Geçtiğimiz hafta...

Salı akşamı.

Afyon Lisesi Konferans Salonu’nda bir söyleşi vardı.

Elif Akkuş.

Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’nın davetiyle gelmişti.

TRT’nin deneyimli Savaş Muhabiri.

Meslektaşımız olduğu için, o akşamki diğer programlarımı iptal ettim ve söyleşiyi dinlemeye gittim.

İyi ki gitmişim...

Valimizin anlatımıyla;

Elif Akkuş, pek çok kadına ve gence ilham olabilecek bir isim.

Afyona gelmesini ve çok kişiye ulaşmasını istedim söyleşisinin.’

*

Gerçeğin peşinde...

Elif Akkuş 45 yaşında.

Mesleğine aşık birisi.

Kendisini tek cümle ile tanımladı;

Gerçeğin peşinde koşmayı seven birisiyim’ dedi.

Okul yıllarından da bahsetti konuşmasında.

Konuşmasına geçmeden önce...

Bir özelliğinden bahsetmek gerek.

Müthiş akıcı konuşuyor ve bu kültürüyle, bilgi hazinesiyle alakalı.

*

Çocuk iken...

Kendisi gibi kız çocukları bebekler ile oynarken O eline bebek almamış hiç.

O’nun elinde hep futbol topu varmış.

Okulda hayal etmiş...

Savaş muhabirliğini o yıllarda kafasına koymuş.

Babası da müdahale etmemiş O’nun bu hayaline.

Mesleğe adım attığında sürekli olarak amirlerine, ‘Savaşa beni gönderin’ diye epey başlarını ağrıtmış.

‘Kadının savaşta ne işi var’ demişler.

O’da yapıştırmış cevabı;

Kadınım ama, gazeteciyim.’

Bir gün...

Saddam Hüseyin olayı patlak verince, herkesin de işinin olduğu bir anda, ‘Hadi sen git bari’ demişler.

Hadi git’ demişler ya...

Yerinde duramamış.

Havalara zıplamış.

Irak’a gidiyor ama, sanırsınız baloya gidiyor.

O derece yani...

*

Irak’ta...

Diğer savaş muhabirleri deneyimli.

Demişler ki Elif Hanıma;

Sen otelde otur. Biz gerekli dokümanları veririz sana. Riske girme sen kadınsın.’

Çok içerlemiş bu sözlere.

Dinlememiş onları, O otele en az giden gazetecilerden birisi olmuş.

Sürekli alanda, savaşın bazen tam ortasında.

Orta okuldaki kız çocuğunun hayali orada gerçek olmuş.

 

Gerçekle derdi var Elif Akkuş’un.

Gerçek neredeyse orada olmak istiyor.

Gerçekleri dünyaya, tüm dünyaya duyurmak istiyor.

Diyor ki;

Birileri bu gerçeklerden rahatsız olsun istiyorum.’

Bu hedefi başına çokta dert açmış aslında.

İsrail’de...

İşkence görmüş, dayak yemiş, hapse atılmış.

Ama hiç bir şekilde yılmamış.

  • Bu meslekte ölümü bile göze alıyorsunuz.
  • Ama beni koruyan dualar var.
  • Buna inanıyorum.
  • O dualar gittiğim yerlerde beni koruyor.

*

O’nu kahreden olay...

Elif Akkuş empati yapan birisi.

Afyona gelirken yolda bir cami gasilhanesinin önünde bekleşen kişileri görmüş.

Birilerinin evine ateş düştü diye üzülmüş.

O insanların evlerindeki hüznü düşünmüş.

Bunları düşünürken, daha da üzülmüş.

O acılı ailenin acısını yüreğinde hissetmiş.

Savaş alanlarında da bunu yaşamış hep.

O sırada aklına Irak’ta bir öğle sonu yaşadıkları gelmiş.

Anlattı...

Iraklı çocuklar ile kola kutusunu top yapıp birlikte oynuyorduk.

Daha sonra çekime gittim kameraman arkadaşımla.

Bizden sonra orası bombalanmış.

Dönüşte gördüm orayı.

Bir kaç saat önce birlikte oynadığımız çocukların cesetleri ile karşılaştım.

Bir baba gördüm orada.

7 yaşındaki çocuğunun cesedine sarılmış ağlıyordu.

O görüntüler beni daha da öfkelendirdi.

Deniliyor ya...

Coğrafya kaderdir diye.

Coğrafya asla kader değil.’

*

Dünya barışı...

Başka savaşlara da gitmiş Elif Akkuş.

TRT Kameramanı Fatih Çapar ile Halep’e, İdlib’e gitmişler.

Savaş bölgesinde yaşadığı bir olayı hiç unutamamış.

Çaresiz bir baba.

Çaresizliğinin son noktası...

İşte o adam, çocuğunu Elif Hanıma vermek istemiş.

Yavrusu savaşta ölmesin diye.

Kim çocuğunu vermek ister ki?

Savaşın insanları düşürdüğü çaresizliğin derecesini göstermek açısından çok önemli bir vurgulamaydı.

Bizlere anlatırken sahnede, sanki o anları yine yaşıyordu.

İşte bu gerçekleri insanlara aktarmanın kutsiyetine inanıyor Elif Akkuş.

İstiyor ki, birileri rahatsız olsun bu görüntülerden ki, savaşlar olmasın, insanlar ölmesin...

Ama bunun mümkün olmadığını da anladığını vurguluyor.

  • Güzellik yarışmalarında hep söylenir ya...
  • Dünya Barışı.
  • Bunun gerçekleşeceğine asla inanmıyorum.
  • Boş laf.
  • Dünya barışını imkansız görüyorum.
  • Bunu savaş bölgesinde anladım maalesef.

 

O yine de...

Karınca misali.

Varamasa da Kabe’ye...

Yolunda bulunmaktan yana.

Savaş meydanlarındaki gerçeklik birilerini rahatsız etsin istiyor.

Rahatsız olsunlar ki, kim bilir belki...

*

Ayakta alkışlanan sözler...

Vatanın ne kadar değerli olduğunu vurgulayarak anlattı deneyimli savaş muhabiri Elif Akkuş;

  • İyi ki bu ülkede doğmuşum.
  • Vatanın bir karış toprağının ne kadar değerli olduğunu burada gördüm.
  • Değerli olan vatan.
  • Biz birlikte her şeyin üstesinden geliriz.
  • Ortak noktamız Vatan ve Bayrak.
  • Gerisi teferruat.

*

Gönlümüz büyük...

Elif Akkuş, Türkiye’nin bölgede saygın bir konumda olduğunu vurgularken, bunun ülkemize gelenlere kucak açmamızdan, onları kaderlerine terk etmediğimiz için olduğuna değindi;

  • Çocuğunu verebilecek kadar çaresiz analar, babalar var.
  • Biz onlara kucak açan bir Milletiz.
  • Bu gönlümüzün ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
  • Ve Türkiye’nin bu insani yaklaşımı tüm bölgede yaşayanlar tarafından takdirle karşılanıyor.

*

Gençlere...

Elif Akkuş özellikle gençlere tavsiyelerde bulundu;

  • Maalesef manipülasyona açık bir gençlik yetişiyor. Bu hususa aman dikkat edin.
  • Gençler soru sormaktan çekinmeyin.
  • Hayal edin. Hayallerinizin peşinden gidin.
  • Bu senin hayatın. Bunu hiç unutma.
  • Her şey mümkün. Pes etmeyin. Mücadele edin.
  • Kolay değil ama, mümkün’ bunu hiç unutmayın.
  • Okul öncelikli olarak gerekli değil.

İlkeler önemli.

Ben kendime Göztepe Oto Sanayi’de bir işçi abiyi örnek aldım.

İşini en iyi şekilde yapmak için gayret ediyordu.

İş disiplini vardı.

Ben O’nu ve işini iyi yapanları, yılmayanları, mücadele edenleri, ilkeli olanları örnek aldım.

İş disiplini önemli.

Bizim işimiz zaten başka türlü yapılmaz ki...

 

Elif Akkuş, gençlere tavsiyelerde bulunduktan sonra Babalara da bir tavsiyesini dile getirdi;

  • Kız çocuklarınıza hayal kurmaları için izin verin.

*

*

*

İkisi de Hafız torunu...

Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı, Elif Akkuş ile nasıl tanıştıklarını anlattı.

 

Elif Akkuş’un Twitter da bir paylaşımı dikkatini çekmiş Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’nın.

Elif Akkuş’un büyük Dedesinin Hafız Hasan Akkuş olduğunu öğrenmiş o twitte Valimiz.

Hafız Hasan Akkuş, Kızılcahamam’lı ve çok ünlü bir hafız.

Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’nın Baba tarafı da Kızılcahamam’lı.

Valimizin Babasının Babası, yani Dedesi Hafız Ali Güran’dır.

Hafız Ali Güran, Nuruosmaniye’de Hafız Hasan Akkuş’un talebesi olmuştur.

 

Bunu bilen Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı telefonla aramış Elif Akkuş’u.

O tanışıklıktan sonra daha sık görüşmüşler.

Hatta, birlikte ortak bir hayal kurmuşlar.

Suriye’ye gideceklermiş.

Ama Valimiz Afyon’a tayin olunca o hayal şimdilik rafa kalktı haliyle.

*

*

*

Afyon’a dair...

En yaşlı Gazeteci ben olduğumdan olsa gerek, ilk soru hakkını bana verdiler.

Öncelikle...

Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’na teşekkür ettim, Elif Hanımın İlimize gelmesine vesile olduğu için.

Elif Hanıma kendisinin anlattıklarından etkilendiğimizi belirttim, tekrar gelmesi talebimden sonra da, İlimiz ile ilgili güzel değerlendirmelerine de atıfta bulunarak Kalemize çıkmasını önerdim.

Tabii ki O, Kaleye çıkanların yedi yıl ilimizde kaldığı ile ilgili inancımızdan habersizdi.

 

Afyon’a aşık oldum’ diyerek başladı söze;

  • Çok güzel bir İl’de yaşıyorsunuz.
  • Sizleri kıskandım.
  • Afyon’da attığım her adımda bin kere daha yürümek istiyorum.
  • Dünya, Afyon’u tanımalı, bilmeli.
  • Erkekler düz bakar, kadın gözü farklıdır. Burası bir hayal şehri.
  • Hele o Gastronomi Konağı.

Masaya sarılasım geldi.

  • Buraya gelen bir daha dönmez.

Ha bire yer.

  • Bir çok yere gittim ama...

Ben buraya hayran kaldım.

  • Sekiz yıldır hiç tatil yapmadım.

Deniz...

Hayali bile güzel.

Ama Afyon daha güzel.

 

---

Kale hatırası...

Elif Akkuş ile Fatih Çapar’a Afyonu, Valilik Basın Müdürümüz İbrahim Kayar gezdirmiş.

Çok kısa bir zamanda bile bu kadar hayran kalmışlar İlimize.

Mevlevi Camii önünden Kale manzarasına doyamamışlar.

Çektirdikleri o fotoğraf için şu notu düştüler;

Allah dağına göre kar verir fotoğrafı...