Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu. Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin ikinci duruşma ve Tekirdağ'da 2 yaşında öldürülen Sıla bebeğin ilk duruşma sürecinin devam ettiğinin ve Bakanlığın dava sürecine nasıl bir katkı sağladığının sorulması üzerine Göktaş, Türkiye'ye tekrar başsağlığı diledi ve büyük üzüntü duyduğunu söyledi. İlk günden itibaren hem Narin hem Sıla'nın davasına müdahil olduklarını, özellikle her iki dava için de Bakanlığın Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde özel ekipler kurduklarını belirten Göktaş, beş avukatın Diyarbakır'da olduğunu, Sıla bebek için de Tekirdağ'da avukatların davayı müdahil olarak takip ettiklerini ifade etti.
SORUŞTURMAYI TAKİP ETTİK
Bakan Göktaş, "Soruşturmanın her aşamasını çok büyük titizlikle takip ettik. Narin kızımızın mahkemesinde onun hukuki yollardan hakkını arayan yine biziz. Bu iki davada da özellikle faillerin en ağır cezayı alması için de Bakanlık avukatlarımız hakikaten çok yoğun mücadele veriyor. Buradan faillerin en ağır cezaları alacaklarından eminim." dedi. Sıla'nın ilk davası olduğunu ve bir duruşmanın daha yapılabileceğini, Narin'in ise ikinci duruşması olduğunu ve bugün yarın sonuçlanmasını beklediklerini belirten Göktaş, Bakanlık avukatlarının çok iyi hazırlandıklarını, bu iki davanın da bir an önce sonuçlanmasını ümit ettiklerini dile getirdi. Bakan Göktaş, şunları kaydetti: "Narin'in davasına yönelik köydeki diğer çocuklara yönelik psikososyal destek ekibi kurduk, çocuklara yönelik bir rapor çalışması gerçekleştirdik. Narin'in hem okul arkadaşları hem yakın akrabaları da süreçten çok etkilendi. O çocuklara öncelik yakın ekip kurduk, Milli Eğitim Bakanlığımızla da çalıştık. Özellikle çocukların bu travmalarını atmaları için bölgede çalışmalarımızı da sürdürdük. Biz tabii ki iki kızımızın da katillerinin ve faillerinin en ağır cezayı almasının da takipçisi olacağız."
MECBURİYETİMİZ VAR
Bakan Göktaş, şöyle devam etti: "Çocuklarımızı risklerden koruma zorunluluğumuz ve mecburiyetimiz var. Bize karşı bir sorumluluk aynı zamanda ebeveynlerin ve ailelerin de zaman zaman talepleri geliyor. Bu platformu, şu platformu yasaklayın diye talepleri var. DUY ihbar hattımız var. Ebeveynler, aileler, çocukları için riskli gördükleri içerikleri, orada bizim uzmanlarımıza doğrudan ihbar edebiliyor. Uzmanlarımızdan oluşan bir ekibimiz var. 7 gün, 24 saat bu içerikleri inceliyoruz. Akabinde de ilgili kurumlara yönlendiriyoruz. Çocuk dostu platformların yaygınlaştırılmasını önemsiyoruz. Çocuklarımızı korumak adına önemli bir düzenlemeye ihtiyaç duyduğumuz ortada. Şu anda bir mevzuat eksikliğimiz var bu konuda. Bakanlığımızın öncülüğünde bir mevzuat çalışmamızı başlattık, ilgili kurumlarla. Sosyal medya çocukların hem zihinsel hem sosyal gelişimlerini ciddi manada etkiliyor. 16 yaş bizim de belirlediğimiz bir yaş. Ancak biz de sosyal medya platformlarına sorumluluk yükleyen kapsamlı bir düzenlemeyi hayata geçirmek istiyoruz."