Trafik kazaları...

Abone Ol

Haberlerde yer almakta...

Hemen her gün maalesef ölümlü ve yaralamalı trafik kazaları olmakta.

İlimiz...

Türkiye’nin en önemli kavşak merkezinde.

İlimizde de trafik kazaları olmakta, lakin eskilere oranla hem Allah’a şükür ölümlü ve yaralamalı kazalar, hem de kaza sayıları azaldı.

Bunun en önemli etkenlerinden birisi, duble yolların çoğalması ve yol standartlarının daha da iyileştirilmesidir.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti Hükümetlerinin en önemli icraatlarından birisi olan bu konuda, yapılacak daha çok fazla iş olmasına karşın, yapanlara teşekkür etmek ve Allah razı olsun demek gereklidir.

İlimiz kavşak noktada demiştim.

Her gün on binlerce araç Afyondan geçmekte.

Bu demektir ki, her gün yüzbinlerce kişi şehrimizin yollarını kullanmakta.

Haliyle bu kadar çok trafiğin aktığı yerlerde de kazalar yaşanıyor.

Cumartesi akşamı...

18 kişinin yaralandığı zincirleme bir trafik kazası yaşandı.

Karahisar Tünelinin Afyon merkez çıkışından sonra meydana gelen zincirleme trafik kazasında Eşimin de içinde bulunduğu aracımızda kazada büyük hasar aldı.

Ama Allah’a şükür, aracımızın içerisinde bulunanların burnu bile kanamadı.

Fakat 18 vatandaşımız yaralandı.

Hepsine Allah’tan şifalar diliyorum.

Kazanın haber alınmasının ardından geçmiş olsun dileklerini ileten ve yakından ilgilenen başta Afyonkarahisar Belediye Başkanımız Burcu Köksal ile eşi Yasin Köksal kardeşlerim ile, tüm dost-akraba-meslektaş ve arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

*

Bir öneri...

Toplumu ilgilendiren tüm konulara duyarlıyız ama...

Başımıza bir olay geldiğinde, dikkatimiz o konuya daha da odaklanıyor.

Karahisar Tünelinin gidiş ve geliş istikametinde önemli bir işlevi var.

Hem trafiğin rahat akışı sağlanıyor, hem de bu güzergahta yapılan düzenleme ile çıkış-iniş rampasında kazalar azaldı.

Eskiden kıvrımlı olan bu güzergahta en az bir kar yağışında bile trafik kazaları olmakta, yüzlerce hatta bazen binlerce araç geliş gidiş istikametlerinde saatlerce beklemek zorunda kalırlar idi.

Şimdi bu sıkıntılar yaşanmıyor ama, önemli bir sorun var.

Karahisar Tünelinden her iki yönde çıkan araçlar maalesef çok hızlı seyretmekteler.

Özellikle Afyonkarahisar şehir merkezine geliş yönündeki araçlar, iniş rampasının hızlanmaya elverişli olması nedeniyle hızlarını artırmaktadırlar.

Tünelin çıkışından bir kaç yüz metre sonrasındaki her hangi bir olumsuzluk gelen araçların durmasını zorlaştırmakta ve Cumartesi akşamı olduğu şekilde zincirleme kazaların olmasının önüne geçilememektedir.

Burada bana göre çok basit bir önlem alınabilir.

Nedir bu öneri derseniz...

EDS

Biliyorum bazı vatandaşlarımız bu uygulamayı para tuzağı olarak görebilmektedirler, bazı güzergahlar içinde haklıdırlar belki de bu niteleme için ama, Karahisar Tünelinin her iki istikameti içinde bu sistemin acilen kurulması elzemdir.

Tünelin her iki istikametine giriş ve çıkışlarda, özellikle de Afyonkarahisar giriş güzergahında azami 70 km lik bir hız sınırlamasının Özdilek Kavşağına kadar devam ettirilmesi inanıyorum ki pek çok kazanın önüne geçecektir.

Mesela çok riskli olmayan Keçiborlu, Banaz, Seydiler yollarındaki EDS uygulamaları bu güzergahlarda çok daha dikkatli ve yavaş gidilmesini sağlamaktadır.

İlimiz idarecilerinin bu konuda duyarlı olacaklarını düşünüyorum.

*

*

*

29 Ekim...

Cumhuriyet Bayramından bir kaç gün önce...

Ankara’dan tanıdığım bir dostum aradı ve 29 Ekim günü sabah saatlerinden itibaren Ankara’da olmamı istedi.

29 Ekim sabah saat 10.30’dan itibaren Ankara’da idim.

Beni arayan dostum belki öğle yemeği ikram edecektir diye bekledim bir kaç saat.

Öğle yemeği saatini çoktan geçmişti.

Baktım konu yemek ikramı değil, öğlen yemeğimi yediğim sırada telefonumun çaldı.

Bir saat kadar sonrası için beklendiğini söyledi dostum.

Daha önceden defalarca gittiğim adrese gittim.

Dostum kapıdaydı, beni önce bir süzdü sonra, ‘Lacivert elbisen ve kravatın çok güzel ve uyumlu ama, seni bir göreve falan atatmayacağız. Sadece özledik biraz sohbet edeceğiz’ diyerek kahkahasını patlattı.

Beklentilerim boşa çıkmıştı :))

Dostumla bir bardak çay içtikten sonra, ‘Hadi’ dedi ve benden bir adım kadar önde yürüyerek bir oda kapısının önüne geldi.

Tıklattı kapıyı, sonra açtı.

Yan durdu ve benim geçmem için işaret etti.

Kendisi de gelecek sanıyordum ama, kapıyı kapatıp çıktı dışarıya.

...

20 dakika kadar sonra kapı tıklandı, dostum yüzünü gösterdi.

Baktı ki halen görüşme devam ediyor, çıktı yine usulca.

...

Sanıyorum bir on dakika kadar daha sohbet devam etti.

Çıktım odadan.

Dostum bir çay daha ikram etti kendi odasında.

O’nunla bir kaç dakika sohbet ediyorduk ki, işaret ettiler... Çağrılmıştı.

Vedalaştık ve tam çıkacak iken her zamanki tembihini yaptı.

*

Ankara’dan çok çok mutlu döndüm.

Şahsımla ilgili değil elbette.

İçim içime sığmıyor, ama unuttum o sohbeti...

Sadece şunu hiç bir zaman hiç unutmadım ve gurur duydum ifade ederken;

NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE...

*

*

*

 

Günün sözü

En tehlikeli insan tipi,

az anlayan, çok inanandır.

Anton Çehov