Akan, kariyeri boyunca Yeşilçam'ın unutulmaz filmlerinde Münir Özkul, Adile Naşit, Şener Şen ve Kemal Sunal ile başrolleri paylaştı.

Sinema yazarı ve araştırmacısı Tuba Deniz, "Yeşilçam sinemasına baktığımız zaman her ne kadar birbirini tekrar eden rollerde farklı yıldızları izlesek de her bir oyuncunun, izleyicinin gönlünü kazandığını, her bir yıldızın toplumda farklı bir karşılığı olduğunu düşünüyorum." dedi.

Deniz, Akan'ın sinemaya çok genç yaşlarda 1970'lerin başında adım attığını aktararak, şu bilgileri verdi: "Asıl adı Tarık Tahsin Üregül. Mühendislik öğrencisi... Bu yıllarda bir yandan harçlığını çıkarmak için plajlarda cankurtaranlık ve işportacılık yapıyor. Toplumun içinden gelen, halkı çok iyi tanıyan bu genç adam Ses dergisinin müsabakalarını kazandıktan sonra hızla Yeşilçam'da ismi duyuluyor ve kısa sürede oyunculuk kariyerinde zirveye çıkıyor. Beyoğlu Güzeli (1971), Sev Kardeşim (1972), Delisin (1974) ve Hababam Sınıfı serisi gibi hafızamıza işleyen pek çok filmde ana rollerde yer alıyor."

"YEŞİLÇAM KALIPLARINI AŞABİLME İRADESİNİ PEK ÇOĞU GÖSTEREMİYOR"

Usta oyuncuya başlarda fiziksel yapısından ötürü daha çok salon filmlerinde zengin fabrikatör babanın oğlu rolü biçildiğini, fakat bir süre sonra bu rollerin Akan'a yetmediğini anlatan Deniz, "O dönemin yıldızlarının hep benzer, makus bir talihin içinden geçtiğini görüyoruz. Çok erken yaşta, sinema ya da oyunculuk hakkında hiçbir fikirleri olmadan Yeşilçam'a giriyor ve aralıksız film çekilen bu sektörde bir anafora maruz kalıyorlar. Peş peşe film çekimlerine koştururken kendilerine dayatılan klişeleri, Yeşilçam kalıplarını aşabilme iradesini pek çoğu gösteremiyor." diye konuştu.

Tuba Deniz, Akan'ın Yeşilçam kalıplarını aşabilen özel bir oyuncu olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:"Akan, Ertem Eğilmez filmlerinin yıldızı iken, sektörde bu kadar sözü geçen bir yapımcı, yönetmene itiraz edebilmiş, bunun bedelini ödeme pahasına kendi inandığı sinemanın, oyunculuğun izini sürmüş bir isim. Sektörden dışlanacağını, işsiz kalacağını bilmesine rağmen 1977'de kariyerinde keskin bir viraj yapıyor ve Maden (1978), Sürü (1978), Yol (1981) gibi Yeşilçam kalıplarını kıran, o dönemin sinemasını başka bir yere taşıyan pek çok filmin başrolünde yer alıyor. Tarık Akan Yeşilçam'da çok özel bir konuma sahipken bütün bu imkanlara sırtını dönebilen nadir bir oyuncu. Kariyerinin başlangıcındaki rollerden bambaşka rollerde adeta farklı bir kimliğe bürünerek filmler çekmiş olmasına rağmen izleyiciden yine aynı takdiri görmesi, sahiplenilmesi ise büyük bir başarı."

TARIK AKAN, SİNEMA ARTİST YARIŞMASI'NDA BİRİNCİ OLDU

Asıl adı Tahsin Tarık Üregül olan sanatçı, Hüseyin Yaşar Üregül ile Yaşar Üregül çiftinin üçüncü çocuğu olarak 13 Aralık 1949'da dünyaya geldi. Akan, babasının subaylık görevi dolayısıyla Erzurum Dumlupınar İlkokulunda başladığı eğitimini Kayseri'de sürdürdü. Babasının emekliliğinin ardından ailesiyle İstanbul'da yaşamaya başlayan sanatçı, ortaokul ve liseyi Bakırköy'de tamamladı. Sanatçı, daha sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden ayrılarak, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Yüksek Okuluna girdi.

Tarık Akan, 1970'te "Kozalak Zeki" lakaplı arkadaşı Zeki İrfanoğlu'nun ısrarıyla girdiği "Ses" dergisinin "Sinema Artist Yarışması"nda birinci oldu. Yönetmen Mehmet Dinler'in "Solan Bir Yaprak Gibi" filmiyle 1971'de sinemaya adım atan sanatçı, filmin ardından Tarık Akan adını kullanmaya başladı. Uzun boyu, yeşil gözleri ve sempatik tarzıyla izleyenlerin beğenisini kazanan sanatçı, aynı yıl Sadık Şendil'in kaleme aldığı, Orhan Aksoy'un yönettiği "Emine" filminde, Filiz Akın ile başrolü paylaştı.

Bir dönem "Kartpostal Çocuk" olarak anılan Akan, yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in yaptığı ve Türk sinemasının unutulmaz eserlerinden, 1973 yapımı "Canım Kardeşim" ile 1974 yapımı "Hababam Sınıfı"nda başrol oynadı. Sanatçı, 1970-1975'te, her yıl 10'un üzerinde filmde rol alarak Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden biri haline geldi. Oynadığı filmlerde genellikle "Ferit" adını kullanan Akan, Gülşen Bubikoğlu ile "Ah Nerede", Emel Sayın ile "Mavi Boncuk", Hülya Koçyiğit ile "Sev Kardeşim", Hale Soygazi ile "Gece Kuşu Zehra"da rol aldı.

1970'Lİ YILLARDA YEŞİLÇAM'IN JÖNLERİ ARASINA GİRDİ

Tarzıyla 1970'li yıllara damgasını vurarak, Yeşilçam'ın jönleri arasına giren ve her rolün altından başarıyla kalkan Akan, 1977'de Zeki Ökten'in yönetmen koltuğuna oturduğu "Sürü" filminin ardından politik filmlerde rol almaya başladı. Tarık Akan, salon filmlerinde oynamamaya karar verip, sinemada farklı bir yola girmesinin ardından, Cüneyt Arkın ile "Maden" filminde başrol oynadı. Büyük ilgi gören 1978 yapımı filme ilişkin verdiği bir röportajda Akan, şu ifadeleri kullanmıştı: "(Maden) O dönem Türkiye'nin en çok seyredilen filmi ve benim de en çok para kazandığım filmdir. O dönemde tüm sendikaların, işçi sendikalarının her yerinde, dağ başlarına kadar çıkarılıp oynatılan bir filmdir. Görevini çok güzel yerine getirmiştir. Sendikacılık, işçilik, işçi olmak, emek, sermaye nedir, açık ve net olarak altı çizilmiş olarak veren filmlerden biridir."

Sanatçı, 1979'da askere gitti, yedek subay olarak Denizli'de vatani görevini tamamladı. Senaryosunu Yılmaz Güney'in yazdığı, Şerif Gören ile Güney'in yönettiği 1982 Altın Palmiye ödüllü "Yol" filminde de rol alan Akan, dünya çapında vizyona giren bu film ile Cannes'da "En İyi Erkek Oyuncu" dalında aday gösterildi.

HAPİSHANE GÜNLERİNİ "ANNE KAFAMDA BİT VAR" KİTABINDA YAZDI

Usta oyuncu, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından 1981'in başlarında, Almanya'da yaptığı bir konuşma yüzünden Türkiye'ye dönüşünde tutuklandı. 12 yıl hapis istemiyle yargılanarak 2,5 ay hücre hapsi cezası alan sanatçı, suçsuzluğunun ispat edilmesi üzerine beraat etti. Akan, hapishane günlerini ve darbe sürecini 2002'de yayımlanan "Anne Kafamda Bit Var" kitabında kaleme aldı. Libya yapımı "Leyla ile Mecnun" filminde oynayarak uluslararası sinemaya da açılan Akan, 1991'de Bakırköy'deki Taş Mektep İlkokulu'nun ortaklarından biri oldu, 1995'te Aziz Nesin'in vefatından sonra "Nesin Vakfı" başkanlığını devraldı. Tarık Akan, 1997'de yönetmen Yusuf Kurçenli ile hayata geçirdiği "Antika Talanı" adlı belgeselin seslendirmesini de yaptı.

Televizyon kanalları için "Taşların Sırrı" adlı belgesele de imza atan sanatçı, Türkiye'deki antik tarihe dikkati çekmeye çalıştı. Ayrıca Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı adına "Atatürk'ün Alev Çiçekleri" ve Nazım Hikmet konulu "Işık Yontucusu" adlı belgesellerle "Anadolu'da Romalıların Ayak İzleri", "Afrodisias" ve "Perge'nin Lahitleri" adlı yapımların yönetmenliğini yaptı.

7 KEZ ALTIN PORTAKAL ÖDÜLÜNÜ KAZANDI

Usta oyuncu, 1973'te "Suçlu", 1978'de "Maden", 1980'de "Adak ve Sürü", 1984'te "Pehlivan", 1989'da "Üçüncü Göz", 1990'da "Karartma Geceleri", 2003'te ise "Gülüm" filmindeki rolüyle Altın Portakal'da "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü kazandı. Böylece 7 kez Altın Portakal ödülü alan tek erkek oyuncu oldu. Sanatçı, 1985'te Berlin Uluslararası Film Festivali'nde mansiyon, 1992'de Adana Altın Koza Film Festivali'nde "En İyi Erkek Oyuncu", 1996'da Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Yaşam Boyu Onur Ödülü", 2006'da Sinema Yazarları Derneği "Onur Ödülü", 2007'de ise Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği'nde "Sinema Emek Ödülü" kazandı. Barış Zeki, Yaşar Özgür ve Özlem isimli üç çocuğu bulunan ve bütün servetini yardım amaçlı vakıf ve kuruluşlara bağışlayan usta oyuncu, 16 Eylül 2016'da, akciğer kanseri tedavisi gördüğü hastanede yaşama veda etti.

45 YILLIK KARİYERİNE UNUTULMAZ FİLMLER SIĞDIRDI

Vefatından kısa süre önce verdiği bir röportajda, yaşamı boyunca 120 filmde oynadığına vurgu yapan ünlü oyuncu, şunları anlatmıştı: "120 film az bir rakam değil. Bir de bu filmlere baktığınız zaman, çoğu Anadolu'da, Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde çekilmiş. Müthiş baskılar, zorluklar, parasızlık, sefalet ve büyük uğraşlar içerisinde çekilmiş, büyük yapıtlar ortaya çıkmış. Oynadığım hiçbir film için 'Neden bunu yaptım', 'Neden bunu oynadım' diye bir şey asla söylemedim." "Vizontele Tuba" filminde de rol alan Akan'ın 45 yıllık kariyerinde rol aldığı film ve dizilerden bazıları şöyle:

Gelin Evi Ezgi Sertel neden yok ayrıldı mı? Gelin Evi Ezgi Sertel neden yok ayrıldı mı?

"Solan Bir Yaprak Gibi", "Beyoğlu Güzeli ", "Ah Nerede", "Sev Kardeşim", "Mavi Boncuk", "Delisin", "Hababam Sınıfı", "Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı", "Leyla ile Mecnun", "Deli Deli Olma", "Ahh İstanbul", "Vizontele Tuuba", Koçum Benim", "Abdülhamit Düşerken", "Aşk Üzerine Söylenmemiş Herşey", "Çözülmeler", "Yolcu", "Bir Kadın Düşmanı", "Devlerin Ölümü", "Bir Küçük Bulut", "İkili Oyunlar", "Kimlik", "Çark", "Skandal", "Halkalı Köle", "Beyoğlu'nun Arka Yakası", "Adem ile Havva", "Paramparça", "Kan", "Bir Avuç Cennet", "Pehlivan", "Kayıp Kızlar", "Damga", "Kuduz / Çocuklar Çiçektir", "Beyaz Ölüm", "Arkadaşım", "Yol", "Herhangi Bir Kadın", "Adak", "Sürü", "Maden", "Şeref Sözü", "Nehir", "Babanın Evlatları", "Kader Bağlayınca", "Aşk Dediğin Laf Değildir", "Çapkın Hırsız", "Evcilik Oyunu", "Ateş Böceği", "Ah Nerede", "Memleketim", "Esir Hayat", "Yalancı Yarim", "Oh Olsun", "Canım Kardeşim, "Bebek Yüzlü", "Tatlı Dillim", "Aşkların En Güzeli." AA

  

Editör: Fadime Özkaran