Geçtiğimiz hafta ki yazımda sosyal medya ve sosyal medyanın insan üstündeki etkilerinden bahsetmiş hatta sosyal medya kanallarından biri olan Facebook’un doğuşundan tutun da toplum ve kültür üzerindeki hakimiyeti ve etki alanını uzunca anlatmıştım. Bu hafta da çalışmalarımda edindiğim bir diğer konuyu sizlere aktaracağım. Çalışmalarımdan edindiğim sonucun aslında hafife alınamayacak kadar derin olduğunun altını çizmek isterim. Sosyal medya dediğim sanal mecra her geçen gün ‘Kara Delik’ gibi büyüyerek birçok olguyu beraberinde yutuyor. Peki, bu durumda facebook kendisine bir insan benliği kazandırmaya çalışıyor olabilir mi?

Bu gün incelendiğinde facebook dünya genelinde 2 milyondan fazla kullanıcıya sahiptir.Elde edinilen bilgiler doğrultusunda facebook’un veri deposu 300 petabayt veri depolar ve her gün 600 terabayt veri almaktadır.”

SANAL ETKİLEŞİMLER

Artık facebook günümüzde başlangıçtaki kuruluş amacından uzaklaşmış ve bireysel yaşantıya sunduğu ayrıcalıkların ötesinde yer almaktadır. İnsanların planlı ve programlı yeni aktiviteler düzenlediği, anlamlı ve toplumsal yarar gözeten topluluklar kurulduğu,  sosyal sorumluluk projelerinin hayata geçirilmesi için desteklendiği, ekstrem durumlarda dayanışma ortamlarının oluşturulduğu hem toplumsal yararlara hem de bireysel yarar sağlayan bir platform halini almıştır. Aynı zamanda mekânsal sınırı ortadan kaldırarak farklı birey ve grupları, ülke ve coğrafyaların birbiriyle etkileşimini olanaklı kılmakta ve yeni kültür değerleri oluşturmaktadır.

SOSYAL MEDYA BİR TAMAMLAYICI MIDIR?

“Sosyal medyanın toplumsal yapıya güçlendirici, zayıflatıcı, tamamlayıcı etkileri de bulunmaktadır. Zamansal, mekânsal ve engeller olmadan dünyanın dört bir yanına ulaşarak insanların birbirleriyle etkileşim sağlaması güçlendirici bir etkidir. Öte yandan insanlar ve yakın sosyal çevresinde meydana gelen yüz yüze iletişimdeki aksamalar ise zayıflatıcı etkisini gösterir. Tabii ki bunların yanında yeni tanışılmış insanlarla ilk yüz yüze iletişimin sağlanması için bir payda sağlaması yani iki kişi arasındaki anlaşma sürecini sağlaması ise tamamlayıcı olduğu bilgisini aktarır.”

Birçok bilgiye erişim sağlamasından tutun da, eğlence, sohbet ve gündem içeriğine ulaştığımız bu sanal mecra artık oluşturduğu ekonomik, siyasal ve kültürel alanlar içerisinde sadece bireysel kullanıcılara değil şirketlere, marklara ve reklam şirketlerine sağladığı olanaklarla facebook’u bu alanda da vazgeçilmez bir bilişim ağı haline getirmiştir.

YENİ TOPLUM, YENİ YAPI; GEREKEN EĞİTİM ŞARTI

Artık internet ve bilişim teknolojileri yaşamın vazgeçilmezleri arasına adını altın harflerle yazdırmıştır. Çünkü hiçbir şey mekânsal, zamansal, uzamsal bir engele takılmamakta ve tek tıkla halledilebilmektedir. Öyle ki, sosyal medya aracılığıyla, alışveriş yapılmakta, fotoğraf ve video paylaşılmakta, kullanıcılar arasında iletişime geçilmektedir. Bu anlamda günlük yaşantımızı sürdürmemiz için bir araç haline gelen sosyal medya sayesinde her şeyi kendine bağımlı hale getirmiştir. Bu yüzden internet kullanıcıları olarak dikkatli ve bilinçli kullanıcılar olunmalıdır. Bu sebeple toplumumuza belirli bir yaştan itibaren medya okuryazarlığı eğitimi verilerek yeni nesiller bu yapıya hazırlanmalıdır. Çocuk ve yetişkinlere yönelik olması gereken bu eğitimlerde gerekli argümanlar oluşturularak bireyler desteklenmelidir. Bu süreçte geniş bir yelpazeye sahip olan internet kullanıcılarının tamamına ulaşmak ve eşit bir yayılım sağlanması temel şarttır.