Ülkenin su kapasitesi ve verimli kullanılması konusundaki bilgileri rakamsal olarak da aktaran DSİ Genel Müdür Yardımcısı Cengizhan Kılıçarslan, “DSİ olarak yatırımlarla bugüne kadarki depolama hacmini 183 milyar metreküpe getirdik. İçme suyu olarak baktığımızda 5,2 milyar metreküplük bir içme suyu temin eden projeler üretildi. 400 adet projeyle bu sağlandı. 24 adet atık su arıtma tesisi ile 322 bin metreküp günlük kapasiteye eriştik. Suyun kıymetli kullanılması açısından atık su artıma tesislerinden sulama suyu elde etme çalışmalarımız var. Afyonkarahisar’da bu sular tarımda kullanılıyor, Kilis ve Konya’daki tesisleri de böyle olacak. Hidroelektrik enerji üretiminde 111,8 milyar KW saat üretime ulaşmış durumdayız. 750 adet hidroelektrik santralimiz var. Bunun da yüzde 53’ü özel sektör tarafından işletiliyor. 8,3 milyon hektar ekonomik olarak sulanabilir arazimiz var. Bunun 7,1 milyon hektarını sulu tarıma kavuşturmuş durumdayız. Sektör olarak sulamada mevcut suyumuzun yüzde 77’sini kullanıyoruz ve yenileme çalışmaları ile 240 bin hektar sahada yenileme projelerini hazır hale getirdik” diye konuştu.

PROJE VERİMLİ ÇALIŞIYOR

GELECEĞİMİZİN MİMARLARISINIZ! GELECEĞİMİZİN MİMARLARISINIZ!

Toprak, bitki ve hava durumunu dikkate alarak sulama yapan yapay zeka sistemlerinin kullanılmaya başlandığına değinen Kılıçarslan, “Son 20 yılda yüzde 6 olan kapalı basınçlı borulu sistem sulamamızı yüzde 35 seviyesine çıkarmış durumdayız. Muğla’da, Afyonkarahisar’da yapay zeka destekli otomasyonlu sulama sistemlerini kullanmaya başladık. Toprağın nemi, bitkinin su ihtiyacı ve hava durumuna göre sulama sisteminin çalıştırılması şekliyle projemiz çalışıyor. Bölgeler arasında yağış farklılıkları var İç Anadolu’da 200-250 mm’lere düşüyoruz, Doğu Karadeniz’de 2500 mm’lere düşüyoruz. Bu da Konya kapalı havzası gibi havza aktarımları projelerini hayata geçiriyoruz. Ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne(KKTC) de yıllık 75 milyon metreküp suyun verildiği projeleri hayata geçirdik. Taşkın önlemeyle alakalı 10 bin 697 taşkın koruma tesisi yapıldı. Değişen iklim şartları ve ani şiddetli yağışların artmasıyla beraber artık klasik taşkın koruma tedbirleri ile taşkının, can ve mal kaybının önüne geçmek pek de mümkün olmuyor”

Kaynak: GAMZE KOÇAK