Açıklamasında yaşananları geçmişte Kıbrıs Türk halkına EOKA tarafından yapılanlara benzeten Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Biz Kıbrıs Türk halkı olarak buna benzer şiddet olayları ile karşı karşıya kalmış bir halk olarak, o zor yılları Kıbrıslıların Milli Mücadele Örgütü (EOKA) teröristlerince halkımızın katledildiğini bütün dünya biliyor. Dolayısıyla Kıbrıs’ta çözüm olacak ise mutlaka iki devletli bir çözüm olması gerekiyor. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin garantör ülke olarak statüsünde ve Türk askeri adadaki barış ve huzurun teminatı olarak varlığından asla vazgeçilmemesi gerekiyor. Kıbrıs Türk halkının bunun kırmızı çizgisi olduğunu görüyoruz. Böyle bir anlayış yok ise (İsrail’in) karşı tarafın neler yapabileceğini görüyoruz. Kıbrıs’ta da bütün bu edişe verici olayları bu anlayış ile izliyoruz” dedi.

Gaziler Günü'nde Anma Mesajı: Gazilerimiz Tarihi Bir Miras Olarak Yaşamaktadır! Gaziler Günü'nde Anma Mesajı: Gazilerimiz Tarihi Bir Miras Olarak Yaşamaktadır!

“FARKLI BASKILARA RAĞMEN DİRENDİK”

KKTC'nin egemen bir devlet olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Güney Kıbrıs'ın kendisini bütün Kıbrıs'ın hükümetiymiş gibi bütün dünyaya lanse etmeyi başarabildiğini vurgulayarak, buna tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz egemen bir devletiz. Bu devlet hep Türkiye Cumhuriyeti ile her türlü iş birliği ve uyum içerisinde çalışma anlayışı içerisinde oradaki varlığımızı sürdürmekteyiz. Güney Kıbrıs kendisini bütün Kıbrıs'ın hükümetiymiş gibi bütün dünyaya lanse etmeyi başarabiliyor. Çünkü 1964 yılında Birleşmiş Milletler’in aldığı kararla Türk devleti dışına ittikten sonra Türkiye Cumhuriyeti tek tanımış devlet ve söz vermiş devlet muamelesi görüyor. Hâlbuki ki esasında Kıbrıs Cumhuriyeti'nin iki kurucu ortağı vardır. Bir tanesi Kıbrıs Türk halkı, diğeri Rum halkı. Bizlerin geçmişine baktığınızda biz 1571'den Lozan Anlaşması 1923'e kadar Kıbrıs, Osmanlı Devleti'nin bir parçasıydı. Dolayısıyla bizlerin ataları 352 yıl kesintisiz Kıbrıs'ı yönetmiş, idare etmiş. Ondan sonraki süreçte İngiliz sömürge yönetiminde bizler de orada çeşitli farklı baskılara rağmen direndik ve 1960’da o zamanın başbakanı merhum Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatih Zorlu'nun da çok büyük gayretleri ile Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Cumhuriyeti'nin garantör ülkesi olmuş. Kıbrıs Türkleri kurucu ortağı olmuş. Dolayısıyla tüm bunlara baktığımızda Kıbrıs'ta ne olursa olsun Türkiye'nin de bilgisi olması lazım” diye konuştu.

“KIBRIS'I TEK BAŞINA AVRUPA BİRLİĞİNE ALMALARI BÜYÜK BİR GAFLETTİ”

Kıbrıs Rum Kesimi'nin Avrupa Birliği’ne (AB) alınmasına da tepki gösteren Cumhurbaşkanı Tatar, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Kıbrıs'ı tek başına Avrupa Birliği'ne almaları büyük bir gafletti. Çünkü 1960 Kıbrıs Kuruluş Antlaşmaları diyor ki mutlak suretle böyle bir konuda Türkiye Cumhuriyeti'ne danışılması lazım. Türkiye Cumhuriyeti adanın garantörüdür ve dolayısıyla tek taraflı kimseye danışmadan ne Kıbrıs Türkü'ne ne de Türkiye'ye tek taraflı olarak Kıbrıs'ı tam bir bütün Avrupa Birliği'ne almalarının ne kadar gayri hukuki olduğu da hepimizin malumudur. Dolayısıyla Kıbrıs'ta herhangi bir askeri anlamda gelişme olacaksa mutlak suretle Türkiye Cumhuriyeti'nin bundan bilgisi olması gerekmektedir. Esas anayasa bunu gerektirmektedir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti adanın garantörüdür. Bizzat Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti'nde bütün bu gelişmeleri bu hassasiyetle izliyoruz ve Türkiye'de elbette her konuda istişare içerisindeyiz.”

Editör: Nurbanu Soy