HES İlaç Afyonspor’un hemen hemene evindeki tüm maçları takip ediyorum…
Bu yüzden bu haftaki yazımda genel bir analiz yapma gereği hissettim…
Ligin ilk haftasında Nazilli’den beraberlik ile ayrıldık.
Bir sonraki hafta bir zamanlar Süper Lig’de fırtınalar estirin ancak mali krizler ile her hafta düşüş yaşayan ligin bana kalırsa en zayıf takımlarından Bursaspor’u evimizde yenerek ilk galibiyetimizi almıştık. 3’üncü haftayı bay geçtikten sonra dördüncü hafta Batman Petrolspor’a mağlup olarak puansız ayrıldık..
Beşinci haftada kendi sahamızda Çorum FK’yı ve Sivas Belediyespor’u yenerek yeniden puan almayı başardık.
Tam moraller yerine geldi derken kendi sahamızda Amed Sportif Faaliyetler ile beraber kaldık…
İşte tam bu maçtan sonra ne olduysa film koptu…
Esenler Erokspor’a, Ankaraspor’a ve Tarsus İdman Yurdu’na yenilerek 3 haftada puan kaybettik…
Ancak futbolcular biraz olsun toparlanmalı ve önüne emin adımlar ile bakmalıdır.
Yarın kendi sahamızda Bayburt Özel İdarespor’u ağırlayacağız.
Bayburt Özel İdarespor ligi 18’inci sırasında 4 puan ile yoluna devam ediyor…
Buradan alacağımız 3 puan bizi rahatlatmasa da biraz olsun nefes aldıracak, moralleri yerine getirecektir…
Haydi Afyonkarahisar’a gönül vermiş futbol severler, yense de yenilse de bu şehrin futbol takımına sahip çıkmamız gerekiyor…
***
Amigonun böylesi
Fıkraları oldum olası severim ve okudukça gülerim…
Bazen öylesine güzel fıkralara rastlarım ki, içerisinde çok güzel anlamlar çıkar…
İşte böyle olunca, internette küçük bir gezintiye çıktım…
Öylesine güzel bir fıkra yakaladım ki anlatamam…
Ancak okunması gerekiyor…
Futbol takımlarından biri sahasında başka takımlarından birisi ile maç oynayacaktır.
Kulüp yöneticileri liderlik yarışında önemli olan bu maç için yeni bir amigo bulurlar...
Amaç takım oyuncularının coşması ve rakip takımı moralmen çökertmektir.
Maçtan önce amigo, seyircilerle son kez prova yapar.
Talimat yenilenir: Sağ kolum havada iken bizim takım için, sol kolum havada iken rakip takım için bu kez aleyhte bağıracaksınız...
Eğer iki kolum havada ise "Sessizlik..." Maç başlar başlamaz amigo sağ kolunu havaya kaldırır.
Tabii bütün ev sahibi taraftarlar hep bir ağızdan: – Ya ya ya, şa şa şa bizim takım çok yaşa! diye bağırırlar.
Biraz sonra amigonun sol kolu havaya kalkar, bu kez tribündeki taraftarlar: – Rakip takım yuh, rakip takım yuh... diye inler.
Biraz sonra amigonun kolları havadadır.
Tribünlerdeki ev sahibi taraftarlar hep bir ağızdan: – Sessizlik... sessizlik... sessizlik... Şimdi derin bir sessizlik çekelim Türkiye’nin hiçbir kulübünde taraftarın başında bulunun kişi veya kişiler; kulüplerde veya yönetimlerde yer almazlar.
Bunun amacıda takıma olan sevgisi ve sevdasıdır…
Eğer yer alıyorsa işte o zaman iş maddi kazanca ve şahsi menfaatler elde etmek için bu konumu kullanma amacıdır…
Peki o zaman ne yapmamız gerekiyor, taraftarın başına gerektiğinde sessizliği önleyebilecek kulübü zarara uğratmayacak birisi olması gerekiyor…