AKÜ Sosyal Tesislerinde düzenlenen toplantıya Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Güler, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yıldız, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Hüseyin Soybalı, Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Baytok, Genel Sekreter İhsan Ceran, Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Özge Öztürk Demirayak, Zafer Turistik Otelciler ve İşletmecileri Dernek Başkanı ve İkbal Otel Genel Müdürü Ali Ulvi Gümüşhan, akademik personel ile Afyonkarahisarlı iş ve düşünce insanları katıldı.

Afyonkarahisar’da Termal Turizm ve Sürdürülebilirlik İçin Yeni Yaklaşımlar

“Turizm bizim öncelikli alanlarımızdan”

Toplantının açış konuşmasını yapan AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, turizm konusunu termal ve gastronomi başlıkları altında değerlendireceklerini söyledi. Afyonkarahisar’ın termal turizm konusunda önemli noktaya geldiğini kaydeden Özdemir, “Türkiye’nin değişik yerlerinde Afyonkarahisar’da termal turizmin çok iyi olduğunu söyleniyor. Herkes başarımızı tescil ediyor. Termalin başkenti olduğumuzu söylüyor. Termal turizmin 30 yıllık geçmişinden bahsedebiliriz. Başarılı ve iyi bir noktadayız. Sürdürebilirlik ile kaygılarımız olsa da iyi noktadayız. Üniversite olarak turizm, bizim öncelikli alanlarımızdan bir tanesidir” diye konuştu.

Afyonkarahisar’da Termal Turizm ve Sürdürülebilirlik İçin Yeni Yaklaşımlar

Türkiye, wellness pazarında Dünyada onuncu Avrupa’da beşinci

“Afyonkarahisar’da Termal Turizm ve Sürdürülebilirlik İçin Yeni Yaklaşımlar” sunumunu yapan Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Baytok, termal turizmde yeni yaklaşımlar geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Wellness turizmine dikkat çeken Baytok, “2022 verilerine göre 5,6 trilyon dolarlık bir pazardan bahsediyoruz ve 2027 de bunun 8,4 trilyon dolarlık bir pazara ulaşması bekleniyor. Yeni yaklaşımlar geliştirmemiz gerekiyor. Türkiye’nin wellness pazarında termal turizm kapsamında durumuna baktığımızda; 2022 verilerine göre dünyada onuncu, Avrupa’da ise beşinci ülkeyiz. Bir süre önce küresel ölçekte yaşanan Covid-19 salgınında bir aksaklık daha doğrusu sektörde bir daralma söz konusu ancak 2022 yılında 750 milyon dolarlık bir termal turizm geliri var. Bunu artırmak mümkün. Türkiye sahip olduğu jeotermal kaynak olarak dünyada 7. sırada olan bir ülke. Bakanlığın yapmış olduğu çalışmada Türkiye bütün potansiyelini kullandığında 25 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne sahip olduğu varsayılıyor” ifadelerini kullandı.

Afyonkarahisar’da Termal Turizm ve Sürdürülebilirlik İçin Yeni Yaklaşımlar

“Ömer Gecek termal turizm açısından belli bir olgunluğa ulaştı”

Afyonkarahisar’ın termal turizm durumunu değerlendiren Baytok, termal turizmin Afyonkarahisar için ana çeşidini oluşturduğunu belirtti. Baytok, “4 bölgemizde jeotermal kaynak var. Bunlar; Ömer Gecek Hüdai, Gazlıgöl ve Heybeli bölgeleridir. Bu 4 bölgemizden özellikle üst yapı açısından değerlendirdiğimizde Ömer Gecek termal turizm açısından belli bir olgunluğa ulaştı. Hüdai’de nitelikli üst yapı açısından aynı durumda. Fakat Gazlıgöl ele alınması gereken bir bölgemiz. Çünkü çok nitelikli bir suya sahip olmakla birlikte ilimizde mevcut olan turizm üst yapısında en az nitelikli olan bölgelerimizden bir tanesi” dedi.

“Afyonkarahisar Türkiye’de 5 yıldızlı otel açısından en iyi şehir”

Afyonkarahisar’daki konaklama ve yatak kapasitesi hakkında bilgiler paylaşan Baytok, “Afyonkarahisar’da 37 bin 800 konaklama üst yapı arzı var. Yatak sayısı olarak bunun 21 bini termalle ilgili ve bunun içerisinde sadece 5 bin 900’ü nitelikli. Türkiye’deki diğer termal bölgelerin sahip olduğu üst yapı arzı ile Afyonkarahisar’ın üst yapı arzını karşılaştırdığımızda Afyonkarahisar bu açıdan Türkiye’de 5 yıldızlı otel açısından en iyi şehir. Yani en fazla 5 yıldızlı otel bizde var. İlimizde 10 tane aktif 5 yıldızlı otele sahibiz” dedi.

Afyonkarahisar’da Termal Turizm ve Sürdürülebilirlik İçin Yeni Yaklaşımlar

“TGA ile bakış açısı farklılığı var”

Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Özcan Zorlu, tanıtımlarda Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) ile Afyonkarahisar’ın tanıtım konusunda farklı bakış açısına sahip olduğunu dile getirdi. Zorlu, “Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı, termali ana ürün olarak pazarlamaktan ziyade bütünleşik ve entegre ürün olarak pazarlamayı daha uygun buluyor. Biz burada termali ön plana almaya çalışıyoruz. Çok temel bir bakış açısı farklılığımız var” ifadelerini kullandı.

Afyonkarahisar’da Termal Turizm ve Sürdürülebilirlik İçin Yeni Yaklaşımlar

Ömer Gecek Havzası Afyonkarahisar’ın lokomotifi

Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yıldız ise konuşmasında jeotermalin en büyük kullanım alanının turizm sektörü olduğunu söyledi.  Yıldız, şunları belirtti:

“Jeotermalin en büyük kullanım alanının turizm sektörü olmasına en güzel örnek Afyonkarahisar’dır. Termal turizmde sürdürebilirlik denildiğinde kaynağa inmek gerekiyor. Bu kaynağın kontrollü kullanılması gerekiyor. Çünkü ne kadar ve nereye kadar kullanacağız soruları önemli. Sürekli yatırımlar geliyor. Bu yatırım nereye kadar gelebilir ve su ne kadarına cevap verebilir; bunlar ciddi sorular. Akabinde kullandıktan sonra çevreye zarar vermeden uygun koşullarda rezervuar dediğimiz yerin altına basılması gerekiyor. Bir havzada kuyular; üretim, reenjeksiyon ve gözlem kuyuları diye 3 farklı amaçla çalışıyor. Üretim kuyularında suyu üretiyoruz. Sıcaklığına bağlı olarak Ömer Gecek havzasında elektrik üretimi, konut ısınması, sera ve termal turizmde değerlendiriyoruz. Termal turizm haricinde bunların hepsi ısısını almak üzere üretiliyor. Isısını alıyoruz, su soğuyunca reenjeksiyon kuyularına tekrar basılıyor. Termal turizmde çok az kısmı kirlendiği için atık suya veriliyor. Ömer Gecek Havzası Afyonkarahisar’ın lokomotifi konumunda çünkü hem şehri ısıtıyor hem çok ciddi termal turizm potansiyeli var. Son yıllarda da sera yatırımları gelmeye başladı.”

“Sürdürülebilirlik için insan izi bırakmak çok önemli”

İş İnsanı Kadir Altınkaya ise üniversitenin bilgi ediniminde en büyük kurum olduğunu kaydetti. Altınkaya, “Üniversite bilgi paylaşımında ve bilgi ediminde en büyük kurum. Bunun yetkin ve etkin olması hiç önemli değil. Bu kaynağın sürdürebilirlik açısından kullanımına dikkat etmek lazım. Hamam kültüründe başka yapacak işiniz olmadığı için 3 ton da olsa 30 ton da olsa suyu kullanarak yaşıyoruz. Otellerde de onu görürüz. Yetişmiş eleman çok önemli ama rekreasyon çok daha önemli. Rekreasyonda gönüllü alanların kurulması çok önemli. Sürdürülebilirlik için insan izi bırakmak çok önemli” dedi.

Çarşamba Sabah Toplantıları 31 Ocak 2024 Çarşamba Günü “Gastronomi Turizmi”  konusuyla devam edecek.

Editör: Nurbanu Soy