İşte Mehmet Emin Güzbey’in kaleme aldığı o yazı;
‘Betonu eğer benden almazsan...’
Daha önce de defalarca dedik ya...
Siz bilgi kaynaklarınızı ifşa etmezseniz...
Ve...
Size aktarılan bilgileri maddi çıkar sağlamak için kullanmaz ve haberlerinizde, yorumlarınızda, programlarınızda bunları vakti saati geldiğinde yayınlar iseniz...
Bilgiler, görüntüler ve ihbarlar akarda akar.
Hiç kimse merak etmesin...
Bana ve ODAK’a aktarılan belgeler, bilgiler ve görüntüler doğruluğu teyit edildikten sonra mutlaka yayınlanır.
Bunun için ODAK çeyrek asrı yüz akıyla geride bırakmış ve ileriye sağlam adımlar ile, ‘Kurumsal’ bir şekilde ilerlemektedir, ilerlemeye de Allah’ın izniyle devam edecektir.
Bu bölümün başlığı ile neyi anlatmak istediğimi merak ediyorsunuzdur.
Gazetecilerin görevlerinden birisi de kamu kaynaklarının çarçur edilmesini önlemektir.
Bu başlık da bunu içermektedir.
Hırsızlığın, haksız kazancın önüne geçmek asli vazifelerimizden birisi olduğuna göre...
Şimdilik duyumumuzu ‘ilgililerin anlayacağı’ şekilde kamuoyuna aktarıyoruz.
Aktarıyoruz ki...
Haksız kazanç peşinde koşan, pek çok şeyi sahte olan zat-ı muhterem yeni bir vurgun daha yapamasın.
Bu konunun da takipçisiyiz.
İşi alan ilgili firma, şeffaf olmaktan uzak bir şekilde o başlıktaki sözü söyleyen kişinin tehdidiyle hareket ederse, kamu bundan zarar görürse bilinsin ki...
Bu sütunlarda açıklamak boynumuzun borcudur.
İsterseniz konuyu biraz açalım...
Geçenlerde bir kamu kurumu teklif alma usulüyle bir ihale yapar.
Bu ihale ilgili kurumun daha önceden başka işlerinden tanıdığı bir firmaya verilir.
Verilmeden önce de bu firmanın bu işi alacağına kesin gözüyle bakılmaktadır.
Başlıktaki sözü söyleyen diğer firmanın her şeyi çakma olan ilgilisi işi alacağına kesin gözüyle bakılan firmanın yetkilisine şöyle söyler;
‘Eğer bu işin betonunu benden almazsan ben bu işi bozarım.’
Bu sözün söylenmesinin ardından kısa bir süre sonra ihale yapılır ve ihaleyi almasına kesin gözüyle bakılan firma ihaleyi alır.
O işi alan firmanın, tehdit içeren bu söze boyun eğip eğmeyeceğini zamanla göreceğiz.
