Serviks Kanseri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Dağıstan Tolga Arıöz, “Serviks Kanseri veya halk arasındaki ismiyle Rahim Ağzı Kanseri hemen hemen tamamen cinsel yolla bulaşan bir virüsün sebep olduğu jinekolojik bir kanser türüdür. Tüm dünyada kanserler arasında gerek görülme sıklığı gerekse de ölüm oranı açısından dördüncü sırada yer alan Rahim Ağzı Kanseri, jinekolojik kanserler arasında da ilk sırada yer almaktadır ki asıl önemi de bundan kaynaklanmaktadır. Serviks kanseri olgularının yaklaşık %85’i az gelişmiş ülkelerde görülür. Yılda yaklaşık 660.000 kadına serviks kanseri tanısı konulmakta ve 348.000 kadın kaybedilmektedir. Diğer bir deyişle herhangi bir kadın için yaşam boyu serviks kanserine yakalanma olasılığı %1.5 ve bu kanserden ölme olasılığı %0.79 olarak bildirilmektedir” dedi.
FARKLILIK GÖSTEREBİLİYOR
“Bu kanser türü bölgesel farklılıklar da göstermektedir. Örneğin Doğu Asya ve Güneydoğu Asya dünyadaki tüm olguların %57’sini ve ölümlerin yine %57’sini oluşturmaktadır” diyen Prof. Dr. Arıöz, “Bu bölgeleri Sahra Altı Afrika ve Latin Amerika takip etmektedir. Ülkemizdeyse oran, 100.000 kadında 4.8 olarak bildirilmektedir. Yani yılda yaklaşık 240.000 kadın serviks kanseri tanısı almakta ve 129.678 kadın kaybedilmektedir. Bu oran her ne kadar dünya ortalamasının altında olsa da yaklaşık olarak saatte 27 kadına serviks kanseri tanısı konulduğu unutulmamalıdır. Bu hastalık için en önemli risk faktörü Persistan HPV enfeksiyonudur. Yani hemen hemen çoğunlukla cinsel yolla bulaşan bir virüs olan HPV’nin vücutta, çoğunlukla da servikste sebat etmesi sonucu oluşur. Serviks kanseri görülme sıklığının yüksek olduğu bölgelerde HPV %10-20 iken, düşük yerlerde %5-10 gibi karşımıza çıkar. Ülkemizde de HPV sıklığı % 4.85 seviyesindedir; yani yılda 500.000 kadına HPV bulaşmaktadır” dedi.
RİSKLİ ERKEK PARTNER
Prof. Dr. Arıöz, “Erken yaşta cinsel ilişki ve çok sayıda cinsel partner önemli risk faktörü olarak bilinmektedir. Ayrıca yüksek riskli erkek partner dediğimiz, yüksek riskli HPV tipi taşıyan erkeklerle cinsel ilişki, düşük sosyoekonomik düzey, cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü ve bunların sık tekrarlaması, az oranda da olsa doğum kontrol hapları ve belirli bağışıklık sistemi hastalıkları da risk faktörleri arasında yer alır. Bunun dışında önemli bir risk faktörü olan sigara kullanımına da dikkat çekmek isterim. Sigara kullanımı rahim ağzı kanserine zemin hazırlayan önemli bir risk faktörüdür ve HPV sigara içen kadınlarda daha kolay kansere ilerler”