İbrahim Küçükkurt Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen konferansa 25. 26. ve 27. dönem Milletvekili Arzu Erdem, Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayhan Erol, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Fişne ile akademik personel ve öğrenciler katıldı.
"KADINLARI GERİDE BIRAKANLAR GERİDE KALMAYA MAHKUMDUR."
Moderatörlüğünü İBBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Fişne'nin yaptığı konferansın açış konuşmasını Yönetim ve Siyaset Topluluğu adına yapan Taha Karaca, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilişinin tarihi öneminden bahsetti. Karaca, "5 Aralık tarihi kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilişini kutladığımız tarihtir. Bugün Türk kadınının toplumsal ve siyasal yaşamda eşit haklara sahip olma mücadelesinin dönemecini simgelemektedir. Biliyoruz ki kadınları geride bırakan toplumlar, geride kalmaya mahkûmdurlar. Bu bağlamda Türk kadınına hak ettiği değerlerin verilmesinde öncü rol oynayan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyoruz" dedi.
KADINA SEÇME VE SEÇİLME HAKKINI BİRÇOK ÜLKEDEN ÖNCE TÜRKİYE VERDİ
Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı dünyadaki birçok ülkeden önce verildi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Arzu Erdem kadınların siyasal haklarını almalarındaki tarihi gelişmeleri anlattı. Kadınların seçme ve seçilme haklarının 5 Aralık 1934'te anayasa ve seçim kanununda yapılan değişiklikle tanımlandığını ifade eden Erdem, "Kadınlar siyasal haklarını ilk kez 1930 yılındaki belediye seçimlerinde kullanmışlardır. Bundan neredeyse yüz yıl önce, Artvin'in Yusufeli'ne bağlı Kılıçkaya Beldesinde Sadiye Hanım Türkiye'nin ilk kadın belde başkanı seçilmiştir ve bu görevi iki yıl yürütmüştür. Türkiye'nin ilk kadın Belediye Başkanı ise Müfide İlhan olmuştur. Türkiye'de kadınlar seçme ve seçilme hakkını İsviçreli kadınlardan 36 yıl, Fransız kadınlarından 11 yıl, Belçikalı kadınlardan ise 14 yıl önce almışlardır. Muasır medeniyetler seviyesine ulaşmanın en önemli kademelerinden birisi olan kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi dünyada birçok ülkeden önce Türk kadınlarına verilmiştir" diye konuştu.
KADINLARIMIZ İLK HEDEFLERİNE KOYMALIDIR
Kadınların bir memleketin ilerlemesinde önemli etken olduğunu ifade eden Erdem, sözlerine şöyle devam etti: "Mustafa Kemal Atatürk bu yapı taşlarını döşerken toplumumuzun yarısı kadın yarısı erkekten oluşurken güçsüz kadının olduğu yerde güçlü bir Türkiye beklemek mümkün değil öngörüsünde bulunmuştur. Kadınların ülke nüfusunun yarısını oluşturduğunu düşündüğümüzde, güçsüz kadının olduğu yerde güçlü bir Türkiye beklemek mümkün değildir. Güçsüz bir kadının olduğu yerde güçlü bir ekonomi beklemek de mümkün değil. Kadının ekonomiye ve siyasete katılmadığı, demokraside olmadığı yerde güçlü ve bağımsız Türkiye hedefine ulaşmak mümkün değildir. Bu sebeple bilhassa siyaseti, siyaset yapmayı ve aktif olarak siyasette rol almayı kadınlarımız ilk hedeflerine koymalıdır"
CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ EĞİTİMLE GİDERİLMELİ
Erdem; cinsiyetlere göre biçilmiş roller, meslekler, cinsiyet ayrımcılığı ya da cinsiyet eşitsizliği dendiğinde bile tüm bu ifadelerin kadınların erkekler karşısında eşitsizliğini yansıttığını belirtti. Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her nedense bu kavramları kadınlar için oluşturulmuş kavramlar olarak düşünüyoruz çünkü erkeklerin eşitsizliği kavramını dile getirmeye ihtiyaçları olmadığı düşünülür. Bu konuda mücadele eden taraf kadınlar olmuştur. Örneğin çocuklarımızı yetiştirirken mühendisliğin sadece erkeklere özgü bir meslek olmadığını, kızlarımızın da bunu yapabileceğini önce çocuklarımızı yetiştiren ailelerin kabul etmesi gerekiyor. Milletvekili olarak bir yere gittiğimde, milletvekilimiz geliyor denildiğinde çok az insan benim bir kadın olduğumu düşünmüştür. Bu iş erkeklere biçilmiş bir meslek gibi görülürdü. Hâlbuki milletvekilliği bir meslekten öte şerefli bir görevdir. Sayısal olarak çoğalmak da rol modelliği getirir. Bu mesleğin yapılabilir olduğunu gördükten sonra, beni örnek alıp hedeflerine ulaşan insanları görmekten de mutluluk duyuyorum"
KADIN, İNSANLIK ONURUNUN SİMGESİDİR
Kadınların tüm dünyada ve meslek gruplarında zorlu şartlarda bir yerlere geldiğini ifade eden Erdem, "Kadınların seçim yapmasına karşı çıkmak, demokratik süreçlere dâhil olmasına engel çıkarmak karanlık zihniyetin tezahürüdür. Kadın insandır ve insanlık onurunun simgesidir. Kadınlarımız hayat içerisinde aktif ve fedakârca mücadele ederken demokratik haklardan mahrum edilmemelidirler. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadın olmak zordur. Kadın ile erkeğin yan yana olduğu ve nüfusumuzun yarısının kadınlardan oluştuğu bir toplumda kadın-erkek eşitliği noktasında toplumsal kalkınmanın önündeki engelin kaldırılması için birlikte mücadele edilmesi şarttır. Kadın ve erkek bir adım geride ya da ileride olmadan mücadele ederse mutlaka başarı gelecektir" ifadelerini kullandı.
Konferans soru-cevap ve plaket takdimi ile sona erdi. N\S