25 Şubat 1995 tarihli Ankara doğumlu olan Aybüke Pusat, başarılı bir Türk oyuncudur. Sanata olan ilgisi, çocuk yaşlarda başlamıştır ve Ankara Devlet Konservatuvarı’nın Bale Bölümü’nden mezun olmuştur. Fakat, bir sakatlık dolayısıyla bale kariyerini bırakıp oyunculuğa yönelmiştir. 2014 senesinde Elidor Miss Turkey Güzellik Yarışması’nda üçüncü olarak kariyerinde yeni bir dönem açmıştır. Oyunculuk kariyerine “Medcezir” dizisiyle adım atmış ve “O Hayat Benim” ile geniş izleyici kitlesi tarafından tanınmıştır. En büyük sıçramasını “Söz” dizisinde Dr. Bahar Kutlu karakteri ile yapmıştır. TRT’de yayımlanan “Teşkilat” adlı dizide Neslihan Tuna karakterine hayat vermiş ve aksiyon dolu olan sahnelerde yer almış ve büyük beğeni kazanmıştır. “50M2”, “Hayaller ve Hayatlar” gibi bazı projelerde de rol almıştır. Sinema dünyasında “Kapı” filmi ile dikkatleri üzerine çekmiştir. Doğa, hayvanlar ve sanata olan ilgisini her fırsatta söyleyen Pusat, kariyeri boyunca yeniliklere açık yol izleyerek oyunculuk yaşamına devam ediyor.
Ailesi: Annesiyle babası bankacıdır. Üç kardeşin en küçük olanıdır ve iki abisi bulunmaktadır. Neşeli ve kalabalık bir ailede büyümüş, ailesi her zaman kararlarında ona destek olmuştur. “Hep gürültü, patırtı ve kahkaha içinde büyüdüm. Kurallı bir yapımız vardı. Her akşam yemeğini birlikte yiyorduk. Sonrasında herkes istediğini yapar, akşam yemekleri ailenin bir araya gelmesi için önemliydi. Sanat hayatımızın içindeydi. Her perşembe akşamı Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nı dinlemeye giderdik. Haftamız tiyatro ya da bale olmadan geçmezdi. Dolayısıyla ben de önceden balerindim, sonra oyuncu oldum. Fakat abilerim sanata yönelmeyi tercih etmediler. Elbette şimdi kardeşler başka şehirlerde yaşayınca durum biraz değişti. Ama hala her gün konuşup dertleşiyoruz. Çok destek veren ailem bulunuyor. Zaten kim, bu zamanlarda, bu ülkede çocuğunun bir sanatçı olmasını ister? aşta istemediler ama sonra desteklediler. İki abim bana büyük destek olmuştur.”
Çocukluk yılları: Çocukluk anılarımın çoğu kazalarla ilgili, oldukça yaramaz bir çocuk oldum. “Bale ile tanışma hikâyem de yine yaramazlıkla bağlantılı. Annem, benim için çözümü baleye göndermekte buldu. Ankara bana göre tanışıklık demektir. Herkes birbirini mutlaka tanır. Bu tanıdıklık hissi insana ait olma duygusu verir. Ankara’nın insanını kendi özgün kara mizahıyla tanıdım. Sadece bu havayı teneffüs edenlerin ulaşabileceği özel bir durumdur.”
Eğitim: Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan Bale Bölümü’nden mezun olmuştur. Sonrasında Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’ne devam etmiştir.,
Hayatında önemli bir değişiklik: Küçükken baleye büyük bir ilgi duyuyordu. Ancak yaşadığı bir sakatlık her şeyi değiştirdi. Dansı bırakmak zorunda kaldı. Arkadaşları, zor zamanlarını atlatabilmesi için onu bir güzellik yarışmasına yazdırdı. 2014 yılında lidor Miss Turkey Güzellik Yarışması’nda üçüncülük elde etti. Yarışmadan sonra aldıkları oyunculuk tekliflerine bakarak hayatını değiştirdi. “Güzellik yarışması sayesinde kapılar açıldı. Ancak ‘Türkiye güzeli’ unvanı, oyunculuğa başladığım günden itibaren geride kaldı. Artık yalnızca güzel olduğum için değil de, o işle ilgilendiğim için sette kalmalıyım. Çünkü birlikte çalıştığım arkadaşlarıma haksızlık yapmış olurum. “
Oyunculuğa başlangıç: Televizyondaki serüveni, ‘Medcezir’ dizisinde oynadığı ‘Elif’ karakteriyle başlamıştır.
Hangi projeyle öne çıktı? ‘O Hayat Benim’ dizisindeki ‘Zeynep’ rolü ile dikkatleri üstüne çekti.
“Balık burcuna sahip olduğum için duygusal durumum genelde karışık. Duygularım çok hızlı değişiyor. Çabuk etkileniyor ve birçok şey içimde beliriyor. Düşündüğüm şeyler çoğunlukla başıma geliyor. Güçlü hislerim var ve bunların genellikle olumlu etkilerini yaşıyorum. ”
Düşünce tarzı: İyi bir oyuncu olabilmek için öncelikle kendisiyle barışık olması ve kendini iyi tanıması gerektiğine inanmaktadır. . Kendi sahnelerini izleyerek sürekli olarak olumlu eleştiriler yapıyor. “Sanatçı egosu, bir ressamın ‘Ben çok iyi bir ressamım’ demesine izin vermez. Daha gidilecek çok yol ve kat edilecek mesafe var. Her zaman daha iyisi vardır. Bu oyunculuk için de geçerli. Herhangi sahnemi izlediğimde, burada daha iyi olabilirdim diyorum ve bu bazıları için bir haksızlık gibi algılanabilir. Fakat, bu yolculukta bu tür düşüncelere ihtiyaç vardır. İçten dışa kendimi itme gücüne ihtiyacım var, bu şekilde kendimi buluyorum. Kendime zarar vermeden, daha iyisini elde etmek için, içten dışa itme gücü diyelim. “.
İlk sinema filmi: Nihat Durak’ın yönettiği “Kapı”.
Aşka bakışı: Aybüke, aşkı tanımlamakta zorluk çektiğini ve bunun herkes için farklı bir anlam taşıdığını ifade ediyor. “Aşk ne demek inanın bende bilmiyorum ve kimsenin bildiğini düşünmüyorum. Aşk için herkesin formülü farklıdır. Hislerin kodlanması da yanlış. Aşk, beslemiş olduğunuz şeyi her hücresine kadar inceler merak edersiniz. Aşk ürekli onunla olmak ve onsuzken boşlukta kalmak demektir. Aşk beni çok mutlu ediyor; yaşam enerjime enerji katıyor. Kendimi yenilmez bir süper kahramanmış gibi hissediyorum. Hayata karşı daha da güçleniyorum. Hiçbir olumsuzluğun beni yıkamayacağına inanıyorum. ”
Hayata bakışı: Bazı olumsuz deneyimlerin ardından, plan yapmayı bırakan Aybüke, yaşamayı akışına bırakmayı tercih ediyor. “Hayatı bir süre daha akışına bırakmıştı. Yaşadıklarım bana bunları öğretti. Hayatı baştan sona değiştirm durumunu çok seviyorum. O ayak uydurulması sürecini, sancılı olmasına rağmen bu fikri seviyorum. Yeni insanlar, yeni işler. . . Ne yapacağım düşüncesi bana anksiyete getirmemektedir; aksine beni rahatlatıyor. Herkes kendi içsel sınavından geçiyor ve bunu keyif alarak yapmalıyız. İçerisinde bulunduğumuz anı yalnızca bir kez yaşayacağımızı unutmamalıyız. Başımıza gelen her kötü olayın sonunda bir güzelliği barındırdığına inanıyorum; tıpkı sakatlanmamın beni buralara getirmesi gibi. ”
İş hayatına bakışı: Aybüke, ünlü olmanın sanatçılıkla bir ilgisinin olmadığını düşünüyor. “Sanat eğitimi aldım, anatın her dalı, hayatınız ile iç içe bir şeydir. Eğer yaptığınız işi yaşam tarzınıza dönüştüremiyorsanız, kendinizi yeterince eğitemiyorsunuz demektir. Tanınmak ve desteklenmek çok güzel; ncak hayatımı gerçekleştirdiğim iş çok etkilemedi demek mümkün. Oyunculuk, kendisiyle ilgili bir süreç; kendini tanımak ve bilmekle yakından alakalı bir meslek. Eğer kendi hislerini, duygularını biliyorsan, karakterini de kolay algılayıp ona göre şekillendirebilirsin. “
Kariyer Planı: Şu anda, oyunculuk ve dans etme ile kendimi mutlu hissediyorum. Herhangi bir şeyi yaparken sadece en iyi sonucu almak istiyorum. “Gelecekte neler olacağını bilmiyorum. Şu anda, oyunculuk hayatımın odak noktası. Gelişmek ve ilerlemek istiyorum. Yaptığım işte başarılı olmak güzel bir duygu. Bulunduğum yerden gayet memnunum, ama her zaman hayattaki sürprizlere açık olmak istiyorum. Çok iyi hissetmek istiyorum. Bu mesleği yaptığım için şükretmek istiyorum. Hırslarım ve beklentim bu kadar. Bulunduğum yerde mutlu olmak benim için yeterli. Kendimle ilgili çözmem gereken bazı sorunlar var, yapmak istediklerim ve yaşam hikâyem mevcut. Herkese kendimi ifade etmek ve insanların bana karşı daha anlayışlı olmasını sağlamak istiyorum. ”
Gelecek Hayali: Bu güne kadar en büyük hayallerimden biri büyük bir çiftliğe sahip olmaktı. “Her tür hayvana bakmak ve meyve ile sebze yetiştirmek istiyorum. Şu an sadece bir köpeğim var ve o yeterli geliyor. ”
Kaygıları: Hayvanlara derin bir sevgi besliyor ve bu konuda oldukça duyarlıdır. Aynı zamanda çevre kirliliği onu oldukça kaygılandırmaktadır. “’Satın almak yerine sahiplen’ diyorum. Sokaklarda aç kalan bu kadar hayvan varken bir hayvan satın alma konusunu doğru bulmuyorum. Bu durum beni çok öfkelendiriyor. Hayvanları bırakıp gitmeyi asla anlayamıyorum. Empati yeteneğim fazlasıyla güçlüdür, insanları iyi anlarım fakat sokakta hayvan bırakanları anlamakta zorlanıyorum. Çevre açısından da aynı düşünceye sahibim. Plajda her şeyi geride bırakıp gitmek, pet şişeleri görmek. Bu eğitimsizlikle değil, bireyin kendini geliştirmesiyle alakalı bir durum. Dünya kötüye gidiyor ve hala sen plastiği denize mi atıyorsun? Bu gerçekten büyük bir cesaret. ”
Evde ne yapar? İş yerindeki tutumu evdeki tavrıyla örtüşmüyor. Evde daha neşeli olabiliyor. Kahvaltı onun en sevdiği öğün, bu yüzden evde kalınca çoğu zaman yarım gününü bu öğüne ayırıyor. Aynı zamanda köpeğiyle yürüyüş de yapıyor. “Evde pek çok bitkim mevcut, onlara zamanı yatırmayı seviyorum. Geç kalkar, geç saatlere kadar otururum, gece zamanında daha yaratıcı hissediyorum, bu yüzden geceleri değerlendiririm. Dans etmeye çalışıyorum, evimde özel olarak yaptığım bir alanım var. Dışarıda dolaşmayı sevmiyorum, evimde arkadaşlarımla vakit geçirmeyi tercih ediyorum, bu belki de Ankaralı olmamla ilgilidir. ”
Modayı yakından izliyor mu? Vintage eşyaları, geçmişe ait olanları daha çok seviyor. “Eğer Dior almak zorundaysam, vintage Dior bana göre ki kat değer taşıyor. Daha önceden başka birine ait olan bir şeyi giymeyi daha fazla sevmekteyim.”
Formunu nasıl koruyor? Formda kalmak gibi bir kaygısı yok ama sağlıklı beslenmeye oldukça dikkat ediyor. “Çünkü hasta olduğumda hiçbir şey yapamıyorum ve bu beni çok mutsuz ediyor. Tatlıya büyük bir düşkünlüğüm var, belki beyaz şekere bağımlıyım. Bu yüzden tatlı tüketimimi azaltmaya çalışıyorum. Gluten alerjim var, bunu hayatımdan çıkarmaya çabalıyorum ama bu zor görünüyor çünkü güzel şeylerin çoğu glutenli. ”
Hangi tür filmleri tercih ediyor? İngiliz kara komedilerine büyük bir ilgisi var. “Son izlediğim bir İngiliz dizisi; Fleabag. İzlerken, bu rolde nasıl yer alırdım diye düşündüm. Oldukça başarılı bir yapım, genellikle kendimi içinde hayal etmeye çalışıyorum.
Hangi tür kitaplar tercih ediliyor? Psikoloji veya sosyoloji alanındaki kitapları okududuğunu söylüyor. Kişisel gelişim kitaplarına pek sıcak bakmıyor. “Kişisel gelişim türündeki kitaplar bana biraz öğretici geliyor; ‘bunu yaparsan böyle olur’ şeklinde yazılmış eserleri uygulayamıyorum. Herkesin bir çözümü olduğunu, herkesin kendine has olduğunu düşünmekteyim. Bence herkes kendisine uygun yollar bulmalı. Ben de okumayı ve analiz yapmayı tercih ediyorum. Davranışlarımın nedenlerini bilmek, benim için daha bilinçli bir yaklaşım. “
Sosyal medya ile ilişkisi nasıl? Sosyal medyada oldukça aktif ve yorumları mümkün olduğu kadar takip etmeye çalışıyor. “Takipçilerim dikkatli, sadık ve oldukça dürüstler. Bazen insanlar kendi durumlarından uzaklaşabilir, bu yüzden dışardan bir bakış açısına ihtiyaç duyuyorlar. Seyirci gözü burada devreye giriyor. Onların görüşlerine ve yorumlarına büyük önem veriyorum. “
AYBÜKE PUSAT’IN TELEVİZYON DİZİLERİ
AYBÜKE PUSAT’IN İNTERNET DİZİLERİ
AYBÜKE PUSAT’IN SİNEMA FİLMLERİ
