Hayatta anlam veremediğim şeylerin başında insanların içine düştükleri çelişkiler gelir.
A dediğini B olarak değiştiren ya da önce “Bu böyle olmalı” deyip de sonrasında “Bu böyle olur mu ya hu” diyen insanlar her zaman samimiyetsiz gelmiştir bana.
Özellikle de siyaset sahnesinde sıkça karşılaşılan bir durumdur bu.
Ne yani sırf siyasetçi diye, sırf iktidar ya da muhalefet olmalarında dolayı bu tür bir meşrulukları mı var?
Hadi oradan ya!
Hadi oradan…
Şimdi geniş ve objektif bir pencereden dikkatli bir şekilde bakmanızı istiyorum!
Öyle dikkatli bakın ki yazı boyunca uçacak bir sineğin kanat vızıltısını bile lütfen gözden kaçırmayın.
Cumhuriyet Halk Partisinden başlayalım…
Kemal Kılıçdaroğlu…
Kasetle geldiği dilden dile iddia olarak dolaşan bir Genel Başkan…
Bir açıklamasında diyor ki; “YPG Terör örgütü değildir vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.”
Ohaa!
Hatta çüşünüz!
Hatta ve hatta çüş!!!
YPG’ye terörist demeyenin kanından ve dahi soyundan nasıl şüphe etmek gerekirse diyemeyenlerinde kanına ve dahi soyuna şüphe ile yaklaşmak gerekir.
Bu açıklamanın Atatürk’ün Milliyetçilik anlayışı ile uzaktan yakından alakası yoktur.
Hal böyle olunca Millet ittifakını bu yönde Chp’nin eleştirmesi bana bir tık komik geliyor.
Kaldı ki geçmiş dönemde terörist cenazelerine katılan CHP’li vekillerin kimler olduğu ulusal medya arşivlerinde mevcuttur.
Şaşırmayın kıymetli dostlar zira ne diyor Kıymetlilerin en Kıymetlisi “Kişi sevdiği ile beraberdir.”
Demirtaş’a özgürlük naraları var birde…
Neymiş efendim PKK’ya terör örgütü diyemeyen HDP eski eş başkanı Selahattin Demirtaş özgür kalmalıymış… İleri demokrasi bunu gerektirirmiş.
Kabul ediyorum ileri demokrasi bunu gerektiriyor olabilir…
Lakin ileri vicdan neyi gerektirir…
Şehitlerin kanları neyi gerektirir…
Arkalarında ki gözü yaşlılar neyi!
Hadsizler! Bu düşünceyi savunan bu fikriyatta olan kim varsa çok açık ve net bir şekilde hadsizdir…
Ve bizim Türk Milleti olarak çok güzel bir özelliğimiz var.
Gerektiği zaman, gereken kişiye gereken şekilde çok güzel had bildiririz!
Yanlış anlaşılmasın tabi ki ileri demokratik kurallar çerçevesinde.
Bana kasa mı?
Asın gitsin nerede ne kadar vatan haini varsa…
Ne halt etmeye besliyoruz hala anlamış da değilim. As gitsin abicim! Vatanına göz dikiyorsa vur kellesini bir mikrop eksilsin…
Aman efendim olur mu?
Yapamazlar!
Avrupa ne der? Avrupa Birliğine nasıl hesap veririz! Ya kendini bu dünyanın jandarması zanneden ahmak Amerika’nın yüzüne nasıl bakarız!
Herkes şu an birbirine bakıyor sanırım… Bu laflarım Amerika’nın yalağına yanaşıp iki damla su için dört bin beş yüz on sekiz kere takla atan gelmiş geçmiş tüm iktidarlara…
Yarası olan gocunabilir…
İşte Halep, işte arşın…
Kısaca kıymetli okuyucular günümüzde her iki tarafında acayip acayip söylemleri var ama sorsanız biri Atatürkçü diğeri Ümmetçi…
Hiç bir şey bilmesem bile tek bildiğim şu ki kimse masum değil…
O yüzden artık şairin de dediği gibi yeni şeyler söylemek lazım…