Türkiye’de nikah sırasında gelinin damadın ayağına basması gelenek şeklinde kabul edilmektedir. Bu durum, evlilikle ilgili bir açıklama yapma isteğiyle esprili olarak birleşerek törene neşe katmaktadır. Fakat, bazı durumlarda damat ilk adımı atarak gelinin ayağına basabilir ve bu da eğlenceli, rekabetçi bir ortamın oluşmasına yol açabilir. Bu tür gelenekler, düğün masasındaki heyecanı azaltacak ve çiftlerin bu özel günde güzel anılar yaratmasına yardımcı olacaktır.
Eskiden düğünlerde gelin ve damadın ayaklarına basmak yaygın bir gelenekti. Bu ritüelin kökenine bakıldığında karı-koca arasındaki karşılıklı bağlılığı ve sadakati sembolize ettiği görülmektedir. Dolayısıyla ayağa basma geleneği karı-koca arasındaki bağın güçlü ve kalıcı olduğunu göstermektedir.
Geçmiş zamanda bu gelenek farklı kültürlerde farklı şekillerde uygulanıyordu. Bazı toplumlarda çiftler ayaklarını yere vurarak dua ederken, bazılarında da bu uygulamanın daha sembolik anlamı vardır. Günümüzde bu ritüel, evde kimin sözünün diğer eşe göre daha geçerli olduğunu göstermek amacıyla esprili bir şekilde de yapılmaktadır. Kadınlar genel olarak bu ritüeli daha çabuk ve kararlı bir şekilde gerçekleştirirler ve bu da evde daha güçlü bir söz hakkına sahip oldukları izlenimini verir.
Düğünlerde imza atıldıktan sonra ayağa basma geleneği uygulanmaktadır. Damadın imzayı attığı sırada gelin de genellikle damadın ayağına basar; bu sadakat ve bağlılığı simgeler. Gelinin bu geleneği unutmaması için bazen davetliler hep bir ağızdan, “Ayağına bas!” diye bağırırlar. Bu ritüel evlilik bağının güçlenmesini ve uzun ömürlülüğü sembolize ediyor.
Geleneklere göre sadece gelin değil damat da gelinin ayağına basabilir. Bu gelenekte, kimin daha hızlı olduğu daha önemlidir.
