Dünya şekillenmesinde etkin olan ülkelerin taraflarını ve kendileriyle hareket edecek olan ülkelerin renklerini açıktan ortaya koyma başladıkları bu günlerde Türkiye seçimleri ABD-İNGİLTERE ve RUSYA-ÇİN ilişkilerindeki gelişmelere bağlı olarak çok kutuplu şekle dönüşürken stratejik coğrafi konumuyla Türkiye anahtar ve kalpgah yapısıyla kendi güç merkezi olma yolunda kararın verileceği seçimleri takip etmektedirler.

Rusya ve Çin açıklamalarıyla dünya için artık batının her adımının geçerli olmadığı dolayısıyla yeniden, dünya düzeninde kendilerini her alanda var olduklarını açıkladıkları savunmadan finasal sisteme kadar batının hakimiyet alanındaki bir çok uluslararası yapıya karşı yeni alternatifler geliştirerek cevap verdikleri bir dönemin başladıklarını ilan ettiler.

Dünya şekillenmesindeki stratejik öneme sahip diğer ülkeler Hindistan,Türkiye şekillenmenin diğer aktörleri olarak hinterlant alanlarındaki güçleriyle, beraber hareket ederek tam bağımsız politik cevaplarla ve stratejiler ile yollarına devam etmektedirler.

Batıdaki ülkelerinin özellikle Türkiye üzerinden hakimiyet kurmak istemesi ve kendi kaderlerinin ve güçlülük merkezi konumlarının coğrafi karar, enerji, savunma ve finasal yapılanmadaki yerini yeniden tayin edecek Türkiye seçimlerinde var güçleriyle sahada olduklarını görmekteyiz.

PKK terör örgütlerine olan desteklerini Fransa’da özel nişan ödülleri vererek gösteren, Irak’ın kuzeyinde helikopterlerle desteklenen yapının, bölgesindeki yandaşlarıyla beraber Türkiye karşıtı eylemlerini yeniden dizayn ederek sahneye koyma çabaları Türkiye’yi kendileriyle birlikte hareket etmeye zorlayarak kayıp etme lükslerinin olmadığı gerçeğini ortaya koymaktadır.

 

ABD ve destekçileri olan aynı zamanda yeni kriz merkezleri olan ülkeler Yunanistan, Ermenistan ve İran üzerinden Türkiye’yi tehdit ederek İran üzerinden Azerbaycan ve Zengezur koridoru ile Azerbaycan karşı Ermenistan’ın yanında yer alan İran ‘nın aslında kendisi için gelen tehlikenin farkında olmadığı görülmektedir.İç isyanlarla kendi insanlarını öldürmekten çekinmeyen yapılanma İran’da yaşayan Türkleri kullanmak isteyen batının karşısında Türkiye ve Azerbaycan ile beraber hareket etmek yerine Ermenistan ile beraber yol yürümeyi seçmesi düşünülmesi gereken bir konudur.

Küresel sistem döngüsü içinde Çin’nin diplomasi atakları ile dünyadaki gelişmelere karşı açıktan politikalarını sahneye koymaya başladığı Ukrayna Krizinde, barış önerileri İran Suudi Arabistan görüşmelerindeki arabulucu rolü ile batının hakim olmak istedikleri alanlarda kriz ve kaos politikalarına karşı çok kutupluluk esasına göre karşı politikalar ile cevap vermeye başlamıştır.

Bu durum batı için yeni krizlerin başlangıcı aynı zamanda elinde zorla tuttuğu bir çok avrupa ülkesi için yeni çıkış yolu arayışlarında Çin’in etkisi altına gireceklerinin gelecekteki yansıması olarak görülmelidir. AB kendisini ABD ve İngiltere birlikteliğine teslim ettiğini AB’nin en güçlü ülkesi Almanya’nın Ukrayna krizi sonrası oluşan siyasal gelişmeler ve hükümet ortaklık yapısında ortaya çıkmaktadır. Merkel yönetiminin çok önem verdiği Kuzey Akım 2 boru hattının kullanılamaz hale getirilmesiyle enerjide ortaya çıkan sorunları Rusya yerine ABD ile çözmek zorunda kalması büyüyen ve üreten ekonomisine karşı ABD tarafından uygulanan ve tehdit ve ceza yönetimiyle terbiye edilmesi sonucunda Ukrayna’ya askeri yardım yapmak zorunda kalmıştır.

Balkanlardan Kafkasya’ya, Ortadoğudan Afrika’ya kadar batı bir çok noktada güç kayıp ederken yerini alan ülkelerin başında paylaşımcı ve insancıl politikalar ile Türkiye ön plana çıkmakta bu durum batı tarafından büyük rahatsızlıklarla ifade edilerek Türkiye’ye karşı ve Sayın Cumhurbaşkanınımızı direk hedef alarak içerideki yapıların açıktan ve hedef gözetilmeksizin desteklendikleri Türkiye seçimlerinde siyasetin yerli ve milli ,dış destekli yapılar ile

 

şekillenmesi Türkiye için 14 Mayıs 2023 seçimlerinin öncesi ve sonrasında bir siyasi yapının gerçek yüzlerini de ortaya koymaktadır.

15 Temmuz darbe girişimi ile içimizdeki hain yapıların açıktan ortaya çıkması verilen mücadelenin önemini ortaya koymaktadır.

Dünya siyasal, savunma, enerji ve ticaretinde beş denizde etkin olarak yer alan ülkelerin dünyanın yeniden şekillenmesinde söz sahibi olacakları bu denizlerin ise

HAZAR DENİZİ

Karadeniz Akdeniz Basra Körfezi Kızıldeniz

Türkmenistan ile yapılan anlaşma Hazar Denizi üzerinden taşınacak enerji boru hatları anlaşması üç kez iptal edilmesine rağmen bu gün yürürlüğe girmesi, Türkmenistan ve Türkiye dolayısıyla Türk Devletler Teşkilatı açısından da son derece önem arz etmekte olup Türk devletler Teşkilatının son toplantısına açıklanan Varlık fonu oluşturma kararı ekonomik olarak teşkilatın güçlenmesi, etkinliğinin artması olarak değerlendirilmeli ve çok kutuplu dünya düzenin yerini almaya hazır olduğunu göstermesidir.

Karadeniz batının girmek istediği yeni dünya düzeninin şekillenmesinde yeni güzergahların geçiş, ticaret ve enerji kaynaklarının merkezi Karadeniz batı için Rusya’ya karşı yaptırımların etkin kontrol merkezi anlamına geliyor. Kadife devrimleriyle Gürcistan ve Ukrayna ile varlık göstermek istediği Karadeniz’e Türkiye’nin Montrö Anlaşmasının ilgili maddeleriyle cevap vermesi, Nato ülkeleri Romanya ve Bulgaristan üzerinden aşma çabaları ise aynı çerçevede engellenmiş, ABD ve yandaşlarının kontrol edemediği Karadeniz Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmasının yapıldığı Ukrayna krizi çıkana kadar huzur denizi olarak kalmıştır.

 

Akdeniz dünya ticaret yollarının geçtiği, keşif edilen enerji kaynaklarıyla dünyanın en zengin bölgesi, Ortadoğu enerji kaynaklarının taşınmasında stratejik konumu sahip Akdeniz Kıbrıs adası ile bölgede Ortadoğudan Afrikaya Avrupaya kadar bir çok bölgenin kontrol altına alınması ve güç merkezi konumundadır. Türkiye kendisine kabul ettirilmek istenen haritaları yırtarak Mavi Vatan anlaşması ile sınırlarını belirlemiş ve Libya ile yapılan deniz anlaşması BM tarafından kabul edilmesi ve Libya ile İtalya arasında yapılan enerji anlaşmasıyla Avrupa Birliği ülkesi olan İtalya tarafından da kabul edilmesi manasına gelmektedir.

Basra Körfezi ve Kızıldeniz’de bölge ülkeleriyle ve paylaşımcı politikalar ile Türkiye bölgede kendine ticari, savunma tarımsal üretim alanları, enerji anlamında bir çok anlaşmalar ile güvenlik ekonomisi ile yerini almakta bu durum batılılar tarafından büyük rahatsızlıklara sebep olmaktadır.

Türkiye seçimleri, ülkesinin ürettiği savunma sanayisinden, otomobil yapmasına,doğalgaz ve petrol çıkarmasından, nükleer enerji santrali kurmasında,dünyanın karar mercilerinde etkin rol almasından,ekonomik olarak büyümesinden,Türk Devletler Teşkilatı ile güç merkezi olmasından,rahatsız olmayan yerli ve milli insan gücü ile buna karşı çıkan yapıların karşı karşıya geleceği seçim olacaktır.

Gelişen Türkiye’ye karşı çıkan bu ülkenin düşmanıdır. Veya gelişen Türkiye’nin düşmanlarının Vekilidir.(Osman Diyadin)

Geçmişini bilmeyen toplumlar geleceklerine yön veremez.

Bu gün bütün bu kazanımlarla beraber Türkiye geleceğinin tayin edileceği seçim atmosferine girmektedir.Seçimler ile Türkiye yol haritasını çizecek dünyadaki yerini alacaktır.