Sevgili okurlar,
Bugün Bayram!
Bir “Bayram yazısı yazmaya elim ve yüreğim” varmıyor?
Neden mi?
Nedeni, sizce belli değil mi?
Ülkenin, bunca önemli, katmerleşmiş, nasırlaşmış sorunları üzerine “bayram” ha!?
“Ekonomisi altüst olmuş, adaleti dibe vurmuş, haksızlıkların, hukuksuzlukların ayyuka çıktığı, liyakatsizliğin alıp başını gittiği, siyasetin vıcık vıcık menfaat bataklığında el salladığı, fiyatlara bir türlü gem vurulamadığı, algıların, yalanların doğruların önüne geçtiği, Türk lirasının, diğer ülke para birimleri karşısında her gün eridiği, eski günleri aradığımız bir ülkede”, gel de “bayram sevinci” içinde ziyaretlere git, el öpmelerde bulununuz!?
Lay, lay lom ha?

BİNDİK BİR ALAMETE?
Bizler, buraya nereden, nasıl geldik?
Soru bu ya, bizler buraya nasıl geldik?
Ve nereye gidiyoruz?
Bütün bu saydıklarımızın hedefinde, “sadece siyaset, sadece iktidarı elinde bulunduran zihniyetler, sadece muhalefet edenler “olamaz?
Demek ki, neymiş?
Hepimizin bu gidişatta, payı büyük!
Hepimizin!
Allah korusun!
Hani Cem Karaca’nın o  şarkısında olduğu gibi “ bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” gibi bir durum var!

GEL DE SİYASETE GİR?
İnsan, ” İYİ parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, kongre konuşmasına kafayı takmadan” edemiyor.
Nasıl etmeyelim?
“Yanlışlar, gaflar, şikayetler, iftiralar, karalamalar, engellemeler, ayak oyunları, çelmeler, tuzaklar...”, ne varsa, konuşmasının içinde var!?
Şaşırmadım değil?
Gel de böyle bir ortamda “siyaset” yap, “siyasete” soyun!?
“Bu çirkinliklerin, pardon, bu pisliklerin içine”, kim girmek ister?

KUYRUK SİYASETİ?
Öte yanda ise, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP listelerinden seçime girip, kazanılan milletvekili sayısı için konuştu...
“Alınterimiz kadar helal ve kutsal!”
Peh, peh, peh!
Genel Başkan Ali Babacan, böyle söylüyorsa, doğrudur?
Ondan daha iyi, bilecek değiliz ya?
“Seçimlere, CHP listelerinden girip, kendi oyu bile belli olmayan bir partinin, kazandığı milletvekilleri üzerinden, yapılan bu konuşmayı, bu değerlendirmeyi” içinize sindirebilir misiniz?
Babacan da, Akşener’in seslendirdiği, bu "kuyruk siyasetinin” kurbanı olmamak için, önceden mi, önlem almaya çalışıyor?
Gerçeklerin üstü örtülebilinir mi?

ANNELER VE NİNELER SİYASETE ALET?
Cumhur İttifakı listelerinden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) girmeyi başaran, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da yine kadınlar üzerinden konuşmayı yeğlemiş!
Hem de bayram üstü!
Fatih Erbakan,“Annelerimiz, ninelerimiz 14,15,16 yaşlarında evlenerek, mutlu yuvalar kurdular... 15 yaşında biri cinsel olgunluğa eriştiğine göre, rızası geçerlidir”diyor.
Siyaset uzmanlığından, “dini ve cinsel uzmanlığa uzanan bir başka kültürün temsilcisi” usta!?
Vay ki, ne vay?
“Anneler ile nineler bile”, siyasete alet!
“Bayram bayram”, neler konuşuyoruz ya?

NE HABER GAZETECİM?
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde, "bir tacizi haberleştiren, gazeteci meslektaşımız”, gözaltına alınıp, hapsi boylamış!
Öyle ya, “tacizin suçlusu olarak gazeteci meslektaşımız” görülmüş herhalde?
“Niye haber yaptın, niye gözünü kapatmadın, niye kulak kabarttın cezası”, bu olsa gerek!?
Öte yanda, TELE 1 TV Genel Yayın yönetmeni, gazeteci, yazar Dr.Merdan Yanardağ, kurumundan gözaltına alınıp, sorgulandı, adliyeye götürüldü...
Gerekçe, “halen hapishanede bulunan terör örgütü elebaşısı PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan ile iktidar partisi arasındaki ilişkileri irdeleyen yorumlarda bulunması nedeni ile gözaltına alındığı” paylaşıldı...
Bu süreci bilirim!
Ne haber, gazetecim?
Susmak varken, gerçekleri haykırmanın bedeli bu!

SİNDİRMEK, GÖZDAĞI VERMEK İŞTE BU!
Gazeteci olupta, bu süreci bilmemek olur mu?
Buna bir bakıma “ burnunu sürtmek, sindirmek, ürkütmek, korkutmak, yıldırmak, iktidarın gücünü göstermek ve velhasıl gözdağı vermek...” denir.
Vay be, nereden, nereye?
PKK ile olduğu kadar terörist başı Abdullah Öcalan ile ilgili söylemleri ile hafızalarımıza kazınan, yandaş medya kalemşörlerini hatırladınız mı?
Neler paylaşılmadı, neler yazılmadı ki?
Ne oldu?
Umursanmadılar bile?
Öyle mi?
Ya, muhalif olanların ve kumpas davalarında başlarına gelenleri bilmiyor muyuz?
Neyini yazayım, memleketin?

KURBANLIKLAR ATEŞ PAHASI!
Yazımı kaleme aldığım saatlerde, piyasalarda, 1 Dolar, 26,03 Türk Lirası, 1 Avro ise, 28,45 Türk Lirası idi.
Türk Lirası gittikçe eriyor, biz ise hala nerelerde, hangi konular içinde debeleniyoruz!?
Sevgili dostum, komşum Zeki Dönmez’i telefon ile aradım...
Memlekette kurbanlık fiyatlarını sordum..
Bizzat Adapazarı’ndan canlı yayında fiyatları aktardı..
Üretici haklı!..
Malını, bedava mı verecek?
Bu durdurulamayan “hayat pahalılığında”, kurbanlıklarını, niye ucuza versinler ki?
Kurbanlıklar ateş pahası!

BİR UMUT IŞIĞI OLMAK?
Ama vatandaşımız, yine de “kurban ibadeti” için kararlı...
Sonunda, sevgili dostum Nazım Aktürk’ün mesajını da ters yüz ederek, “kurbanlık için vekaleti Lösev Derneği’ne” verdik...
“Kurban paramız ile kanserli, hasta küçük miniklerin dertlerine deva olunsun” diye düşündük, böyle niyet ettik!
Küçükler, minikler, çocuklarımız aklıma düşer!
Hele de SMA hastalılar?
Onları yaşatmak, hayata tutundurmak için, valilikten izin alıp, Adapazarı sokak ve caddelerinde yardım, dayanışma isteklerinde bulunanların sesleri?
Nasıl da yankılanır kulaklarımızda, nasıl?..
Bir umut olunuz!
Bayramlar, bu tür yardımlaşmalar, dayanışmalar, paylaşımlar için, bir fırsattır da!..
Ne mutlu, böyle umut ışığı yakanlara, dayanışmada, birliktelikte, paylaşımlarda karar kılanlara!..
Bayramınızı, en kalbi duygularımızla kutlar, sağlık afiyetler, güzellikler dileriz!

 

 

#yusufcinal #afyon #odakgazetesi #kurbanbayramı #kurban #memleket #köşeyazısı