Torpilin fitili ateşlenir ve patlar…

İçinde ki patlayıcı miktarı ve cinsine bağlı olarak tahrip gücü değişkenlik gösterir. Adaletli olunması gereken yerlerde ise içindeki eser maddeye bakılmaksızın kamuoyunda yönetime olan güveni neredeyse yok eder.

Lafı daha da dallandırıp budaklandırmadan doğrudan konuya girmek gerekirse;

Mahatma Gandi’ye ait muazzam bir söz var dostlarım.

“Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız. Alkışlar önüne kansız elle çıkınız.”

Bir yönetici için hayat mottosu olması gereken muhteviyatında enfes bir mana barındıran bu sözün geçer akçe olmadığı bir beldeden bahsetmek istiyorum.

Özburun Beldesi.

Bir önceki yazımın devam niteliğinde olan bu yazıda, muallakta kalan ve hafzalamda bir türlü mantıklı bir açıklamasını bulamadığım bir olayı kamunun yararını gözeterek sizlerle paylaşacağım.

Dün öğle sularında personel alımı için Özburun’da bir hareketlilik vardı. Aslında günler öncesinden Kpss puanı baz alınarak bir kişilik personel alımı yapılacağı duyurulmuş ve büyük gün olarak 9 Şubat Çarşamba günü işaret edilmişti.

Buraya kadar her şey normal…

Memlekette iş konusunda oldukça ciddi bir sıkıntı olmasına rağmen bir kişilik bile olsa “Devlete sırt dayama” fikri boşta bekleyen pek çok kardeşimizin umudu olarak yeşeriverdi.

Biliyorum ki Özburun Belediyesinde istenen pozisyon için göreve getirilebilecek donanımlı ve çalışkan pek çok vatandaşımız var.

Garip olan durum ise tam da bu noktadan sonra baş göstermeye başladı.

Özburun Belediyesine alınacak kişinin önceden belli olduğu ve bu Kpss alım ilanının tamamen bir formaliteden ibaret olduğu bilgisi kulislerde konuşulmaya başlandı.

Anlamadığım olay şu ki; onlarca, yüzlerce iş bekleyen kişinin ve bu bir kişilik kadroya umut bağlayan insanların ümitlerini sırf bir formaliteyi gerçekleştirebilmek adına yeşertip sonra soldurmak hangi vicdan anlayışına sığar?

Hadi bunu da derin ve karanlık illegal bürokrasiye bağlarsak alım yapılacak kişinin soy isminin Özburun Belediye Başkanının akrabası olduğu iddiası doğru mu?

Eğer bu iddia doğruysa bana birisi buradaki adaletin, hakka ve hukuka riayetin nasıl olduğunu açıklayabilir mi?

Memlekette biz bunu dile getirmezsek kim getirecek soruyorum sizlere…

Ben bir gazeteciyim.

Benim bağlı olduğum hesap vereceğim tek merci hukuksal anlamda yargı; vicdani anlamda ise kamuoyudur.

Kamuoyunun menfaatlerini gözetmek, mazlumun derdiyle dertlenmek zalimin ve dahi firavunvari anlayışların karşısında Hz. Musa’nın asası olarak o yılanlara karşı koymak benim asli vazifemdir.

Hiçbir Özburun vatandaşı ümitsizliğe ve dahi sonsuz yeise kapılmasın…

Her karanlık güneşe gebedir…

Güneş doğduğunda ise sarı başak taneleri Özburun’un bolluk ve bereketini teminat altına alacaktır. Karanlıkta dahi Özburun’u aydınlatan hilalin ışığı olacaktır.

Kamuoyunun bekçisi olarak Özburun Beldesi Belediye Başkanı Sayın Şahin Şener’i tıpkı partisinin adında geçtiği gibi adaletli bir yönetim anlayışına davet ediyorum.

Adalet, adalet ve yine herkes için adalet…

BİR RİCAMIZ VAR

Ekonomik anlamda biliyorsunuz ki zor bir girdaptan geçiyoruz. Bu dönemde “Müşteri  velinimetimizdir” ahilik ilkesince pencereye biraz daha geniş bir perspektiften ve anlayışlı bir şekilde bakılması gerekiyor.

Neden mi?

Ayrıştırmaya her daim karşı olmuş birisi olarak Bolvadin ve Özburun arasında ben hiçbir fark görmüyorum.  Her iki yerleşkenin arasında çok az bir mesafe olsa da maya aynı maya…

Özellikle Perşembe günleri Özburun’dan Bolvadin’e vatandaşlar ihtiyaçlarını karşılamak ve halk tabiriyle “Pazar pazarlamak” için geliyorlar.

Aynı şekilde olta balıkçılığına meraklı ya da canlı alabalık tesisinde sevdikleriyle beraber doğayla baş başa vakit geçirmek isteyen Bolvadinliler de beldeyi sıkça ziyaret ediyor.

Böyle bir etkileşim varken ve yukarıda belirttiğim gibi maya aynı maya iken bu iki yerleşkenin insanları arasında çok daha özel bir bağ olduğuna inanıyorum.

Özellikle araçlarıyla ilçe merkezine gelen vatandaşlarımıza karşı bir pozitif ayrımcılık yapmak gerekliliği ortaya çıkıyor.

İşletmeler önüne koyulan araçlar genelde işletme sahipleri tarafından pek hoş karşılanmaz.

Gelin görün ki biraz öncede dedim ya işletme sahibi eğer “Ya hu bu hemşerimi ben ilçede daha önce görmedim herhalde bir ihtiyacına binaen buraya gelmiş” diye düşünür ve neticede ilçe ekonomisine katkı sunacağı bilincinde yaklaşırsa ortada hiçbir sıkıntı kalmayacağı ve huzur dolu insan topluluklarının oluşacağı inancındayım…

Bu durumun en tatlı sonuçlarından birisi de reklam olacaktır. Para verseniz hiçbir reklam ajansına bu kadar iyi ve etkili bir reklam çalışması yaptıramazsınız emin olun.

“Azizim falan yerde bir işletme var esnaf nasıl güler yüzlü nasıl içten. Çıkasımız gelmedi. Giderseniz bir ara mutlaka bir uğrayın, çayını için…”

Bu sözleri söylettirebilmek inanın çok kıymetli.

Her türlü zorluğa karşı bir olmalıyız.

Bizim bizden başka kimsemiz yok.

KISA AMA SÜRPRİZ

En başından beri her platformda ifade ediyorum ki Özburun Beldesi potansiyeli olan eşsiz bir yerleşke…

Projeler ve yapılabilirlik anlamında ki kinetik enerjisinden bahsediyorum.

İlerleyen süreçlerde Özburun’da neler yapılabilirdi nerelerden nasıl bir bütçe oluşturulabilirdi hepsini tek tek anlatacağım.

Bu bağlamda bu bölümde ki yazıyı biraz sürpriz olması biraz da zamansal kaygılarımdan dolayı oldukça kısa ve öz tutmak istiyorum.

Bu konuda anlayışınız için de ayrıca teşekkür ediyorum.

NEZAKET DÜNYANIN EN GÜZEL SÜSÜDÜR

On yıllık gazetecilik hayatım boyunca pek çok haber yaptım ve hayatın her tonunu, bilgi birikimim ve tecrübelerime birer birer kaydettim.

Ne işin var Özburun’da cılız bir topluluktan sende kimsin gibi tepkiler aldığımızı biliyor muydunuz?

Bu tepkileri aldığımız kişiyi de buradan açıklamak istiyorum

Özburun Belde Belediye Başkanı Sayın Şahin Şener’in kıymetli evlatları Taha Ramazan Şener.

Kişisel verilerin gizliliğine istinaden yazışmaları birebir sizlerle paylaşamıyor olsam da konunun genel manası hakkında bilgi vermek istiyorum.

Geçtiğimiz senenin Eylül aylarında canlı yayınlarda son derece edebi ve nezaket çerçevesi içerisinde Sayın Başkan Şener’i eleştirdiğimiz yayınlardan sonra yukarıda ismini zikrettiğim genç kardeşimiz tarafıma sosyal medya aracılığıyla bir dizi mesaj atmaya başladı.

Benim kime ve neye hizmet ettiğimi kimin maşalığını yaptığımı sorgulayan bu mesajlar son derece kırıcı ve nezaketten uzak içerisinde argo ve küfür geçen mesajlardı.

Gençliğine ve toyluğuna istinaden hiçbir hukuki süreç başlatmadığım gibi kendisinin merak ettiği konularda da istişareye açık olduğumu ifade etmekten geri kalmadığımı bilmenizi isterim.

Netice itibariyle bizden böylesine nezaketli bir cevap almayı ummayan bu kardeşimiz en son bizi avukatla ve mahkemeyle korkutmak istese de herhangi bir olumsuz durumla karşı karşıya kalmadık.

Bu noktada anlamadığım şey şudur ki…

Bizler eleştirilerimizde hiçbir zaman Sayın Şener’in şahsına ya da kişiliğine dair herhangi bir ithamda bulunmadık. Eleştirdiğimiz şeyler onun siyasi kimliği ve makamından dolayı yönetim anlayışıdır. Dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de yazdıklarımızın sonuna kadar arkasında olmaya devam edeceğiz.

Gönül isterdi ki sorduğumuz soruları Belediyede yönetim anlamında hiçbir yetkisi olmamasına rağmen oğlu yerine kendisin cevaplaması noktasında idare ortaya koyabilseydi.

Zira bizim meselemiz şahıslarla değildir. Mesele Özburun’lu vatandaşın zararına olabilecek durumları dile getirerek gücümüz nispetinde bunları adaletine güvenmek istediğimiz yüksek mercilere duyurabilmektir.

Özburun da her iki haneden birinde “Ali Küçükkartal yazıyorsa bu haksızlık ve dahi adaletsizlik son bulur” kanısına ulaşarak bizleri teşekkür mahiyetinde arayan tüm Özburun lu hemşerilerime kucak dolusu teşekkürlerimi sunuyorum. Ettiğiniz her duada yer bulabilmek inanın çok kıymetli ve herkesin kolay kolay kaderinde göremeyeceği bir durum. Bir gazeteci sıfatıyla bizlere yüklediğiniz bu kutsal misyonun koruyucusu olarak Özburunlu vatandaşlardan hasetsen istediğim tek ricam dualarınızda bizlere de yer vermeye devam etmenizdir.

Zira sizin her duanız acizane sizlerin sesi olmaya çalışan bizlere öyle bir zırh oluyor ki, türlü iftiralarla üzerimize saldırmaya çalışan zalimlerin kılıç ve teçhizatlarına karşı delinmez bir kalkan vazifesi görüyor.