Afyonumuz için turizm önemli. Turizm konusunda o kadar önemli hususlar var ki bunları tek yazıda anlatmak zor.
Kim yapar diye sormayacağım. O, kendini bilir.
Tabii ki Belediye Başkanı Sayın Burcu Köksal’dan bahsediyorum.
Fikir deyin, öneri deyin, hayal deyin. Bu yazdıklarımı yerel yönetimin yani belediyemizin yapması çok hoş olur.
Büyük bir proje, maliyetli olabilir ama yapılamayacak gibi de değil.
Gelelim konumuza.
Her yıl Afyon'dan milyonlarca araç geçiyor. Ne yazık ki, bu araçlardan çok azı şehir merkezine giriyor.
Madem milyonlarca araç gelip şehir merkezine girmeden geçiyor, biz de İzmir yoluna bir Afyon sokağı kuralım mı?
Öyle bir sokak olsun ki, Afyon evlerini yansıtsın.
Herkes bu sokağa girdiğinde şehrimizle ilgili her şeyi bulabilsin.
Tadına doyulmaz sucuk alabilsin, lokum, kaymak alsın. Ağzı açık bükmesinin tadına baksın, Gastronomi şehrimizin yerel yemeklerinden yesin.
Sadece bunlar mı?
Afyon sokağına girenler, şehrimizin el sanatlarını bulsun,
Sadece bunlar değil.
Burada yani İzmir yolundaki Afyon sokağında, mermerimiz tanıtılsın, Frig Vadimizle ilgili görsellere yer verilsin.
Cumhuriyetimizin kurulduğu topraklar anlatılsın, Kocatepe'miz konusunda bilgiler verilsin.
Öyle bir Afyon sokağı ki, buraya gelen herkes hayran kalsın.
Burada Afyon konaklarının tanıtımını görenler mutlaka şehir içine girip konaklarımızı, kalemizi ve uzun çarşımızı gezeceklerdir.
Bir yerde Afyonumuzdaki birçok şeyin tanıtımı ve satışı gerçekleştirilecektir.
Fikir, biraz masraflı da gelebilir.
Madem yüz binlerce aracın çok azı şehir merkezine giriyor, birçoğu transit geçiyorsa, biz de onların ayağına gelecek yatırımı yapalım.
Zor bir proje.
Ama şunu iyi biliyorum ki, Sayın Burcu Köksal zor işleri sever diye düşünüyorum.
Ben yazıyorum da, Belediye Başkanımız Sayın Köksal ne der bilemiyorum.
Temennim, güzel şeylere vesile olabilmek.
Başarmanın ilk şartı hayal kurmaktan geçer derler. Yazdıklarımı da benim bir hayalim olarak görünüz.
Hayalime ortak arıyorum.
Bu hayal, Belediye Başkansız olmaz, Sayın Burcu Köksal'sız olmaz.
LAFA GELDİ Mİ, MANGALDA KÜL BIRAKMAYANLAR...
Şehir içi trafik, 30-35 yıl önce bu kadar büyütülecek sorun değildi.
Nüfus şimdikinden çok azdı. Keza araç sayısı da sorun olacak kadar değildi.
O yıllarda şehir merkezinde Marulcu Mahallesinde ikamet ediyordum. İşyerimiz de Meydanoğlu işhanındaydı.
Aracımızı ne sanat okulunun karşısına ne de Otel Soydan aralığına park etmek sorun olmazdı.
Aradan 35 yıl geçti. Her geçen gün derdimiz büyüdü.
Lokal çözümlerle sorun çözülmeye çalışıldı.
Şahsen bu şehri idare edenlere de hak vermiyor değilim.
Siz olsanız ne yaparsınız?
Yolları genişletme imkanınız yok.
Yeni yol mümkün değil.
Yani elinizdeki caddeleri en iyi şekilde kullanmak zorundasınız. Bu da demek oluyor ki, bir elin parmağı kadar caddede iyileştirme yapılabilecek.
Bunlar hangi caddeler?
Şehrin yükünü çeken eski müzeden bankalar caddesine kadar olan bölüm.
Bana göre önce buraya neşter atılmalı.
Ambaryolunda sorun bitti mi?
Asla.
Daha kötü oldu diyen de var.
İkili park geçin üçlü parka bile alıştık.
Mecidiye, Gazlıgöl, Yesilyol ve Ordu Bulvarı caddesi için yeni kararlar alınabilir mi?
Bu caddeler 35 yıl önce de vardı, şimdi de öyle.
O yıllardaki araç sayısı ile günümüzü kıyaslayın artık.
Mesele zor bir mesele.
Elinizdeki bu caddeler ve çakma bulvarlarla şehir içi trafiği nasıl düzene sokabilirsiniz.
Bana göre, trafiğe de bilimsel çözümler getirilmeli. Kimlerle nasıl olur bilemiyorum.
Bizler bu işi çözmeliyiz.
Hem de hiç birbirimizi kırmadan, kafa kafaya vererek çözmeliyiz.
Dışarıdan eleştirmek kolay.
Dışarıdan gazel okuyanlara sesleniyorum
Haydi. Dedikodu etmek yerine, herkesi eleştirmek yerine fikriniz, öneriniz yok mu?
Lafa geldi mi, mangalda kül bırakmayanlar sizlere sesleniyorum.
Ne-re-ler-de-si-niz...
