Günlük hayatta sık sık yorgunluk, açlık krizleri ve kilo vermekte zorlanma gibi belirtiler yaşayan birçok kişi, aslında insülin direncinin pençesinde olabilir. Endokrinoloji uzmanları, özellikle göbek bölgesinde yağlanma, tatlı krizleri ve yemek sonrası uyku halinin bu durumun en önemli sinyalleri arasında olduğunu belirtiyor.
İNSÜLİN DİRENCİ NEDEN OLUYOR?
Uzmanlara göre insülin direncinin en büyük tetikleyicileri arasında sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam ve stres yer alıyor. Rafine şeker ve işlenmiş gıda tüketiminin artması, vücutta insülin hormonuna karşı duyarsızlığa neden oluyor. Bunun sonucunda pankreas, daha fazla insülin salgılamak zorunda kalıyor ve zamanla bu durum tip 2 diyabete dönüşebiliyor.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Yılmaz, “İnsülin direnci, sadece fazla kilolu bireylerde değil, zayıf kişilerde de görülebilir. Önemli olan beslenme düzeni ve yaşam tarzıdır. Eğer sürekli açlık hissediyorsanız, yemek sonrası uyku basıyorsa ve özellikle bel çevreniz hızla genişliyorsa, bir doktora danışmanızda fayda var” dedi.
İNSÜLİN DİRENCİNİ KIRMAK MÜMKÜN MÜ?
Peki, insülin direncini yenmek mümkün mü? Uzmanlar bu konuda bazı kritik önerilerde bulunuyor:
Dengeli ve sağlıklı beslenme: Şeker ve beyaz un içeren gıdalar yerine, protein ve sağlıklı yağlardan zengin besinler tüketmek gerekiyor.
Düzenli egzersiz: Özellikle tempolu yürüyüş ve ağırlık çalışmaları, hücrelerin insüline duyarlılığını artırıyor.
Uyku düzenine dikkat etmek: Yetersiz uyku, insülin direncini artıran faktörler arasında yer alıyor.
Stresi yönetmek: Kronik stres, kortizol seviyelerini yükselterek insülin dengesini bozabiliyor.
Doktor kontrolünde destek almak: Gerekli durumlarda doktor tavsiyesiyle bazı ilaçlar veya vitamin takviyeleri kullanılabiliyor.
TESTLERLE TESPİT EDİLEBİLİR
İnsülin direncinin teşhisi için en sık kullanılan testlerden biri HOMA-IR testi. Eğer sonuçlar yüksek çıkarsa, doktor kontrolünde yaşam tarzı değişiklikleri ve gerekirse ilaç tedavisi uygulanabiliyor.
Sağlıklı bir yaşam için insülin direncini erken teşhis etmek büyük önem taşıyor. Uzmanlar, düzenli sağlık kontrollerinin ve bilinçli beslenmenin, bu sessiz tehlikeyi önlemede en güçlü silahlar olduğunu vurguluyor.
