Ünlü yazar Tarık Buğra, "Küçük Ağa", "Osmancık", "Gençliğim Eyvah", "Dönemeçte" ve "Yalnızlar" gibi pek çok eseriyle tanınır. Edebiyat dünyasına damga vuran bu usta kalemin ardından 30 yıl geçmiş olmasına rağmen hala unutulmuş değil. 2 Eylül 1918'de Akşehir'de doğan Buğra, gazeteci ve yazar Süleyman Tarık Buğra'nın oğludur. Edebiyat tutkusu çocukluk yıllarında başlayan Buğra, ilkokulu ve ortaokulu Akşehir'de tamamladıktan sonra İstanbul Lisesine yatılı öğrenci olarak kaydoldu.
EDEBİYATLA İLK TANIŞMA
İstanbul Lisesi'nde okurken, Hakkı Süha Gezgin ve Pertev Naili Boratav gibi önemli isimlerin öğrencisi oldu. Özellikle Gezgin'in teşvikiyle ilk hikayelerini yazmaya başladı. "Tarık Nazım" takma adıyla hikayeler ve şiirler kaleme alan Buğra, daha sonra Konya Lisesine geçerek eğitimine devam etti ve buradan mezun oldu.
GAZETECİLİK VE EDEBİYAT KARİYERİ
Üniversite eğitimi için İstanbul'a giden Buğra, kısa bir süre İstanbul Üniversitesi'nin tıp ve hukuk fakültelerinde okudu. Ancak daha sonra edebiyat tutkusuna ağır basarak, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine kaydoldu. Üniversite yıllarında okul masraflarını karşılamak için çeşitli işlerde çalıştı. "Oğlumuz" adlı hikayesiyle tanınmaya başlayan Buğra, eseriyle önemli bir ödül kazandı ve gazetecilik hayatına atıldı. Babasıyla birlikte Akşehir'de bir gazete çıkarmaya başladıktan sonra İstanbul'a dönerek Milliyet gazetesinde profesyonel gazetecilik kariyerine başladı.
KİŞİSEL HAYATI VE EDEBİ MİRASI
Jale Baysal ile evliliğinden bir kızı olan Buğra, daha sonra Hatice Bilen ile ikinci evliliğini gerçekleştirdi. Gazetecilik kariyeri boyunca birçok önemli eser kaleme alan Buğra, Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Özellikle kasaba hikayeleriyle tanınan yazar, eserlerinde toplumsal olaylara ve insan psikolojisine derinlemesine değinmiştir. "Küçük Ağa" ve "Osmancık" gibi eserleriyle edebiyat dünyasında adından sıkça söz ettirmiştir.
SON YILLARI VE ARDINDA BIRAKTIKLARI
1993 yılında sağlık sorunları yaşamaya başlayan Buğra, bir süre sonra kanser teşhisi konuldu. 26 Şubat 1994'te hayatını kaybeden Buğra, Türk edebiyatına bıraktığı değerli eserlerle unutulmaz bir iz bıraktı. Eserleri arasında romanlar, hikayeler, tiyatro oyunları ve denemeler bulunmaktadır. Tarık Buğra, ölümünden önce Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak anılmaktadır.
ESERLERİ VE MİRASI
ROMANLAR
Tarık Buğra'nın en ünlü eserleri arasında "Siyah Kehribar", "Küçük Ağa", "Küçük Ağa Ankara'da", "İbişin Rüyası", "Firavun İmanı", "Gençliğim Eyvah", "Dönemeçte", "Yalnızlar", "Yağmur Beklerken" ve "Osmancık" yer almaktadır.
HİKAYELER
Ünlü yazarın hikaye kitapları arasında "Oğlumuz", "Yarın Diye Bir Şey Yoktur", "İki Uyku Arasında" ve "Hikayeler" bulunmaktadır.
TİYATRO OYUNLARI
Tarık Buğra'nın tiyatro oyunları arasında "Ayakta Durmak İstiyorum", "Akümülatörlü Radyo" ve "Yüzlerce Çiçek Birden Açtı" önemli yer tutmaktadır.
FIKRA VE DENEME
Yazarın fıkra ve deneme tarzındaki eserleri arasında "Gençlik Türküsü", "Düşman Kazanmak Sanatı" ve "Politika Dışı" öne çıkmaktadır.
SON DEĞERLENDİRME VE UNUTULMAZLIK
Tarık Buğra, Türk edebiyatının önemli bir kalemi olarak hatırlanmaya devam ediyor. Eserleriyle edebiyat dünyasına değerli katkılarda bulunan Buğra, ölümünden sonra da eserleriyle okuyucuların ve edebiyatseverlerin yanında olmaya devam ediyor.