Başsavcımız Mustafa Çelenk dün Afyon Gazeteciler Cemiyetimize bir veda ziyaretinde bulundu.
Samimi ve içten, çok güzel bir sohbette bulunduk kendisiyle.
*
Başsavcımız Mustafa Çelenk üç yıl kadar önce İlimize atanmıştı.
Medyayı seven, yapılan işe saygı duyan ama...
Medyatik olmayı sevmeyen bir Başsavcımız idi Mustafa Çelenk.
Bilindiği gibi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına atandı.
Diyarbakır...
Hele hele böyle bir süreçte.
Çok önemli bir şehir.
Ayrıca süreç açısından önümüzdeki bir kaç yıla bakınca...
İki seçim yaşanacak bu bir kaç yılda.
HDP’nin kapatılma sürecinin Diyarbakır’a yansımaları...
HDP’nin kapatılır ise...
Bunun sonucu siyaset yapması yasaklanması muhtemel yüzlerce kişi ile ile ilgili yapılacak çalışmalar...
Bu konular ve bunlar gibi pek çok konu Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının görev ve sorumluluk alanında olacak.
Hal böyle olunca...
İlgili otorite ve HSK, Diyarbakır için tüm bu süreci başarı ile yönetebilecek bir Başsavcı arayışına girip gerekli çalışmaları yaptıktan sonra bu göreve Başsavcımız Mustafa Çelenk’i layık görerek atamasını yaptılar.
Afyon için bir kayıp Başsavcımız Mustafa Çelenk’in tayini.
Ama...
Hem Türkiye, hem de Diyarbakır için önemli bir kazanım ve yerinde bir karar.
Çünkü...
Bu süreçte halka kapısı kapalı, yüzü asık bir Cumhuriyet Başsavcısı Diyarbakır’daki bahsettiğim süreci istenildiği şekilde yönetemezdi.
Bilindiği gibi...
Diyarbakır’da bir Gaffar Okkan gerçeği vardı.
Görev yaptığı süreçte yediden yetmişe herkese kendisini sevdiren, yöre halkının kalbini kazanan Gaffar Okkan.
Gaffar Okkan’ın halkla iç içe olması, herkese kapısını açık tutması, kimseyi ötekileştirmemesi ve bunun yörede karşılık bulması Ankara’nın da dikkatini çekmiş olacak ki...
Böylesine önemli bir süreçte Başsavcımızı Diyarbakır’a görevlendirdiler.
Afyon’dan bugüne kadar böylesine önemli bir göreve tayin olan Başsavcımız olmamıştı.
Mustafa Çelenk bir ilk.
Bu atamanın gerekçesi de tamamen kendisinin bilgi birikimi, insan ilişkilerindeki başarısı ve mesleki kariyeri.
Ayrıca...
Böylesi görevler.
Hele hele Diyarbakır gibi bir görev için yukarıda saydığım özellikler elbette yeterli değil.
Her açıdan tam not alabilmekte gerekli...
İstihbarat raporlarından bahsediyorum.
Devletimizin tüm istihbarat birimlerinin ayrı ayrı düzenledikleri raporlar Cumhurbaşkanımızın masasına gittikten sonra...
Cumhurbaşkanımızın kendi ‘özel istihbarat’ kaynaklarından da elde ettiği bilgilerin hepsinden tam not almıştır Mustafa Çelenk.
Bu özel istihbarat kaynakları kimdir, kimlerdir...
Bunu kimse bilmez.
Sadece Cumhurbaşkanımız kendisi bilir.
Her İl’de, İlçe’de kendisinin tanıdığı, güvendiği insanlar vardır.
Kimi Bakkaldır
Kimi Belediye temizlik işçisi
Kimi taksi şöförü
Kimi Gazetecidir...
Halktır yani bu ‘Özel kaynak’.
Kantarı belinde olan kişilerdir bunlar...
Bu kaynaklar hiç bir şekilde bir menfaat, çıkar ilişkisine dayalı olmadan tüm gerçekleri yalın haliyle aktaran ve Cumhurbaşkanımızın güvenini kazanmış olan kişilerdir.
Cumhurbaşkanımızın,bizzat kendisinin...
Böylesine önemli görevlere tayine karar vermeden önce o kaynaklarını arayıp bazı bilgileri edindiği bir gerçektir.
Afyon Belediye Başkanlığına Mehmet Zeybek’in aday olarak gösterilmesi öncesinde de Cumhurbaşkanımızın bizzat kendi kaynaklarını harekete geçirdiği ve kararını bu şekilde verdiği de bilinmektedir.
Tüm raporların olumlu olmasıyla birlikte Başsavcımız Mustafa Çelenk Diyarbakır’a atanmıştır.
Diyarbakır’daki görevini de en iyi şekilde yapacağından eminiz Başsavcımızın.
Önceki görev yerlerindeki sıkıntılı süreçlerde gösterdiği başarılı performansı ve İlimizdeki üç yıla sığdırdığı çalışmalar bugün bizlere bunu açık bir şekilde ifade ettirmektedir.
*
‘DEVLET’...
Başsavcımızın vurguladığı bir husus var...
Devleti ayak altına düşürmemek
Ve..
Kimseyi de devlet otoritesiyle ezmemek.
Aslında...
Halkın çok sevdiği ve bağrına bastığı bir kaç ismin ortak özelliği de budur...
Gaffar Okkan, Recep Yazıcıoğlu...
Efsane isimlerdir bunlar.
Şimdi Afyon’da...
Valimiz Gökmen Çiçek.
Emniyet Müdürümüz Ali Temiz.
O’nlarda efsane bir isim haline gelmişlerdir.
Aklıma ilk etapta geliveren bu dört isim halkın bağrına bastığı, yediden yetmişe herkesin saygı duyup sevdiği Devlet görevlileridir...
Ortak özelliklerinin özü Başsavcımızın söylediğidir;
Devleti ayak altına düşürmemek
Ve..
Kimseyi de devlet otoritesiyle ezmemek.
Başsavcımız Mustafa Çelenk’te bu özelliklere sahiptir.
Valiler, Emniyet Müdürleri ve diğer görevliler gibi halkın içinde sürekli olamamaktadır ama, O’nun da makamında ve görev alanında sergilediği tavır ve davranışlar tamamen insancıldır.
Mütevazi kişiliği ve karşısındaki kim olursa olsun o kişiye verdiği değer hissedilmektedir.
Mesela...
Başsavcımız hem bu görevinde, hem savcılık dönemlerinde hiç kimsenin ifadesini o kişiyi ayakta tutarak almamış.
Savcılık raconunu bilmediğinden değil...
Karşısındakine insan olarak verdiği değerden ötürü.
Elbette bunu suiistimal edenleri de ayağa dikmiştir.
Üzüldüğü iki olayı aktardı Başsavcımız Mustafa Çelenk, dünkü veda ziyaretinde.
28 Şubat sürecinde Rahmetli Necmettin Erbakan.
MGK karşısında konuşuyor.
Ayakta tutuluyor.
Saatlerce...
Boncuk boncuk terliyor.
Terler yanaklarından süzülüyor.
O binanın karşısındaki bir binanın camından teleobjektif ile çekilen bu görüntü medyaya servis ediliyor.
Bir başkası...
Balyoz davalarında...
Generaller ayakta, ifade veriyorlar.
Saatlerce ayaktalar.
Tıpkı NecmettinErbakan’a yapıldığı gibi...
İşte bunların yanlış olduğunu vurguluyor Başsavcımız Mustafa Çelenk.
Kendisinin kimseyi ayakta bekletmediği ve yüzünün hiç asık olmadığı biliniyor.
Vatandaşa kapısı kapalı olmayan, yüzü gülen bir Başsavcı.
Diyarbakır işte bundan dolayı da çok şanslı.
*
21 YIL SONRA YENİDEN DİYARBAKIR...
Diyarbakır’a yabancı değil Mustafa Çelenk.
21 yıl öncede orada görev yapmıştı.
Tam tarih verelim...
20 yıl 6 ay önce Diyarbakır’da görevliydi.
İlk görev yeriydi Diyarbakır.
2000 yılının sonunda kura çekmişti.
2001 yılının Ocak ayında da orada göreve başlamıştı.
Gencecik bir Cumhuriyet Savcısı.
3 yıl 6 ay orada görev yaptı.
O tarihteki Cumhuriyet Başsavcısının, genç Savcı Mustafa Çelenk’in kıdemine uygun olarak verdiği dosyalara baktı o tarihlerde.
2004 yılının Temmuz ayında ayrıldı Diyarbakır’dan.
Şimdi...
Fiilen 17 yıl sonra Diyarbakır’a dönüyor Mustafa Çelenk.
Ama bu defa farklı...
Cumhuriyet Başsavcısı olarak.
Ve böylesine önemli bir süreçte...
*
ARADAKİ FARK...
Diyarbakır ile Afyon çok farklı.
Sadece terör ve diğer faktörler değil farklı kılan Diyarbakır ile Afyon’u...
Afyon’da bilindiği gibi Dinar ve Bolvadin İlçelerimizde Başsavcılıklar ve Ağır Ceza Mahkemeleri var.
Bu ilçelere bağlı olan ilçeler mevcut.
Bolvadin ve Dinar Başsavcılıkları ile bunlara bağlı İlçelerin sorumluluğu ‘Terör suçları hariç’ Afyon Cumhuriyet Başsavcılığında değil.
Ama Diyarbakır’da durum böyle değil.
Diyarbakır İlçelerinde Başsavcılık ve Ağır Ceza Mahkemeleri yok.
Tüm sorumluluk ve yetki Diyarbakır İl Cumhuriyet Başsavcılığında.
Yani...
Başsavcımız Mustafa Çelenk’in omuzlarındaki yük ve sorumluluk Afyon’dan çok çok daha fazla olacak Diyarbakır’da.
Ama eminiz ki, Başsavcımız bu görevini de en iyi şekilde yerine getirecek ve ismini orada da altın harfler ile hem gönüllere, hem de her yere yazdıracaktır.
*
KIYMETLİ BİR EL...
Başsavcımız Mustafa Çelenk, Afyon’da çok güzel bir ortam bırakıyor halefine tüm Afyon halkına.
Güzel ve adil bir yargı düzeni bu Başsavcımızın bıraktığı.
Bugüne kadar elini herkese uzattı Mustafa Çelenk.
O elin kıymetini bilip tutan tuttu.
Tutmayanların da diyecek sözleri olmadı elbette.
Şimdi aynı el...
Diyarbakır’da oranın halkına uzanacak.
Dileriz ki kıymetini bilir Diyarbakır halkı, Mustafa Çelenk’in kendilerine uzattığı ellerini.
Dün çok anlamlı bir söz söyledi Başsavcımız;
‘Adalet ürktüğü yere girmez.’
Ve bir şey daha...
‘Burada yaptıklarımız sizlere emanettir.
Sahip çıkın.
Bu kültürü kaybetmemek gerekli.’
Gerçekten...
Başsavcı olarak Afyon’a, Afyon Adliyesine önemli katkılarda bulundu Mustafa Çelenk.
Adalet terazisinin şaşmaması için her türlü özveriyi hem kendi gösterdi, hem tüm Afyon Adliyesinin göstermesine katkı sağladı.
Dün vedalaşırken Gazeteciler Cemiyetinde bir ara duygulandı Cumhuriyet Başsavcımız.
Belli etmemeye çalıştı bunu.
‘Afyon, Türk Milletinin makus tarihinin son bulduğu topraklardır. Çok önemli topraklardır. Afyon’u sadece termal, mermer, gastronomi deki yönleriyle değil, tarihteki bu önemli rolü ile de öne çıkarmak gerekli’ dedi.
‘Çanakkale’den sonra en çok Şehit verdiğimiz topraklardır burası. Bu toprakların çok büyük önemi var’ derken, gözleri doldu.
*
MOLA...
İki saate yakın süren sohbette Başsavcımız o kadar güzel şeyler söyledi ki...
Hangisini yazsam diye seçmekte zorlandım.
Offtherecord söyledikleri bizlerde elbette...
Değindiği çok güzel hususlardan birisini aktarayım...
‘Bir kişi görev yaptığı yerden geçerken bir yemek molası verse iki türlü duyguda olabilir.
Ya çekinerek oturur o masada.
Acaba şöyle ya da böyle bir sıkıntı yaşadığım bir kişi ile karşılaşırsam, bana laf atarsa diye çekinerek yer yemeğini.
Belki de bu çekincesinden dolayı yemek molası için bile durmak istemez, yoluna devam eder.
Ya da...
Yemek molasını biraz daha uzatayım.
Burada tanıştığım kişilerden birisiyle karşılaşır, sohbet edebilirim diye gönül rahatlığı içerisinde oturur o masada.
İnşAllah biz buraya yolumuz düştüğünde o masada tanıştığımız kişiler ile karşılaşırız ve sohbet ederiz. Bu duygular içerisindeyim.
Benim hakkım varsa sizlerde, helal olsun hepinize.
Sizlerde hakkınızı helal ediniz.’
Cumhuriyet Başsavcımızın bu sözleri hepimizin yüreğine dokunan cümlelerdi.
Keşke bu vedalaşma, hepimizin ağzından çıkan ‘Helal olsun’ sözlerimizi bir kaç yıl sonra gerçekleştirseydik...
Bir kaç yıl daha Başsavcımız şehrimize değerli katkılarını koymaya devam etse idi...
Ama biliyoruz ki Devletimizin Diyarbakır’da, Afyon’dakinden daha çok ihtiyacı var Cumhuriyet Savcımızın hizmetlerine.
Yolu ve bahtı açık olsun Başsavcımız Mustafa Çelenk’in.
Ayağına taş değmesin.
İnşAllah üç-dört yıl sonra kendisini İstanbul Başsavcısı olarak görürüz.
*
Günün Sözü
‘Savaşın kazananı olmaz.
Çok kaybedeni, az kaybedeni olur.
Kavgadan kimse kazançlı çıkmaz.’
Mustafa Çelenk
*
*
*