Hepinizin bildiği gibi Büyük Menderes Afyon Dinar’dan doğar 584 Km aktıktan sonra Aydın/Söke/Dipburnu’ndan Ege deniziyle buluşuyor. Bu havzada bir zamanlar Türkiye’nin en önemli ihraç ürünleri olan incir, üzüm, pamuk, tütün ile zeytin yetişiyordu. Aynı zamanda hatırı sayılır besi hayvancılığı da yapılıyordu.
Bir zamanlar insanların suyunu bir bezden süzerek içtiği, tarlalarını bağını bahçesini suladığı ve Türkiye’nin hayvan sayısının neredeyse %10’unu besleyen Menderesin suları iyice kirlenmiş hatta açık bir kanalizasyona dönüştürülmesi sonucunda artık pes demiş durumdadır.
2008-2009 yıllarında AB’nin Su Direktifi’ne uyum kapsamında gerçekleştirilen “Türkiye’de Su Sektörü İçin Kapasite Geliştirilmesi” adlı proje kapsamında yürütülen pilot proje olan Büyük Menderes Karaktarizasyon Raporu ve Önlemler Programı büyük bir tanıtım töreniyle yayınlanmasına rağmen henüz yaprak bile kıpırdamamıştır.
Raporun sonuçları da bir daha hiç bir yerde geçmemiş Konu hakkında farklı kurumlar ve bakanlıklar raporlar hazırlamasına rağmen herhangi bir adım atılmamıştır.ÖzellikleTarımda kullanılan ilaç ve gübreler su kütlelerinin kimyasal kalitesini bozmaktadır.
Bölgede uygulanan vahşi sulama ile içme ve kullanma suyu temini amacıyla yapılan 17 adet baraj, çok sayıda HES ve yine çok sayıda gölet bulunmaktadır, hepsi Menderes’in suyunu tutmaktadır. Nehirden su çekimi, havzada açılan artezyen kuyuları ve akış düzenleme baskılarının Menderes havzasında su kalitesini ve kantitesini bozması bir diğer baskı unsurudur.
Eskiden vahşi depolama için kullanılan alanların rehabilitasyonu, yeni düzenli katı atık depolama alanların inşası, Arıtılmış atık suların tarımda yeniden kullanımı, taşocakları ve madencilikten doğan kirliliğin azaltılması.
Zeytinyağı sanayiinde üç fazlı sistemden iki fazlı sisteme geçiş ve zeytin karasuyunun gübre olarak tarımda kullanılması
Açık kanal sulama sisteminden kapalı basınçlı sulama sistemine geçiş, drenaj sularının yeniden kullanılması, tarımda hacme dayalı su fiyatlandırmasının başlatılması.
Büyük Menderes için iklim değişikliği senaryolarının çalışılması
Buna benzer 3 çalışma daha yapılmış, raporlar hazırlanmış, O RAPORLAR’da 2009 Raporuna benzer akıbete uğramıştır.
Doğal felaketimize zemin hazırlayacak yanlışları maalesef kendi kendimize yapıyoruz. Doğayı kendi elimize katlediyoruz. Orman ve ağaçlarımız yanıyor.İklim değişiklikleri hem Tarımı hemde hayvancılığımızı etkiliyor.Biz doğaya ihanet edince doğa’da bizi bir şekilde cezalandırıyor.