Bir dizi izlemeye başladım…
Televizyon ekranlarında yıllardır devam eden "The Walking Dead" dizisi…
Dizi, izleyicisine somut bir zombi hikayesinden çok daha fazlasını sunuyor aslında. Bunlar arasında nasıl hayatta kalacağımız, ne tür değerlere tapınacağımız ve insanlığımızı nasıl koruyacağımız gibi evrensel meseleler…
İzlemeye başladığımdan itibaren benim de hayatı sorgulamam fazla uzun sürmedi diyebilirim.
Bir kaç sezonunda aylaklarla(zombi) savaşmanın yollarını ararlarken, ilerleyen sezonlarda yine insanoğlunun kibriyle uğraşmaya devam bir diziyle karşı karşıya geldiğimi söylemeden edemeyeceğim.
Birçok insandan dinlediğimle benim gördüklerim sanırım farklı olmalı...
Diziden biraz bahsedecek olursak.
Zombilerin veya diğer adıyla "aylakların" saldırılarına karşı hayatta kalmak için göç etmek zorunda kalan bir grup insanı izleriz. Dizinin ilk sezonları, acımasız doğanın ve insanlık durumunun keskin bir eleştirisi niteliğinde.
Ancak ilerleyen sezonlarda, dizi daha karmaşık bir yapıya bürünür ve insanların birbirlerine olan ihtiyacına, insanların bir arada yaşama ve hayatta kalma isteklerine odaklanır.
"The Walking Dead", bir zombi salgını sonrası ekosistemin nasıl yıkıldığını ve insanların ne tür ahlaki ve etik seçimler yapabileceğini en derin ifadelerle izleyicisine sunuyor.
Benim de etkilenmiş olmam bundan olsa gerek…
Dizi, aynı zamanda insanların bir doğa felaketi sonrası hangi medeniyet kalıntılarını korumaya çalışacaklarını ve hangi yeni düzeni kurmaya çalışacaklarını da soruyor.
Örneğin, hapishaneyi bulan ve burada bir hayat kurmaya çalışan grup, güvenlik ve düzen ihtiyaçlarını karşılar. Ancak başka bir grup, Vali'nin liderliğindeki grup, kendi güvenliklerini sağlama ve medeniyet inşa etmeye çalışan bir toplum kurar. Bu iki grup arasındaki çatışma, hayatta kalma ve insanlık arasındaki sürtüşmeyi ortaya koyar.
"The Walking Dead" dizisi, aynı zamanda kinin uğruna ne yapılabileceğini ve ne tür sonuçlara yol açabileceğini de öne çıkarır. Ancak dizi, hayatta kalma mücadelesinde bile empati ve anlayışın önemini unutmamamız gerektiğini hatırlatır.
Yani, insanın hayatta kalmak için ne kadar uğraştığına veya ne kadar fazla risk aldığının bir önemi olmadan, asla unutmaması gereken bir şey vardır, İnsanlık.
Sonuç olarak, "The Walking Dead" dizisi, neredeyse yıkılmış bir dünyada hayatta kalma hikayesinden çok daha fazlasıydı benim için.
Dizi, olası bir kıyamet senaryosu sonrası insanlık durumunu, ahlaki ve etik zorlukları ve en önemlisi merhameti ve anlayışı ele alıyordu.
Ancak şöyle bakıyorum da, dünya yalnızca olası bir kıyamet sonrası mı böyledir? Yoksa böyle bir düzende zaten yaşamıyor muyuz?