İşte İsmail Sagun’un yazısı:
BİZİM ZENGİNİMİZ “HEP BANA RABBENA” SEVER
Hayatta insanın bazı şeyler belki de bir kez ihtiyaç duyabileceği şeyler vardır.
Örneğin;
Sigorta poliçesi.
….. sigorta poliçesi gibi.
Bu noktalı yerleri herkes farklı şeyler yazabilir.
İleride bir gün başına gelecek bir hasarın giderilmesinde bu poliçe sayesinde yaraları sarılacak.
O ihtiyacı olacağı gün için bugün, poliçe bedeline ne gereği var demeyelim.
Ambulans.
Kara, hava ve deniz ambulansları.
Belki de şimdiye kadar çoğu kişi ihtiyacı için gerek duymadı.
Ama ihtiyacı olacağı bir gün olacak.
O ihtiyacı olacağı gün için bugün bu kadar ambulanslara ne gereği var demeyelim.
Araçlarımız içinde de hayatta bir kez gereksimin duyabileceğimiz için donanımlar yok mu?
Emniyet kemeri, hava yastığı ve bazı donanımlar gibi.
Hayatınızda belki bir kez kaza yapacaksınız.
Bugün zoraki takılan emniyet kemeri ve hava yastığı sayesinde hayatta kalacaksınız.
O ihtiyacı olacağı gün için bugün, emniyet kemerine, hava yastığına ve birçok güvenlik donanımına ne gereği var demeyelim.
Burada sizlere, “O ileride zaman lazım olabilir şimdi ne gerek var bunlara” yazarak akıl verecek filan değilim.
Memlekette zaten herkeste akıl fışkırıyor benimkine gerek bile yok.
SORULAR BUGÜNE, CEVAPLAR GEÇMİŞE AİTTİR
21 Ocak 2025 tarihinde Bolu Kartalkaya’da otel faciası yaşandı.
Orada o ihmal bu ihmal o suçlu bu suçlu. Ben bunların hiçbir şeyine bakmıyorum. 78 can gitti. Ona bakıyorum.
Afyonkarahisar, 25.000'i aşan yatak kapasitesi, 170'i aşan konaklama tesisi ve yıllık 1 milyona varan turist sayısı ile alternatif turizm çeşitliliği bakımından Türkiye'de ilk sıralarda yerini almakta.
Kartalkaya’da yaşanan bu vahim olay ve ilimizde yaşanan restoran yangını birleştirilerek memlekette her kesimden demeç savaşları başladı.
Demeçlerin hiçbirinde soruna çözüm olacak bir şey yoktu.
Bugünküler geçmişi suçlama, geçmiştekilerde bugünü suçlama peşinde olduğunu gördük.
Sorun belli ama çözüm yok….
Ama bilseler ki;
Sorular bugüne, cevaplar geçmişe aittir.
Velhasıl canım memleketim her zaman olduğu gibi demeç savaşı içinde bu olayı her zaman olduğu gibi sorunu çözümsüz bırakarak çözümü buldu.
STK’LAR “HEP BANA RABBENA” DEMEYİ BİLİYOR
Diğer illerde durum nedir bilmiyorum ama Afyonkarahisar’da STK’lar memleketin yarasına merhem olmayı sevmiyor.
STKlar “Hep bana rabbena” demeyi biliyor.
Yukarıda Afyonkarahisar’ın büyük küçük termal otellerin yatak sayısını belirtmiştim.
Allah korusun Afyonkarahisar’da böyle bir yangın çıksa bu il merkezinde çıkan yangını kısa sürede söndürecek donanımlı bir İtfaiye aracı var mı?
Bence yoktur.
Olası böyle bir yangın sonrası suçlanacak bir adres var.
“Yangına müdahalede yetersiz kaldı” yok “denetim eksikliği” hikâyeleri ile Afyonkarahisar Belediyesi olacak.
Otel sahipleri sütten çıkmış kaşık kalacak.
Milyonlar harcayarak otel yatırımı yapan iş adamları bir araya gelip, hayatta yaşanmasın ama neden kendilerine ihtiyaç olabilecek donanımlı bir itfaiye almazlar da bunu devletten beklerler.
Onlara soran istihdamdan başlarlar 50 tane harcama kalemi anlatırlar.
Arkadaş sizler para kazanacağınızı bilmeseniz ne yatırım yaparsınız ne de bugün gerine gerine anlattığınız “istihdam” kelimesini ağzınızdan çıkarırsınız.
SERTESER’E MEMLEKET İÇİN BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Biraz önce STK ifadesinde bulundum.
Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ilimizin belki de en büyük STK’dır.
ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser’e memleket için büyük görev düşüyor.
Afyonkarahisar il merkezinde ne kadar AVM, termal otel ve eğlence mekânları varsa sahiplerini toparlayacak, cirolar bazında mı olur yatak oranında mı olur orasını ben bilmem herkese bir bedel yazarak sadece o bölgede olası bir yangında kullanılmak üzere ihtiyacı tamamen karşılayacak itfaiye aracı almalı.
ZENGİNİN AKLI HESAP MAKİNESİ GİBİ ÇALIŞIR
Gelelim hala dumanları tüten OSB’de yaşanan yangına.
Yıllardır OSB Başkanı Bekir Yeşilay.
Eminim yangını duyduğunda “tüh tüh tüh” dedikten sonra “hasar çok mu” diye sormuştur.
Zengin mantığı çünkü akılları hep hesap makinesi gibi çalışır.
Hemen TL karşılığı Euro ve Dolar olarak düşünür.
Yangında ölen var mı, yangın neden çıkmış, neden bu kadar söndürülmesi uzun sürmüş.
Bunu düşünmez.
Aklına bile gelmez.
ŞUANDA İLİMİZİN FİLLERİ MÜTEAHHİTLER
Termal turizm bölgesi, OSB derken aklıma şu anda ilimizin en büyük ticari duruma gelen inşaat sektörü.
Afyonkarahisar’da 10 yılda bir filler yer değiştirir. Bu sözü severim ve bu sözün doğruluğuna da yaşarak gördüklerimden şahitlik ederim.
Şuanda ilimizin filleri müteahhitler.
Kimsede bunu aksini söyleyemez.
Bir birleri ile kim daha büyük ve yüksek yapacak yarışına girdiler.
Kazandıklarında gözüm yok.
Allah onlara daha çok versin.
Ama yarın bir gün; o büyük büyük yüksek yüksek yaptıkları binalarda yangın çıkarsa, o yangını söndürecek elimizde itfaiye aracı yok haberi olsun.
Bunları yaparken nasıl ruhsat aldıklarını bilemem ben sadece böyle bir itfaiye aracı olmadığını biliyorum o kadar.
Gerçi sizin sorumluluğunuz nasıl aldığınızı bilmediğim, ruhsatı alana kadar dimi!
Gerisini devlet düşünsün.
Aklınıza tüm müteahhitler olarak toparlanıp, “Tüm büyük yangınlara müdahale edebilecek bir tam donanımlı itfaiye aracı alalım belediyeye bağışlayalım” gelmez.
Çünkü sizde “Hep bana rabbena” mantığındasınız.
RAHMETLİ VALİ AHMET ÖZYURT VE RAHMETLİ YUSUF AĞA
Yazıyı yazarken aklıma 1995 - 2003 yıları arasında ilimizde valilik yapan rahmetli Ahmet Özyurt geldi.
Rahmetli valim Afyonkarahisar’a bir şey yapılacağı zaman bir yemek düzenler ildeki kalburüstü zenginleri yemeğe davet ederdi. Davete gidende neden gittiğini biliyor.
Ama davet eden devlet. Ölüm harici mecbur gideceksin.
Yemek arasında rahmetli Valim konuşmaya başlardı;
“Beyler memlekete şunu yapacağız pamuk eller cebe der” herkesten taahhütleri alırdı. “Önce ilin Yusuf ağasından (rahmetli Yusuf Özer) başlayalım” derdi.
Yusuf ağada sayın valim onlar söylesin verecekleri geri kalan kısmı ben hallerim diyerek her zaman ağalığını gösterirdi.
Her zaman büyük payda rahmetli Yusuf ağaya kalırdı.
İstenilen rakamın taahhütleri topladıktan sonra rahmetli vali o dönem basın müdürü olan Mehmet Kocabıçakoğlu’na “Oğlum herkese senetleri önlerine koy rakamlarını yazıp imzalasınlar senetleri topla. Yarın ben bunu söylemedim, unuttum demesinler” derdi.
Tek Yusuf ağadan senet alınmazdı. Çünkü onun sözü her şeyin üstündeydi çünkü o ağaydı.
Mehmet abi yaşıyor isteyen sorabilir.
Memleket için güzel şeyler yapan Ahmet valime ve Yusuf ağaya bir kez daha mekânları cennet olsun diyorum.
HER ŞEYİ DEVLETTEN BEKLEMEYİN
Diyeceğim o ki.
Sayın Valim Kübra Güran Yiğitbaşı.
Sorunun çözümü sizde.
Bizim Afyonlu zenginimiz “Hep bana rabbena”yı sever ama devletine saygılıdır ve korkar.
Bizi bize bırakır, STK’lar kendi sorunlarını çözsün derseniz bir şey yapmayız olduğu gibi kalır.
Şu memleketin zenginlerini toparlasanız da, “Haydi beyler her şeyi devletten beklemeyin. Pamuk eller cebe” deseniz de ister memleket sevgilerinde olsun ister devlet korkusundan olsun, şu itfaiye araçlarını aldırıp AFAD’amı teslim edersiniz ya da her STK’nin kendi birimini kurmasını istersiniz bilmem.
Allah bu araçları kullandırmayı nasip etmesin ama kullanıldığı zamanda sizi de hayırla yâd etsek.