HATAY

Türkiye'deki tek Ermeni köyü... Vakıflı... 35 hane... 120 nüfus... Deprem, Vakıflı'yı da vurdu. Kilise... Harap durumda.
Evler... Yıkılan da var, hasarlı olan da.



Köylüler... Çadırlarda kalıyor. Muhtar Berç Kartun dedi ki:
 Acılar, paylaştıkça azalır... Bütün Türkiye acımızı paylaştı.
 Her yerden yardım yağdı... Bu kadarını beklemiyorduk... Türkiye, büyük devlet... Helal olsun.



 Bazı yardımları utanarak geri çevirdik.
 Her şey için teşekkürler... Dualarımızı şimdi çadırda ediyoruz... Kilise onarılınca... Devlete ve millete duamızı kilisede edeceğiz.

***


Papazın evi de hasarlı
Vakıflı... Antakya'ya 25Samandağ'a 5 kilometre uzaklıkta.
Yeşillikler içinde... Parfüm kokulu bir köy... Portakal ağaçları çiçek açmış... Portakal çiçeği kokusu etrafa yayılıyor.
Papaz köyde yok... Der Avidiv Tabaşyan.
Muhtar Berç Kartun, "İskenderun'da" dedi: Onun da evi hasarlı.

***


Piknik gibi... Kamp gibi
Sorduk... Çadırlar nereden geldi? Kimlerden?
 Asker... 24 çadır yollamış.
 Kadıköy Belediyesi... 10 çadır.
 İstanbul'dan bir iş insanı... Kadın... Hayırsever... 6 çadır göndermiş... Ama... Adını söylememiş... "Allah'ın gücüne gider" demiş.
 Büyük bir çadır var... Köylü orada toplanıyor... Büyükçekmece Belediyesi'nin hediyesi.
Çadırlar... Portakal bahçesinde... Ağaçların arasında... Piknik/kamp çadırları gibi.
Yemek... Böyle bir sorun yok... Hatay'ın her yeri aşevi dolu... Hayırsever desteği... Ve çeşitli belediyelerin mobil mutfakları.

***


Köy kahvesi
Berç Kartun... Garbis Kaş... Can Çapar... Can'ın babası Agop Çapar... Harabet Babek... Kahve sohbeti... Köyde olduğumuzu duyan geldi.
Hüseyin Yayman sordu:
İstekleriniz neler?



İstek yok... Herkesin dilinde, "Teşekkürler Türkiye." Bu defa biz sorduk:
Deprem... Köyü terk eden, başka illere giden oldu mu?
Köylü, bu soruya tepki gösterdi.
Berç Kartun... "Köy vatandır... Kaderimizde ne varsa razıyız... Köyümüzden gitmeyiz" dedi.
Garbis... Kahvenin önündeki Türk bayrağını gösterdi:
Bu bayrağın gölgesi bize yeter... Bu bayrak hepimizi korur.

***


Allah'ın adaleti
Deprem de olsa... İnsanlar çadırda da yaşasa... Hayat devam ediyor... Fıkra da anlatılıyor, espri de yapılıyor. Vakıflı'da... Köylünün biri dedi ki:



 Allah büyüktür... Allah adildir... Allah'ın adaletine güvenmek gerekir.
 Depremde... Antakya'daki tarihi Habib-i Neccar Camii de yıkıldı, tarihi Ortodoks Kilisesi de... Havra da... Bizim köyün kilisesini ise gördünüz.
 Allah... Herkese eşit davrandı... Türk de öldü, Ermeni de... Müslüman da öldü, Hıristiyan da.

***


Toprağı bol olsun
Sohbette... Depremde... Ermeni cemaatinden, Hatay'da 3, Malatya'da 5 kişinin öldüğü söylenince... Dedik ki:



Şaul da öldü... Depremde... Hatay Musevi Cemaati Vakfı Başkanı Şaul Cenudioğlu da öldü... Toprağı bol olsun... İyi insandı.
Şaul... Kandilde, ramazanda, bayramda arardı... Kutlardı.
Uzlaşmacıydı... Türkiye'nin birlik ve beraberliğinden yanaydı.
Hatay'a her gelişimizde buluşurduk... Konuşurduk. Kendi gitti, fotoğrafımız kaldı yadigâr.

***


Turizm
Vakıflı Köyü'ne yaz-kış turist gelir... Yerli, yabancı. Köylünün geliri... Tarım ve turizm. Turistler... Yerel ürünler alırlar... Neler mi? Köydeki tabelada yazılı:
Turunç reçeli... Patlıcan reçeli... Ceviz reçeli... Ürün çok.
Deprem... Şimdi gelen giden yok... Turizm geliri sıfır.
Bunları konuşurken... Köylünün biri dedi ki:
Açlıktan ölmeyiz... Yeter ki Hatay'ımız, vatanımız bir an önce ayağa kalksın... Depremin yaraları sarılsın.

***

 


Konteyner
Vakıflı Köyü'nde, 12 ev hemen yıkılacak...
Ağır hasarlı.
Yeni evler yapılana kadar köylü hep çadırda mı kalacak? Konteynere ihtiyaç var.
Hüseyin Yayman, hemen not almaya başlayınca... Telefona sarılınca... Muhtar, "Sayın vekilim" diyerek, Yayman'ın elini tuttu.
Zahmet etmeyin... Bize konteyner geliyor... Fazlasına gerek yok... Bizden daha çok ihtiyacı olanlara gönderin.
Sorduk:
Konteyner nereden geliyor? Kim gönderiyor?
Berç Kartun, yanıt verdi:
İstanbul'dan... Türkiye Ermenileri Patriği Sahag Maşalyan'dan... 12 konteyner... İkisi geldi... Diğerleri de önümüzdeki günlerde gelecek.

***


Bir şehrin hafızası
Veda zamanı... Yolumuz uzun... Samandağ bizi bekliyor... Sonra Antakya.
Köylüler... Bizi uğurlarken... "Yine bekleriz" dediler... Ve...
Sık sık gelen, sorunları ile ilgilenen, Samandağ'dan sorumlu Iğdır Valisi Hüseyin Engin Sarıibrahim'e, selamlarını, saygılarını, teşekkürlerini iletmemizi istediler.
Vakıflı'dan... Aklımızda, muhtar Berç Kartun'un şu sözleri kaldı... Hiç unutmayacağız:
Deprem... Bir şehrin, Hatay'ımızın hafızasını yok etti... Yanarım yanarım, ona yanarım.

***


Yarın... Samandağ- Antakya hattı
Depremden sonra... Buraları mesken tuttuk... Osmaniye... Adıyaman... Kahramanmaraş... Hatay... Malatya.
Çadır... Konteyner... Aşevi... Depremzedeler ile birlikteyiz.
Yarın... Hoş bulduk Samandağ.