YENİ DÜNYA DÜZENİNDEN YENİLENEN DÜNYA DÜZENİNE GEÇİŞ

Abone Ol

Dünya, yeni dönemleri güçlü ülkelerdeki değişimler ile yaşamaktadır. Bu

değişimler dünyanın yeniden şekillenmesi süreci ile sürerken arada ki geçen

dönemlerde ise yeni güçlerin ortaya çıkmasına ve dengelerin yeniden

oluşmasına neden olmaktadır.

Bu duruma neden olan etkenlere bakıldığında ise siyasi gelişmeler, teknoloji,

savunma ve silahlı kuvvetlerin sahip oldukları yetenekler, ekonomi, yenilikler,

ülkelerin yer altı ve yer üstü zenginliklerini kullanacakları yerli ve milli üretim

teknolojilerine sahip olmaları, yeni ittifaklar ve gelişmelere bağlı olarak

uyguladıkları dış ve iç politikalar, toplumsal bilinçlenme,eğitim sistemlerinin

yerli ve milli yapıya dönmeleri, kısacası ülkelerin güçleri artıkça haklarını daha

yüksek ses tonundan diğerine karşı çıkarma cesaretini elde etmesini

sağlamaktadır.

Dünya İmparatorluklar dönemi sonrası 1. Dünya Savaşı sıcak savaş dönemi

ve İngiltere hakimiyetine, 2. Dünya savaşı sonrası savaş döneminde nükleer

bomba kullanarak tek başına dünya hakimiyetini ele geçiren ABD ile daha

sonra nükleer güç teknolojisine ulaşan S.S.C.B ile iki kutuplu dünya düzenine

geçerek çekişme dönemi yaşamış bunun neticesinde ana aktör ülkeler

zenginleşmeye devam ederken ve sistemlerini korurken diğer üye ülkeler

savaş, kriz ve kaos üzerinden kullanılan ülkeler konumunda olmuşlardır.

S.S.C.B’nin dağılması ve Kule saldırıları sonrası dünya tek kutuplu düzene

girmiş bu dönemde tek hakim güç olan ABD dünya kamuoyuna ya benimlesin

ya da terör devleti damgası ile etki altına almış bir çok ülke ikiz kuleler

saldırısı sonrası ABD’nin yanında yer alarak terörle mücadele adı altında

dünyayı sömüren ABD yapılanmaları karşısında güçsüz kalmışlardır.

Putin Rusya’sı ile Rusya toparlanma dönemine girerek Batılı Sömürgeci

yapıları ülkesinde Rusya’nın menfaatleri doğrultusunda dizayn etmiş ve

yeniden güçlü Rusya’nın gelişmesini sağlamaya devam etmesine neden

olmuştur.

Çin ucuz işgücü nedeni ile Batı’nın sömürgeci anlayışının üretim merkezi

konumuna getirilmiş, ancak yerli ve milli Çin yönetimi üretim ve teknoloji

alanlarında taklitçilik ve fason üretim ile kendi ekonomilerinin büyümesini

sağlarken AR-GE çalışmaların ile kendi üretim ve teknoloji markalarını

yaratma yeteneğine kavuşmakları ile beraber dünyanın en büyük üretim ve

teknoloji merkezi konumuna gelerek dünyanın üretim alanındaki en büyük

merkezi olmuştur.

Bu durum Çin yönetimi tarafından savunma sanayisinde ki gelişmelerle

beraber kendini göstermiş ve güçlü ekonomik yapıyı ayakta tutmanın ve

dünyanın her yerinde yer edinmek için güçlü savunma ve silahlı kuvvetlere

ihtiyaç olduğu gerçeği ile bugün kendini savunma alanında da göstererek en

büyük rakip olarak ABD’nin karşısında her alanda yer almasına neden

olmuştur.

Çin aynı zamanda nüfus yapısı ile dünyanın en büyük tüketim ekonomisine

sahip olan ülkeleri arasında dır. Tüketim ve üretim ekonomisi ile dünyanın her

yerinde diğer gelişmiş ülkelerin karşısında büyük ekonomik kazanımlar elde

eden Çin, ekonomik tehdit olarak diğer üretim merkezi ülkeleri tehdit eder

konuma gelmesiyle diğer ülkeler üretim ve teknoloji alanında yetersizliklerini

gidermek yerine ucuz işgücüne yönelmeleriyle büyük ekonomik kayıplar

yaşamaya devam etmektedirler.

Türkiye değişen dünya dengelerinde kendine yer arayan ve tarihsel geçmişi

ile dünyanın şekillenme coğrafyasında yer alan stratejik ülkedir. Dünyanın

enerji merkezi konumundaki Orta Doğu,Akdeniz,Afrika Kafkasya ile beraber

ticaret yollarının geçiş güzergahında yer alan ekonomisi savunma sanayisi ile

beraber gün geçtikçe büyüyen NATO içinde verilen görevleri yaparken bugün

kendi bağımsız politikaları ile siyasi istikrar adası olarak büyüyen ve bölgesel

güç ve küresel oyuncu olarak dünyanın her yerinde var olan ülke konumuna

gelmiştir. Dünya dengelerinde bir çok alanda söz ve etki sahibi konumuna

gelmesine neden olmuştur.

Bu durum bir çok Batılı ve diğer ülkeleri rahatsız ederken bölgenin ve

dünyanın yeniden şekillenmesinde karar ülkesi konumuna sahip olduğu,

güçlü savunma sanayisi ile gelmiş konumdadır.

Hindistan bağlantısız yapısı ile Batı ve Doğu ekseninde üretim ile yer almakta

kalabalık nüfus yapısı ile dünyanın yükselen güç merkezi konumundadır.

Yazılım ve üretim alanında ucuz işgücü ile Bat’nın Çin’e karşı üretim merkezi

olarak değerlendirmek istediği Hindistan Şanghay İşbirliği Örgütü ve BRİCS

gibi oluşan yeni ittifakların kurucu ülkesi ve aynı zamanda dünyanın güçlü

tüketim ve üretim ekonomisi olarak yerini almaktadır.

Hindistan ve Çin arasında var olan sınır sorunlarının çözümü ile Çin ile iyi

ilişkiler kurmak istemesi, Batı’nın elindeki kozların alınmasına neden olurken

Hindistan için en büyük rakip yumuşak karnı Pakistan olarak durmaktadır.

İran 1979 devrimi sonrası Batı karşıtı politikaları, Şii Hilali,Mezhepsel ayrışma

politikaları,ve Akdeniz’e ulaşma politikaları ile Orta Doğu’da vekil aktör

güçlerle yer alarak bölgede bir çok kriz ve kaos ile İslam Dünyasında kriz ve

kaos ortamına neden olmuştur.

Dünyanın en büyük doğalgaz ve petrol üreticilerinden olup kendi

zenginliklerini uyguladıkları politikalar ile kendi gelişmesine aktaramayan ve

devamlı olarak Batı tarafından yaptırımlara maruz kalan ancak enerji alanında

sahip olduklarını dünya pazarlarına satmaktan geri kalmayan, Çin ve Rusya

ile iyi ilişkilere sahip olan İran, zaman zaman Türkiye ile kriz ve kaos

ortamında ayrı olsalarda coğrafyanın kader ülkesi konumunda olup bölgesel

güç olarak Basra Körfezi ve dünya enerji piyasalarını doğrudan etkileyecek

bir güce sahip konumdadır.

Bu durum İran için dünyanın yeniden şekillenme sürecinde elindeki en büyük

koz olarak durmaktadır. Ancak İran iç dinamiklerindeki zayıflıklar İran için her

an parçalanma riskini beraber taşırken İran atacağı adımlarla kendi kaderini

kendisinin belirleyeceği döneme girmiş bulunmaktadır.

Avrupa ABD kontrolünde Ukrayna Rusya savaşı öncesi sahip oldukları

kazanımları savaş ile beraber kayıp ettikleri üretim alanalarında kapanmaların

başladığı,sömürge alanlarından kovuldukları,kendi savunma sistemlerini

NATO ve ABD’ye teslim etmelerinin acı reçetesi ile bugün karşı karşıyadırlar.

Çıkış yolları arayan Avrupa artan milliyetçilik ve ırkçılık karşısında çözüm

yolları ararken göçmen sorunu,artan ekonomik maliyetler,Ukrayna Rusya

savaşı sonrası ortaya çıkacak olan sorunlara karşı Rusya ile karşı karşıya

gelmeleride dahil olmak üzere bir çok sorun Avrupa kıtasını beklemektedir.

Güvenlik doktrini olmayan, ekonomik olarak zayıflayan Avrupa ,tekrar savaş

dönemlerine doğru yol aldığı görülmektedir.

Bunun çıkış noktası olarak Avrupa Siyasi Topluluğu oluşumu ile kendine çıkış

aramakta bu durum ise AB ülkeleri ve AB dışı ülkeleri bir araya getirerek

göstermektedir.

Bu yeni yapının savunma, ekonomik ve siyasi yapısı olmadan Avrupa kendine

yeni çıkış yolları bulamayacağı ABD kontrolünde olmaya devam edeceği

görülmektedir.

İki kutuplu dünya düzeni ile dünya hakimiyetini ele alan ABD tek kutuplu

dünya düzeni sonrası güç kayıp ederken ABD yeniden kazanmak için

dünyanın stratejik noktalarında kriz ve kaos ile savaş alanlarında kendini

göstermeye devam etmekte idi.

Küreselci ve Evanjelistler tarafından yönetilen ABD Ukrayna Rusya Savaşı,

Türkiye Yunanistan Akdeniz Oruç Resi krizi ile savaşma noktasına gelmesi,

Orta Doğu’da yeniden dizayn çalışmaları ve İsrail’e verilen destekler, Libya

savaşı,Suriye savaşı,Irak savaşı ve en son İsrail Gazze savaşı ile Orta

Doğu’da ,Avrupa Kıtasında ve Pasifikte Çin Tayvan,Kuzey Kore Güney Kore

krizleri ile kendini 248 yıllık tarihinin yüzde 94'ünü savaşarak geçirmiş bir

devlet olarak göstermeye devam etti.

Kasım 2024 ABD Başkanlık seçimleri ABD tarihinde görülmemiş bir

kutuplaşmaya ve kirli kampanyalara neden olurken Başkan Adayına suikast

girişimlerine kadar büyüyerek devam etti.

Seçim sonuçları ile yeni dünya düzeninin devam etmesini isteyen ve savaşları

destekleyen yönetim seçimleri kayıp eden sonuçlarla sarsılırken ABD

seçmenleri arasında en büyük kutuplaşmanın yaşanması ile ülkeyi terk eden

ABD seçmenlerinin oluşmasına neden oldu.

Mevcut sistem üzerinden beslenen ve müesses nizamın sahne önündeki

aktörleri ile sahne arkasındaki aktörlerin 20 Ocak 2025 tarihine kadar

atacakları adımlar soru işaretleri ile dolu kirli ABD siyasi yapılanmasının hangi

adımları atacağı sorularını devamlı olarak gündemde tutmaktadır.

İşte bu durum ile beraber;

Sıcak Savaş Dönemi

Soğuk Savaş Dönemi

İki Kutupu Dünya Düzeni

Tek Kutuplu Dünya Düzeni

Yeni Dünya Düzeni

Çok Kutuplu Dünya Düzeni ile şekillenme devam ederken seçim sonuçları ile

beraber ABD'de bir başkanın "Savaşmayacağım ve olan savaşları da

bitireceğim" demesi müesses nizamın ve silah lobilerinin en büyük kâbusu

olarak yerini aldı.

Bu durum ise dünya için YENİLENEN DÜNYA DÜZENİNE adım attığının

göstergesi olarak karşımıza çıkmakta olup, değişen savaş kuralları ile

beraber dünya 5. nesil savaş düzeni ile hakimiyet kurmak isteyenlerin

YENİLENEN DÜNYA DÜZENİ karşısında yeniden değişen savaş kriz ve kaos

ile çatışma,caydırıcılık politikalarını gözden geçirme sürecini beraberinde

getirdiği görülmektedir.

Ateşli savaş dönemi yerine ekonomik savaşların üretim ve teknoloji üzerinden

VERİ SAVAŞLARINA döneceği,

Yeni bulunan ticaret yollarında hakimiyet çekişmelerine sahne olacağı,

Yeni nesil denizaltılar üzerinden çekişmelerin denizlerde kendini daha fazla

göstereceği,

Arktik Denizinde çekişmelerin yoğunlaşacağı,

Buzkıran teknolojilerine sahip olan ülkelerin ticari kazançlar elde edeceğini,

Yeni Deniz Yollarını Savunma gücüne erişenlerin denizlerde yeni hakim güç

olacakları,

Çin’in Uzay alanında sahip olduğu yeni teknoloji ile Uzayda sersem şekilde

dolaşan çöpleri toplayan teknoloji kullanmaları ile uzayda yeni çekişmelerin

olacağı döneme girildiği,

Hava Savunma Sistemlerine sahip olmayan ülkeler için her an işgal ve

tehditlerin boyutlarının değişeceği,

5. Nesil Uçak üreten ülkelerin Hava Savunma alanında etkin güç olarak bir

güç merkezi konumuna gelecekleri,

İnsansız Hava teknolojilerindeki inanılmaz gelişmeler neticesinde dünyanın

insanlı savunma sistemleri olan savaş uçaklarına yatırımları yerine İHA ve

SİHA üzerinden yatırımlarına devam edecekleri,

Petrol ve Doğalgaz ve diğer enerji aktörlerine sahip olan ülkelerin bütün bu

teknolojileri bünyelerinde isteyecekleri veya kendilerini bu teknolojilere sahip

olan ülkelerin korumasını isteyeceği yeni aktör ülkelerin ortaya çıkacağı,

Yapay zeka ile insanlığın kendi kendine vereceği zararlar ile kazanımlar elde

edeceği,

Yeni dönemin en önemli üretim noktası ise ülkelerin sahip olacağı NİTELİKLİ

İNSAN KAYNAĞI olduğu dönemlere girildi.

Bütün bu gelişmeler YENİLENEN DÜNYA düzeninde çekişmelerin yeniden

dizayn edilmesine neden olacaktır.