Türkçü ve milliyetçi bir çizgiden uzaklaştığı iddiasıyla eleştirilen CHP'ye yönelik eleştiriler, Atatürk'ün kurduğu ideolojiden sapmaya karşı gösterdiği iddiaya dayanabildi. Eleştirilerde, Atatürk dönemindeki "Türk milliyetçiliği" çizgisinden uzaklaşan partinin, son dönemdeki etnik ve mezhepsel yaklaşımlara karşı ağırlık savunuluyor.
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından CHP, Türk milliyetçiliği ve Atatürkçülük politikalarının kurucu bir misyonu üstlenmişti. Ancak eleştirilerde, partinin Atatürk'ün vefatından sonra bu prensiplerden uzaklaşmasıyla 1950'de iktidar kaybettiği, buna karşılık 1974'te Kıbrıs Barış Harekâtı ile birlikte ulusal bir açılım sergileyen Bülent Ecevit hükümdarlığında tekrar iktidara geldiği hatırlatılıyor. 1999 yılında Ecevit'in aynı milliyetçi politikalarla birinci parti olayı olduğu, CHP'nin milliyetçilik çizgisini kaybetme sürecini oy kaybı yaşadığı ileri sürülüyor.
CHP'nin mevcut eleştirilerinin açıklamalarında, partinin önünde iki seçenek kapsamında iddia ediliyor: Atatürkçü bir Türk milliyetçisi partili olmak veya etnik ve mezhep seçimli bir çizgiye kaymak. CHP'nin iktidara gelmesi için Atatürk'ün “Türk milliyetçiliği” stratejisini benimsemesi ve etnik ayrışmayı yaratan unsurlardan uzaklaşmanın gerekliliği vurgulanıyor. Açıklamalarda, "CHP'nin Atatürk'ün partisinin unutulması ve Türk gidişatının doğasının doğal görünümü, özellikle "Ne Mutlu Türküm Diyene’nin sıklıkla vurgulanması doğal olarak savunuluyor.
Ayrıca Türk milliyetçiliği ile sosyal demokrat ya da sosyalistlerin çelişmediği, Atatürkçülük ve milliyetçiliğin bir arada var olabileceği ifade ediliyor. CHP'nin geçmişteki çürük sürekli direnişte kalmasın ve uzun yıllardır iktidar alternatifi olamamasının, parti içerisinde kalıcı bir ideolojik sorgulamaya ihtiyaç duyulduğunun olduğu iddia ediliyor.
Eleştirilerde, partinin halka kendini yeterince anlatamadığı ve seçmenle bağ kuramadığı vurgulanırken, CHP'ye oy vermen seçmenlere doğrudan “Neden oy veriyorsunuz?” yerlerin yönlendirilmesi gerekiyor. Özellikle Atatürk'ün düşüncesinin "açık ve net" bir biçimde dile getirilmesinde bulunulurken, partinin iktidarına ulaşabilmesi için milliyetçi değerleri benimsemesi gerektiği şekilde öne sürülüyor.