Bilgi; insanlar ile, nesneler ile ve hatta mekanlar ile iletişime geçebilmemiz için gerekli her türlü üründür.
***
Düşünce tarihi boyunca bilgi;
1) kendi içimizde ki ilerleme (Platon)
2)eşyalar üzerinde ki hakimiyetimizi artırma (Auguste Comte) olarak, ayrımlı şekilde karşımıza çıkar.
Geçmişte ki insanlar bilgiyi herkese ait bir mal olarak görmüş olsa da, günümüzde bilgi bir sermayedir.
Bilgi herkesin özel mülküdür.
Bizlere sermaye kazandıran bir özel mülk...
***
Peki acaba insan bilgisinin bir sınırı var mı?
Temelde çok çeşitli bilgi türleri olmasının yanı sıra biz insanların beyninin bu bilgilerin tamamına hakim olması elbette ki imkansızdır.
Bu sebeple beynimizin mutlak sınırları vardır.
***
Peki bir bilginin bizde var olmuş olması ona hakim olduğumuzu gösterir mi?
Elbette ki hayır.
Örneğin, bilgisayar kullanımı üzerinde ki bilgimiz; kullanım alanımız, şeklimiz ve süremizle ilgilidir. Bilgisayar kullanımı hakkında ki tüm bilgiye sahip olmamızın imkansız olması gibi, bunu başarabilecek birinin varlığı da imkansıza yakındır.
***
Peki bir konu hakkında bilgi edinmeye en açık olduğumuz an ne zamandır? Hemen söyleyeyim;
İlgimiz olduğu zaman...
"İlginin başladığı yerde bilgi başlar." derler. Elbette ki bu da beraberinde ilgi çeşitliliğini ve bu sayede ki bilgi çeşitliliğini meydana getirir.
Örneğin, bazı teknik bilgilere hakim olan bir mühendis, edebiyata veya sanata duyduğu ilgi ile sanatsal bilgi türünden de faydalanabilir.
***
Kısacası, edineceğimiz bilgi türü veya türleri aslında yöneldiğimiz ilgilerimizle alakalıdır. Bu edinilen bilgilerse insan beyninin oluşturmuş olduğu sınırlar dışına çıkamamaktadır.
İlgili ve bilgili olmak dileğiyle...