IEA'nın ocak ayına ilişkin petrol piyasası raporuna göre, OPEC+ grubunun üretim kesintileri ile Amerika kıtasının kuzey bölgelerini etkisi altına alan ve bölgedeki petrol sahalarında üretimin aksamasına yol açan olumsuz hava şartları nedeniyle küresel petrol arzı Aralık 2022'den sonraki en düşük seviyesine geriledi. Bölgede günlük yaklaşık 900 bin varillik üretimin kesintiye uğradığı hesaplanıyor.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) ham petrol üretimi ise ocakta günlük yaklaşık 300 bin varil azalarak 26 milyon 730 bin varil oldu.
Bu dönemde ham petrol dışındaki diğer konvansiyonel olmayan OPEC üretimi ise günlük 5 milyon 480 bin varil olarak kayıtlara geçti. Böylece OPEC'in toplam petrol üretimi, geçen ay günlük yaklaşık 32 milyon 210 bin varil olarak gerçekleşti.
Küresel petrol üretimi ocakta günlük 1 milyon 380 bin varil azalarak 101 milyon 450 bin varil oldu.
ABD, bu yılki üretim artışının yaklaşık yarısını sağlayacak
Raporda, küresel petrol arzının bu yıl geçen yıla göre günlük yaklaşık 1 milyon 700 bin varil artarak yaklaşık 103 milyon 800 bin varil olacağı tahmin ediliyor.
ABD, Brezilya, Guyana ve Kanada'nın günlük yaklaşık 1 milyon 300 bin varille bu yılki küresel arza katkı sağlaması bekleniyor. Bunun yarısından fazlasının ABD'den geleceği öngörülüyor. ABD, söz konusu üretim seviyesiyle üst üste dördüncü yıl en fazla üretim yapan ülke konumunda bulunuyor.
OPEC+ grubu dışındaki ülkelerin küresel arza katkısının bu yıl günlük yaklaşık 1 milyon 600 bin varil olacağı tahmin edilirken, OPEC+ grubu üretiminin ise aynı dönemde günlük yaklaşık 90 bin varil artması bekleniyor.
Küresel petrol talebi büyümesinde Çin, Brezilya ve Hindistan öne çıkıyor
Raporda, bu yıla ilişkin küresel petrol talebi artışının geçen aya göre değişmeyerek günlük 1 milyon 200 bin varil olacağı öngörülüyor. Buna göre, geçen yıl günlük 103 milyon 720 bin varil olan petrol talebi bu yıl günlük 102 milyon 980 bin varil seviyesinde gerçekleşecek.
Petrol talebinde bu yıl öngörülen artışın Çin, Brezilya ve Hindistan'da yoğunlaşacağı, söz konusu ülkelerdeki talep büyümesinin bu yılki talep artışının yaklaşık yüzde 80'ini oluşturacağı tahmin ediliyor.