Turizm başkentinden hasar tespiti

Abone Ol

ANTALYA

Savaş devam ediyor... Atılan füzelerin bir kısmı, Antalya'ya düşüyor... "Otellere... Seralara... İnşaatlara"
Hasar ağır.
Turizmin başkenti Antalya'da... "Saatler durmuş" gibi.
Lokantacı, taksici, tekstilci, otel işletmecisi, seyahat organizatörü, kahveci, kuaför, otobüsçü, emlakçı, market, mobilyacı, bankacı, kargocu, çiçekçi... 50'den fazla sektörde faaliyet gösteren esnaf... Bütün şehir, "savaşın sona ermesini, silahların susmasını" bekliyor.

***


Sera denizi
Pazartesi... Sabah... Uçağımız, Antalya'ya inmek için alçalmaya başlayınca...
"Aşağılara" baktık.
Aşağısı... "Sera denizi."



Yüzlerce... Binlerce, "örtü altı tarım alanı, sera."
Uçaktan inince... Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır'a sorduk:
Antalya'da ne kadar sera alanı var?
Ali Başkan, "300 bin dönüm" dedi... Ve ekledi:
Seracılar... Kan ağlıyor.

***


Tüccar... Dert küpü
Antalya'da... İstikamet sebze ve meyve hali.
İlk buluşma... Üreticiler...
İhracatçılar... Lojistik sektörü...
Komisyoncular.
Toplantıya katılan "sektör" temsilcileri:



1. 
Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır.
2. Ticaret Borsası Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci.
3. Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncular Derneği Başkanı Hasan Ali Yılmaz.
4. Tüccar ve Esnaflar Dayanışma Derneği Başkanı Adalet Yandık.
5. Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Başkan Yardımcısı Berdan Ber.
Ve... İhracatçı...
Komisyoncular:
Adem Özaydın, Ramazan Keskin, Erkan Tosun, Ali Demir, Hüseyin Avni Acun, Erhan Büyükkasap, Erol Yavuz, Ömer Aka, Mehmet Karadaş, Atila Uğur.
Hani ne derler? "Bir söyle, bin ah işit."

***


Tarafsız dış politika
Esnaf lokantasındaki öğle yemeğinde... Çaylı sohbette... Sürekli, "iki kişinin" adı geçti:
1. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
2. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu.
 Erdoğan'ın, "Rusya'dan da vazgeçemeyiz, Ukrayna'dan da" politikası karşılık bulmuş... Herkesin arzusu, "tarafsızlığın" devamı.
 Beklenti... Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ihracat sıkıntısı" ile de ilgilensin... "Üretici... İhracatçı... Kan ağlıyor."
 Mevlüt Çavuşoğlu... Toplantıda birkaç kişi aynı sözü söyledi:
"En kolay ulaştığımız insan... Dinliyor... Derdimizle dertleniyor... Çözüm arıyor."

***


Çürümeye terk
Öyle ürünler var ki... "Kişiye özel" misali...
"Ülkeye" özel.
Örneğin... "Dikenli salatalık."
Örneğin... "Kaliforniya biber." Bu ürünlerin yüzde 90'ı, "savaş bölgesine" ihraç ediliyor.
Savaşla birlikte... Ürün "serada, beklemede." Veya... Yaş sebze ve meyve halinde...
"İhracatçıyı" bekliyor.
Ama ihracatçı... "Burnundan soluyor."
Ürün çürüyor.

***


'İşte halimiz'
Sebze ve meyve hali... Büyük... Kasaba gibi.
808 işyeri.
Savaş öncesi... "Bayram yeri" gibiydi.
Her gün... Yüzlerce TIR... Kamyonlar.
10 binin üzerinde insan.
"Şimdi ise..." Sanki... "Cenaze evi." Sessizlik... Endişeli yüzler.
Herkes televizyonu/savaşı izliyor.
"Yandım" diyeni mi ararsınız, "battım" diyeni mi?
Dinledik... İçimiz daraldı.

***


Kırmızı altın öksüz
Domates... Domates...
Domates.
Ne kadar da çok.



Ne kadar da taze... "Mis gibi" kokuyor.
Borsa Başkanı Ali Çandır... Bir salkım domates uzatıyor... Ve...
"Domates öksüz kaldı" diyor.
Çevremiz kalabalık.
Kalabalıktan biri, "Başkanım" diyerek sesini yükseltiyor:
- Anasız, babasız kaldı. Hem öksüz hem de yetim.

***


'Gelecek' endişesi
Toprak verimli... Bereket fışkırıyor.
Domates... Biber...
Patlıcan... Kabak... Salatalık...
Çilek... Muz... Süs bitkileri.
Ama... Savaş... Yüzlerin rengini soldurmuş.
Üreticinin durumu... "Yürek yakıcı." Zira... İhracat olmayınca, üretilen ürün nereye gidecek?
Biz, "iç piyasaya" diyoruz.
Ama:



1. 
Bazı ürünlerin iç piyasada "karşılığı/ alıcısı" yok.
2. İhracat... "Lokomotif... Döviz."
3. İç piyasada fiyatlar düşüyor... Bu defa da, üretici korkuyor... "Ya zarar edersem."
Ali Çandır, "Bu pazara göbeğimizden bağlıyız" dedi ve ekledi:
"Savaş uzadıkça, sonuçlarını hayal bile edemiyorum."
Dinleyenlerin tepkisi:
- Hiçbirimiz edemiyoruz... Günlerdir uykusuz geziyoruz.

***


Devamı yarın
Bitmedi... Antalya dertli mi dertli.
Hangi ihracatçı ne dedi?
İsim isim...
Yollarda kalan TIR'lar... Yarın.
"Yaralı Antalya'dan" anlatacağımız daha çok şey var.