YARINA GARANTİMİZ YOK

Abone Ol

İngiltere merkezli yayın kuruluşu Financial Times’da ‘Merkez Bankası Başkanı‘nın görevden alınacağı söylentisi Türk Lirasını salladı’ başlığıyla bir analiz yayınladı.

İngiliz gazetesi, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üç yıl içinde dördüncü kez Merkez Bankası Başkanı’nı görevden alacağı iddialarının ardından Türk lirasının Cuma günü bir kez daha rekor düşük seviyelere gerilediği belirtildi.. Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun söz konusu iddiaları yalanlamış olsa da piyasalar bu bilgiyi ciddiye aldı, beklentiler ve fiyatlamalar bu yönde oluşmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen faizi indir baskısına ancak eylül ayına kadar direnen Merkez Bankası sonunda eylül ayında faizleri 100 baz puan indirerek ekonomik bilimine aykırı bir rotaya girmiş oldu. Eylül ayı için birçok ekonomist faiz indirimi beklemiyordu, Tabii buda ekonomi çevreleri tarafından kaygı verici gelişmeler olarak nitelendiriyor.

Düşünsenize dışarıdan aldığınız her şeyi Dolara endeksli alıyorsunuz. Yap İşlet Devret modelindeki ihaleler bile dolarla alınıp veriliyor. Yolcu garantili olduğu içinde aradaki farklar Devlet hazinesinden karşılanıyor. Hazine boşalıyor, Hükümet yeni zamlar ve vergilerle boşalan likitedeyi yeniden doldurmaya çalışıyor.

Yani taşıma suyla değirmen döndürmek gibi bir şey bu…

Benim görüşüme göre; 100 baz puan sembolik olmak için çok yüksek, etkili olmak içinse çok düşüktür, bu yüzden de faiz indirimlerinin devam etmesi beklenmelidir. Bu durumda doğal olarak kurların yükselmesi ise kaçınılmaz olacaktır.

Piyasalar bu yapılan son faiz indiriminin bile Erdoğan tarafından yetersiz bulunduğunu, hoşnutsuzluğun Kavcıoğlu’nun görevden alınması olasılığını bile gündeme getirdiğini anlayınca pozisyonlarını daha ciddi faiz indirimlerinin geleceği öngörüsüne göre almaya başladılar. Doğrusu yarın ne olacak kaygısı başta işadamlarımızda olmak üzere işletme sahibi herkes te var.

Malum ekonomik olaylar sadece gerçekleşmelerden değil, aynı zamanda beklenti ve algılardan da etkilenir. Herkes kurlar yükselecek diye beklemeye başlarsa kurların yükselmesini hiç kimse önleyemez. Erdoğan ve üç beş yandaş ekonomist dışında hiç kimse “faiz sebep, enflasyon sonuçtur” iddiasını ciddiye almıyor, lakin dümen ve karar verme hakkı Erdoğan’da ve o da bu konuda son derecede inatçı ve inançlı görünüyor.

Vatandaşın alım gücü iyice düşmüş, fakirleşme hızla artmaktadır. Artık düğünlerde bile insanlar küçük altın takamaz hale gelmişlerdir. Bir küçük altın neredeyse 100 dolarla eşit hale gelmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kuru inadı uğruna Türk ekonomisi negatif faiz uygulayarak enflasyonu indirmeyi deneyecek, neticede ise daha yüksek kurlar ve daha yüksek enflasyon sarmalına girecektir.

Ancak bütün bu riskler yeni bir seçim yapmadan giderilemez. Kantarın kopuzu kaçtı artık..

Hayrettin GÜZBEY