Bu tür yayınların toplum sağlığını tehdit ettiğini ve ahlaki değerlerin zedelenmesine yol açabileceğini belirtti.
Önür, gündüz kuşağı programlarının büyük ölçüde reyting odaklı olduğunu ve şiddet, aile içi çatışmalar, sapkın ilişkiler gibi içeriklerle sunulduğunu ifade etti. Bu tür yayınların toplumsal ayrışmayı, kutuplaşmayı ve güvensizlik duygusunu artırdığını vurgulayan uzman psikolog, özellikle çocukların ve gençlerin bu tür içeriklerle karşılaşmasının ciddi riskler taşıdığını belirtti.
"AHLAKİ ÇÖKÜŞE ZEMİN HAZIRLIYOR"
Önür, sözlerine şu şekilde devam etti: "Bu tür programlar ve şiddet içeren yayınlar, toplumun ahlaki yapısını zayıflatmakta, bireylerin bilinçaltına olumsuz mesajlar aşılamaktadır. Örneğin, kişisel mahremiyeti ihlal edilen, etik kuralları çiğnenen ve aile değerlerine ters düşen konuların medyada sergilenmesi, toplumsal travmalara yol açabilir. Özellikle etik dışı bir şekilde psikolojik yardım süreçlerinin kamuoyuna taşınması, büyük bir tehlikenin habercisidir. Bu tür içerikler sapkınlıkları normalleştirerek, toplumun aile yapısına zarar vermekte ve ahlaki çöküşe zemin hazırlamaktadır. Bu yayınlar sadece reyting kaygısıyla yayınlanmaya devam etmekte, toplumun hiçbir kesimine fayda sağlamamaktadır."
"YAYINLAR TOPLUMUN HER KESİMİNE YAYILIYOR"
Uzman Psikolog, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: "Bir avukatın, etik değerleri göz ardı ederek topluma mal olmuş adli vakalar hakkında yorum yapması, kamuoyundaki adalet ve güven duygusunu zedeleyebiliyor. Gündüz kuşağı programlarında vahim olaylar çoğu zaman dramatize edilerek halkta infial uyandırılmakta ve bu da adalet sistemine olan güveni sarsmaktadır. Bu tür programlar, genellikle magazinsel bir bakış açısıyla işlenerek izleyiciyi eğlendirmeye çalışmakta, ancak aslında toplumsal ahlakı zedeleyen ve infial yaratan içerikler sunulmaktadır. Bu durum, 7'den 70'e her yaştan bireyi olumsuz yönde etkileyebilecek bir yayılma göstermektedir."
"BU YAYINLAR DERHAL SON BULMALI"
Son olarak, Uzman Klinik Psikolog Ege Ebrar Önür, "Bu tür zararlı etkilerin önüne geçebilmek için, bu yayınların bir an önce son bulması gerektiğini düşünüyorum. Her meslek grubunun kendi alanındaki etik kurallar çerçevesinde çalışması ve kendi görevini en verimli şekilde yerine getirmesi gerekmektedir. Etik değerlerin göz ardı edilerek yapılan bu tür yayınlar, toplumun geleceğine zarar verir ve gelecek nesillerin ahlaki yapısının çökmesine sebep olur" şeklinde uyarıda bulundu.