Geçen hafta yatırımcıların odağında, önemli merkez bankaları yetkililerinin sözle yönlendirmelerinin yanı sıra yoğun makroekonomik takvim bulunurken, yoğun bilanço döneminde şirket karlarının beklentilerin üzerinde gelmeyi sürdürmesi risk algısını törpüledi.
Analistler, Fed Başkanı Jerome Powell'ın para politikasındaki gevşemenin piyasa beklentilerinden daha geç olacağının sinyalini verdiğine işaret ederek, diğer Fed yetkililerinin de bu haftaki açıklamalarıyla Powell'ı desteklediğini belirtti.
Fed Yönetim Kurulu Üyesi Adriana Kugler, enflasyonun ve iş gücü piyasalarının soğumasının faiz indirimini uygun hale getirebileceğini, enflasyondaki düşüş sürecinin duraklaması durumunda politika faizinin daha uzun süre sabit tutulmasının uygun olabileceğini kaydetti.
Boston Fed Başkanı Susan Collins, faiz indirimini desteklemeden önce daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, yıl sonundan önce para politikasında gevşemeye başlanmasının uygun olacağını bildirdi.
Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin de enflasyonun üstesinden gelmek için sabırlı olunması gerektiğine dikkati çekerek, daha fazla enflasyonist baskının gelip gelmeyeceğinin görülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic, enflasyonun iyi bir ilerleme kaydettiğini ancak daha gidilecek çok yol olduğunu söyledi.
Dallas Fed Başkanı Lorie Logan da faiz oranlarını ayarlamaya yönelik bir aciliyet görmediğini, enflasyon konusunda güvenin tesis edilmesi gerektiğini vurguladı.
Logan, enflasyondaki ilerlemeyi durdurabilecek jeopolitik riskler dahil potansiyel risklere dikkat ettiklerini dile getirdi.
Söz konusu gelişmelerle para piyasalarındaki fiyatlamalarda güvercin beklentilerin zayıfladığı göze çarparken, Fed'in martta faiz indirimine gidebileceğine ilişkin tahminler yüzde 22 seviyesine indi. Bankanın mayısta yüzde 52 ihtimalle politika faizini 25 baz puan indireceği öngörülüyor.
Ayrıca, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, geçen hafta yaptığı açıklamada, ticari gayrimenkul piyasasındaki zayıflık nedeniyle bankacılık sektöründe "stres ve kayıpların" olmasını beklediğini, ancak bunun bankacılık sistemi açısından bir risk haline gelmeyeceğine inandığını ifade etti.
Bununla birlikte, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın seçimlere katılıp katılamayacağıyla ilgili davanın ilk duruşmasında, tarafları dinleyen ABD Yüksek Mahkemesi üyelerinin çoğu, "ayaklanma" suçunu işlediği gerekçesiyle Trump'ın oy pusulalarında yer alamayacağına hükmeden Colorado eyaletinin argümanlarını yetersiz buldu.
Amerikan medyasına yansıyan haberlerde de ilk duruşmadan, Trump'ın lehine bir sonucun çıktığı ve dava sonucunda Trump'ın seçimlere katılımının engellenemeyeceği şeklinde bir kararın çıkmasının beklendiği yorumları öne çıktı.
Fed'in faiz indirimlerine ne zaman başlayacağına ilişkin soru işaretleri ve açıklanan makroekonomik verilerden alınan sinyaller tahvil piyasalarında yön arayışının öne çıkmasında etkili olurken, geçen hafta, ABD Hazine Bakanlığı 42 milyar dolar tutarında 10 yıl vadeli tahvil satışı gerçekleştirdi. ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi geçen haftayı 15 baz puan artışla yüzde 4,1750 seviyesinden kapattı.
Orta Doğu'daki gelişmeler yakından takip edilirken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun olası bir ateşkesi reddedeceğine yönelik haber akışı, bölgedeki risklerin tekrardan artmasına neden olurken, petrol fiyatlarını da yukarı yönlü destekledi.
Söz konusu gelişmelerle Brent petrolün varil fiyatı geçen haftayı yüzde 5,5 değer kazancıyla 81,7 dolardan tamamlarken, altının ons fiyatı yüzde 0,76 değer kaybıyla 2 bin 24 dolara indi.
New York borsası pozitif seyretti
New York borsası, geçen hafta şirket karlarının beklentilerden iyi gelmesiyle pozitif seyretti.
Şirketlerin finansal sonuçlarının öngörülerden iyi gelmesinin yanı sıra firmaların gelecek döneme yönelik gelir ve kar tahminlerinin de önceki beklentilerin üzerine çıkması New York borsasında yeni zirvelerin görülmesinde etkili oldu.
Geçen hafta açıklanan verilere göre, ABD'de, Tedarik Yönetim Enstitüsü (ISM) hizmet sektörü Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), ocakta aylık bazda 2,9 puan artışla 53,4'e çıkarak piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti.
Ülkede, hizmet sektörü PMI 52,5'e gerilese de sektörün genişlemeye devam ettiğini gösterirken, Fed yetkililerinin yaptıkları sözle yönlendirmeler pay piyasalarındaki satış baskısını sınırladı.
ABD Çalışma Bakanlığı, Tüketici Fiyat Endeksi'nde (TÜFE) aralık ayındaki artışı, yüzde 0,3'ten 0,2'ye çekti. Gıda ve enerji kalemlerinin hariç tutulduğu çekirdek enflasyon ise aynı kaldı.
Analistler, aralık ayı enflasyon verisindeki aşağı yönlü revizyonun, faiz oranlarını düşürmeye başlamak için fiyat baskılarının sürdürülebilir şekilde azaldığına dair daha fazla kanıt arayan ABD Merkez Bankası (Fed) için olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.
Geçen hafta bilançosunu yayımlayan PepsiCo'nun da karı beklentileri aşarken, şirketin geliri yaklaşık dört yıldır ilk kez düşüş kaydetti ve piyasa beklentilerinin altında kaldı.
Birleşik Krallık merkezli çip tasarım şirketi Arm, beklentilerin üzerinde kar ve gelir açıkladı. Yapay zekanın satışları artırdığını söyleyen ve gelecek döneme dair güçlü sonuçlar bekleyen şirketin hisseleri yaklaşık yüzde 48 arttı.
Amerikan yazılım şirketi Palanti ve Medikal teknoloji şirketi GE HealthCare Technologies'in bilançoları da iyi geldi.
Söz konusu gelişmelerle geçen hafta S&P 500 endeksi yüzde 1,37, Dow Jones endeksi yüzde 0,04, Nasdaq endeksi yüzde 2,31 değer kazandı. S&P 500 endeksi yüzde 5.026,61 puana çıkarak tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirdi.
12 Şubat ile başlayan haftada pazartesi günü hazine bütçe dengesi, salı günü Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), perşembe günü New York Fed sanayi endeksi, Phildelphia Fed imalat sanayi endeksi, sanayi üretimi, kapasite kullanımı, cuma günü ise Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi verileri takip edilecek.
Avrupa borsaları İngiltere hariç yükseldi
Avrupa borsalarında da geçen hafta pozitif bir seyir hakim oldu.
Analistler, Avrupa'da açıklanan verilerin bölge genelinde ekonomik aktivitenin yavaşladığına işaret ettiğini ancak enflasyonun soğumaya devam etmesi konusunda olumlu karşılandığını söyledi.
Avrupa Merkez Bankasının (ECB) Tüketici Beklentileri Anketi'ne göre, tüketicilerin gelecek 12 ay için enflasyon beklentisi Aralık 2023'te bir önceki aya kıyasla yüzde 3,5'ten yüzde 3,2'ye geriledi. Gelecek üç yıla ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 2,4'ten yüzde 2,5'e yükseldi.
Geçen hafta hizmet sektörü ve bileşik PMI ocakta Almanya'da sırasıyla 47,7 ve 47, Avro Bölgesi'nde ise 48,4 ve 47,9 seviyesinde gerçekleşti. İngiltere'de ise hizmet sektörü ve bileşik PMI sırasıyla 54,3 ve 52,9'a çıktı. Avro Bölgesi'nde geçen ÜFE verileri aylık bazda yüzde 0,8, yıllık bazda ise yüzde 10,6 geriledi.
Almanya'da açıklanan sanayi üretimi, aralıkta aylık bazda yüzde 1,6 azalışla beklentilerin altında kalırken, İngiltere'de ortalama konut fiyatı ocakta yıllık bazda yüzde 2,5 artarak son bir yılın en güçlü yükselişini kaydetti.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, İngiliz bankalarının karlılığının halen güçlü seviyede olduğunu bildirirken, geçen hafta açıklamalarda bulunan İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkan Yardımcısı Sarah Breeden, ülkede politika faizinin artırılmasına ihtiyaç duyulabileceğine ilişkin endişelerinin azaldığını söyledi.
Öte yandan, BoE Parasal Politika Komitesi Üyesi Catherine Mann, ülkede enflasyonun halen kalıcı bir şekilde ivmelenme riski olduğu uyarısında bulundu.