Maliye eski Bakanımız İsmet Attila bir yazı gönderdi.

O’na da bir arkadaşı göndermiş.

Çok beğendim.

Aktarıyorum...

*

Bizler ilkokulda yurt bilgisi...

Lisede mantık sosyoloji, felsefe, okuyan nesiliz...

Onun için biz kim 500 milyon istiyor programında 15 bin lirayı hiç joker kullanmadan %90 kazanabilen nesiliz.

Biz 3 yazılı 1 sözlü imtihan olan nesiliz...

Biz kopya çeken ama kopya yaparken öğrenen bir nesiliz…

Biz Endonezya’nın ihracatını, Surinam’ın ithalatını bilen nesiliz...

Biz anasını babasını bakım evine terk etmeyen nesiliz...

Biz babasının cenazesine tatildeyim diye gelmeyen nesil değiliz...

Biz şahsiyet sahibi olması için terbiyesinden vazgeçilen kendine özgüveni olan, ama etrafa saygısı ve sevgisi olmayan, sadece kendisine yaşayan egoist nesil değil, sevgiyi, saygıyı, fedakarlığı, dostluğu, vefa duyusunu yerine göre başkalarının yaşamı için kendi yaşam tarzından fedakarlık eden nesiliz...

Arkadaşımızın ailesini kendi ailemiz kabul eden namus anlayışını buna göre dizayn eden nesiliz…

Biz psikologlarla pedagoglarla şekillendirilen değil...

Psikolojik sorunlarını, aile -mahalle ilişkileri içinde bedava çözen nesiliz...

Olaylara çözmek için atılan, onları bana ne deyip pas geçmeyen nesiliz...

Anasına, babasına, ailesine egosundan fedakârlık edip maddi manevi kol kanat geren nesiliz...

Biz bugün kırk yıllık arkadaşlarını köşe bucak arayan onlarla birliktelikten zevk alan nesiliz...

Öğretmeninin elini öpmek için yarışan nesiliz.

Semt çocukluğunu, mahalle terbiyesini, büyüklere saygıyı görmüş bir nesiliz...

Kabadayı dediğimiz mahallenin bilekli delikanlısını, bizi soyan değil bizi koruyan

kollayan olarak bilen bir nesiliz...

Misketi, çemberi, uçurtmayı, birdirbiri, topacı, uzuneşeği, kukalı saklambacı, üçtaşı, kaptanı, müsellesi, kovalamacayı, ip atlamayı, sekseği, üçgen (şeytan uçurtması) uçurtmayı, çivili futbolu, 9 taşı, bakkal amcalara kese kağıdı yapımını,

yakan topu oyun olarak bilen bir nesiliz...

Futbolu, voleybolu, basketi, yüzmeyi tüm imkânsızlıklara rağmen spor olarak yapan bir nesiliz...

Akşam üstleri şekerli ekmek, karabiberli ekmek yiyen çikolatayı, pastayı, turtayı,

şekerlemeyi tanımayan bir nesiliz…

Dışarıda yemek yemenin ayıp olduğu, ağız oynatmanın bile ayıplandığı, her lokmanın eşit paylaşıldığı, çay bardağındaki şekerin kaşıkla karıştırılırken çıkan sesin ayıp olduğu bu eylemin kahvelerde yapıldığında kahvecinin hop deve kervanımı gidiyor diye ikaz ettiği bir nesiliz...

Ebeveynlerimizin öğretmenimize eti sizin kemiği benim diye teslim ettiği

öğretmenlerimizin bu emaneti gözlerinden sakınarak koruduğu, kulağımızı çeken öğretmenimizi evde şikayet edemediğimiz öyle bir durumda babamızdan da azar işiteceğimizi bildiğimiz bir nesiliz...

Hele öğretmenin çocuğa bir siteminde anne, baba, dayı, hala, enişte, bacanak,

anneanne hep birlikte okul basıp sen bizim çocuğumuzun psikolojisini nasıl bozarsın diye öğretmen döven bu nesille uzaktan yakından bir ilişkimiz yok...

Öğretmen benim neslimin en kutsal varlıklarındandı...

Ata erkil babanın sözünün geçtiği ama babanın da analarımıza değer

verdiği fikir paylaştığı aileleri olan bir nesiliz...

Lise mezunu arkadaşlarımızın bugünkü üniversite mezunlarının yanında doktora yapmış bir insan kalitesinde olduğu bir neslin çocuklarıyız...

Siz bizim nesli küçümsemeyin.

Bence bizim nesile benzemeye çalışın.

Belki Türkiye kurtulur...

*

GÜNÜN SÖZÜ

Yasalardan uzak yaşamak için...

Dürüst olmak zorundasınız.