokulu oluvermiş.

Ömer bey, 1999 yılında Sultandağı İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü olarak yöneticiliğe başladı, sonrasında ise Sultandağı İlçe Milli Eğitim Müdürü oldu.

2003 yılına kadar Sultandağı Milli Eğitim Müdürü olarak görev yaptıktan sonra AK Partinin iktidara gelmesiyle bu görevden alındı.

Mahkemeye gitti.

İdare Mahkemesi göreve geri iade etti.

AK Parti tekrar görevden aldı.

Baktı huzur olmayacak...

Öğretmenliğe geri döndü.

Takvimler 2011 yılını gösterdiğinde bu kez okuduğu ve mezun olduğu Dereçine orta okulunun önce öğretmeni, sonra müdürü oldu.

Dereçine’de çok sevildi.

Başarılıydı.

Öylesine başarılıydı ki...

Okulun 132 öğrencisinden 74’ü çeşitli alanlarda il birincisi oldular.

Sadece eğitime odaklanmamıştı Ömer Yıldız.

Sosyal alanda da çeşitli kazanımlar elde etti Dereçine.

İşkolik bir kişi Ömer Yıldız.

Dereçine’de pek çok ilk gerçekleştirdi.

Aslında Dereçine’de kan bağı olduğu kimse yok.

Halk kendisinin Belediye Başkanı olmasını istedi.

Bunu kabul etmesi 31 yıllık öğretmenlik mesleğine nokta koyması anlamına geliyordu.

Eğitim ile geçen 31 yıl.

19 yılı yöneticilik olarak geçen 31 yıllık eğitimcilik hayatına nokta koymak hiç kolay değildi ama, halkın ısrarı çok yoğundu.

Kabul etti, halkta seçti.

Belediye Başkanlığında göreve başladığının ertesi haftasının ilk günü...

8 Nisan tarihinde Dereçine’de tek başına yaşayan hiç kimseyi yalnız bırakmamak için bizzat kendisi tek tek dolaştı herkesi.

Odunu kırılacak olan varsa kırdı, kırdırdı.

Sobası yanacak olan varsa yaktı, yaktırdı.

O yalnız insanların yemeklerini yaptırdı.

İhtiyacı olanın ihtiyacını kimseye belli etmeden gidertti.

Dereçine’de mevsimlik işçileri de düşündü.

Onlar için konut yapan ilk Belediye Başkanı olarak tarihe geçti.

Bölgede ilk kadın kooperatifini kurdu.

Bu kadar meziyeti, becerisi ve insanları düşünmesine rağmen neden ikinci kez seçilemedi derseniz...

Mesela bir kaçını söyleyeyim;

Dereçine’de iki lokanta vardı.

Lokanta sayısı bir süre sonra teke düştü.

Ömer Yıldız’da Belediye olarak bir tesis açtırdı. Halk tek yere mahkum kalmasındı amacı.

Bu o tek kalan lokanta sahibini rahatsız etti.

Rahatsızlık az ifade olsa gerek, o kişi Ömer Yıldız’ın karşısında olmak için siyasete girdi, karşısında yer aldı.

İkinci husus...

Kişisel olarak birine fayda sağlama, sağlatma yeteneği yok Ömer Yıldız’ın.

Böyle olunca...

Aynı siyasi görüşte olanların bile tepkisini çekebiliyorsunuz bazen.

Başka bir husus...

Ömer Yıldız’ın yüzü fazla gülmez.

O’nu ve ailesini yakından tanıyanlar O’nun bu halini hep Annesine benzetmekteler.

Benim tabiatım böyle ama, halkımızda somurtkan Belediye Başkanı istemedi’ diyebilecek kadar da açık sözlü Ömer Yıldız.

Ömer Beyden bu lafı duyunca, aklıma Mahmut Koçak geliverdi birden.

Dereçine’ye gitse kazanması garanti Mahmut Beyin...

Can çekişen hastanın yanında bile ağzı kulaklarında Mahmut Koçak gibi bir siyasimiz var şükür...

Ömer Beyin ailesinde bir tek solcu yok.

Kız kardeşi üç kez Hac’ca giden, erkek kardeşi ise 5 vakit namazında olan bir kişi.

Sağcılar hakim ailede.

Bunun kendisi için bir avantaj olduğunu söylemekte Ömer Yıldız;

Karşı mahalleyi iyi biliyorum. O nedenle onları neyin kıracağını bilirim ve kırmamaya özen gösteririm’ demekte.

O bu sözü söyleyince bu defa aklıma eski Cumhurbaşkanımız, hemşerimiz Ahmet Necdet Sezer geliverdi ve bir kez daha üzüldüm o hareketine...

Hani bir Ramazan günü, konuşma yaparken herkesin gözlerinin içine bakarak su içmişti ya...

Severim, sayarım Ahmet Necdet Sezer’i ama, o hareketini hem yadırgamış hem de çok üzülmüştüm.

Bir şeyi daha ilave etmek gerek burada.

28 Şubat sonrasında Ömer Yıldız görevde iken hiç bir kimseye zulmetmedi.

O dönemi bilenler, Ömer Beyin hakkını böyle teslim ediyorlar.

*

Savaş beş kelime ile özetledi

Belediye Başkanlığı Özel Kalem eski Müdürü arkadaşım, dostum Mehmet Savaş’a Ömer Yıldız’ı sordum dün.

O’nun her tespitine güvenir, söylediklerine katıksız inanırım.

Dedi ki;

-          Kibar

-          Beyefendi

-          Herkese hoşgörülü

-          Mütevazi

-          Dört dörtlük birisi

*

Kültürlü, birikimli...

Ömer Yıldız dolu, dopdolu birisi.

Ahmet İnsel, Fırat Keyman gibi pek çok kişi ile fikir kulüplerinde birliktelikleri olan, kendisini yetiştirmiş bir kişi.

Türkiye’de çeşitli üniversitelerde tarım alanında konferanslar veren, Hamburg gibi yurtdışında pek çok yerde Türk Solu ile ilgili düşüncelerini aktaran, görüşlerine değer verilen bir kişiliğe sahip.

*

İslam’ın 6. Şartı...

Hani bazen deriz ya...

İslam’ın beş şartı vardır, altıncısı da haddini bilmektir...

Ömer Yıldız bu açıdan da mükemmel bir kişiliğe sahip.

Diyor ki;

-          Benim Burcu Köksal’ın seçilmesinde binde birlik bir payım yok.

-          Kendime pay çıkaracak bir şeyim yok bu konuda.

-          Başkanım bana güvendi ve yardımcısı yaptı. Bende O’nun bu güvenine layık olmak için var gücümle çalışacağım.

-          İnanıyorum ki beş yılın sonunda çok farklı bir Afyonkarahisar olacak.

-          Afyonkarahisar Büyükşehir değil ama, pek çok Büyükşehirden daha potansiyele sahip.

-          Burcu Köksal bir ekol. Keşke hepimiz O’nun gibi olabilsek.

*

Diğer Başkan Yardımcılarına dair...

Ömer Yıldız’dan bahsettik, epeyce uzattım ama, daha yazacak çok şey var aslında.

Burcu Köksal’ın ikinci atadığı isim Cem Kasapoğlu.

Burhanettin Çoban, O’nu Afyonkarahisar Belediyesine getirmişti.

Cem Kasapoğlu Afyonkarahisar Belediyesinde Mehmet Zeybek döneminde de önemli görevlerde bulunuyordu.

Burcu Köksal O’nu Başkan Yardımcısı yaptığında, buna en çok AK Partililer şaşırdı.

Hatta bazıları hadlerini aşan ifadelerde bile bulundular.

Çünkü Cem Kasapoğlu Tügva Başkanlığı yapmış olan bir kişi ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hayranıdır.

Burcu Köksal bunları biliyordu.

Bilerek kendisini Başkan Yardımcısı yaptı.

Bu atama bile Burcu Köksal’ın Afyonkarahisar Belediyesinin kapısından girerken parti rozetini çıkardığının ve liyakate önem vereceğinin göstergesidir.

Cem Kasapoğlu’nu tanırım.

Mazbut ve beyefendi bir kişidir.

Bilgilidir ve aldığı her görevi başarıyla yerine getirmesiyle bilinir.

İtfaiye, Sosyal İşler ve Kültür Müdürlüklerinde gayet başarılı işler yaptı.

Belediyenin hafızası niteliğinde bir misyonu da var bu dönemde.

Afyonkarahisar Belediyesine önemli katkıları olacağını bildiği için, Burcu Köksal O’nu bırakmadı.

Belediye hafızasının doğru kişiden öğrenilmesi önemli.

Erkan Uysal...

Harita bölümünde çalışıyordu Afyonkarahisar Belediyesinde.

Burcu Köksal O’nu yardımcısı yaptı.

Belki de bu atamaya en çok kendisi şaşırmıştır.

İmarda çalışmış olması önemli.

Çünkü...

Belediye demek bir anlamda imar demek.

Orada neyin nasıl işlediğini iyi bilmekte.

İmarın içini dışını, gelmişini geçmişini biliyor anlayacağınız.

Kendi halinde bir kişi.

Kimseyle bir sıkıntısı yok.

Gelelim son atamaya...

Eylem Ayar.

Bana göre çok önemli bir atama.

Ve...

Afyonkarahisar Belediyesi içinde önemli bir kazanım.

Eylem Ayar daha önceden İŞKUR da önemli görevlerde bulunan, Türkiye İş Kurumunda İstatistik Şube Müdürlüğü yapmış olan bir kişi.

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünde bilgisayar programcılığı alanında da görev yapmıştı.

AB Programlarında çeşitli görevleri de yerine getirdi.

Hemşerimiz.

Sultandağı Yeşilçiftlik Kasabasından.

Üç ayrı branşta akademik kariyeri ve başarıları var.

Belediye Başkanı Burcu Köksal bugün koltuğa oturalı neredeyse 90 gün oldu.

Bugüne kadar kendisine gelen taleplerin %90’ı iş ile ilgili.

İşte Eylem Ayar bu konunun uzmanı.

İstatistikçi olması da avantaj.

Çünkü genelde Başkanların etrafında bir çember olur, Başkana sürekli olarak ‘İyiyiz Başkanım, gayet iyi gidiyoruz’ laflarıyla yelkenlerini doldururlar.

Eylem hanım şimdi biliyorum ki belirli süreçlerde her şeyin istatistiğine önem verecek bunları Başkan ve A Takımı irdeleyecekler, hangi konuda ilerleme sağlanıyor ya da sağlanamıyor bunu net olarak görecekler.

*

Bu dört atama, Burcu Köksal’ın vizyonunu ortaya koyması açısından son derece önemli.

Hepsi liyakat temeline dayanıyor.

Takdir ötesi, şapka çıkartıyorum.

Bugün yazıyı fazla uzattım biliyorum.

Ama bu konuda daha yazacak çok not var.

Yeri geldikçe de onları değerlendiririz.

*