Sosyal Medya Araçlarından Facebook Kullanımı; TOPLUMUN EVRİMİ
Dünya pratikleri içerisinde hızla değişen sosyal, politik, ekonomik ve teknolojik gelişmeler ile birlikte kapitalin farklı bir aşamasına geçilmiş ve teknolojinin getirdiği “gelişimle” insani ilişkiler ve günlük hayatlar dönüşerek kuşak atlamıştır.
Bu gelişmelerin başında gelen sosyal medya ortamları günlük hayatla sürdürdüğü paralel gelişmeler sonucunda birey ve toplum yaşamını derinden etkilemiştir. Sosyal medya ortamları ise bunu bir fırsata çevirerek yaşamın her alanında yerini almıştır. Aynı zamanda bireyler, kamu kurumları ve işletmeler arasında yaygınlaşmış ve kullanımı aktifleşmiştir. Facebook ise sürekli olarak gelişen teknolojinin getirdiği ve dünyaca kullanılan sosyal medya araçlarından sadece bir tanesidir. Bu çalışmada sosyal medya araçlarından facebook kullanımlarının bireysel ve toplumsal yaşam üzerindeki etkileri incelenmektedir.
İNSAN ve SOSYAL MEDYA
Bu bağlamda incelendiğinde sosyal medyaların kullanım alanları daha çok işletmelerde sektörel marka tanıtımı, eğlence, kültür-sanat, spor ve alışveriş olmaktadır. İşletmelerin buradaki amacı hedef kitle olan tüketici toplulukları ile iletişime geçerek hedef kitlenin beklentilerini yani arz ve talepleri hakkında bilği elde etmektir. Bu sayede burada etkileşime giren milyonlarca insan sanal bir uzam olan sosyal medyada benlik kazanarak çift kanal bir etkileşim ortamı sağlanmaktadır. Kullanıcıların arkalarında bıraktıkları bilgi kırıntıları sayesinde bireyler ve tolum etrafında bir ağ kuran sosyal medya, toplumu sanayi devriminden bu tarafa dönüştürmekte ve üretim, tüketim ve web 1.0 / web 2.0’la enformasyon toplumu yani bilgi toplumuna haline getirmiştir. Bireyi tek taraflı tüketici sınıfından çıkarmış içerik üretmesine olanak sağlamıştır. Toplum üzerinde bir ağ kurduğunu söylediğimiz sosyal medya bu sayede toplumunun hareketlerini adım adım kontrol eden bir güç elde etmiştir.
Bu durumda sosyal medyanın daha da büyümesine hizmet etmektedir. Artık sosyal ağlar toplum yapılarını, bireylerin kendileriyle alakalı ayrıntıları öğrenerek yeni bir toplumsal yapıyı ya da daha doğru bir ifadeyle yaşam pratiklerini biçimlendirmiştir.
FACEBOOK’UN DOĞUŞU
Facebook, 4 Şubat 2004 tarihinde Harvard Üniversitesi’nde öğrenim gören Mark Zuckerberg tarafından kurulmuştur. Facebook Harvard Üniversitesi‘nde eğitim alan öğrencilerin sadece kendi aralarında iletişim sağlamaları ve birbirleriyle bağlantı kurabilmeleri amacıyla kurulmuş ücretsiz bir web sitesi olarak hayata geçirilmiştir.
Bu siteye kullanıcılar sadece bağlı oldukları kurumun e-posta adresiyle girebilmektedir. Facebook ise LvyLigi okullarının tamamını kapsamamıştır. Ancak kısa sürede ülke çapında yaygınlık sağlaması ve ardından büyük şirketlerinde buna ortak olması nedeniyle 11 Eylül 2006 tarihinde Facebook tüm e-posta adreslerine açılmıştır.
Facebook’un kuruluş amacına bakıldığında ise; hedef kitlesinin sadece üniversitenin eski öğrenci toplulukları olduğu görülmektedir. Buradaki amaç ise eski ve yeni öğrencilerin birbirleriyle iletişimini sağlamak, arkadaşların birbiriyle ders argümanlarını, fotoğraf, video paylaşabilmelerine olanak sağlamaktır.
2004’ten bu yana gelişen bilgisayar teknolojileriyle evlerimize hatta ceplerimize kadar giren yeni medya ortamları sağladıkları olanaklar yeni iletişim olgusu ve süreci bağlamında, literatüre yeni bir kavram kazandırmış ve bu çağa “Bilgi Çağı” adının verilmesine neden olmuştur. Bununla birlikte facebook günümüz koşullarında bireylere şöyle kullanım imkanları sunmaktadır. Arkadaş gruplarıyla iletişim kurmak, video resim gibi multimedya içerikleri paylaşmak, eğlence, kültür sanat, spor, alışveriş, (stalk) yani merak ettikleri kişileri takip edip araştırmak ve gündemi takip etmek gibi olanaklar sunmaktadır.
FARKLI KİMLİKLER, YENİ KÜLTÜRLER
Bütün bunların yanında toplumsal yaşama olan etkileri de yadsınamaz bir biçimde göze çarpmaktadır. Çünkü devrim olarak nitelendirebileceğimiz bir bilişim ağı olmanın yanında yeni bir kültür yeni bir siyasal ve ekonomik ortam olarak da ele alınabilir. İletişim teknolojileri ekonomik, siyasal ve kültürel alanların dönüşümünde büyük bir etkiye sahiptir. İnternetin bu yapı içerisinde bizlere ekonomik bir pazar, özgürlükçü bir alan sunmanın yanında kültürel formların ve alışkanlıkların yayılıma sokulmasını kolaylaştırmıştır.
Kısacası internet küresel bir kültür oluşturmuş bireysel ilişki biçimlerini yani farklı farklı kimliklerin yeni yeni kültürel formlar oluşturmasına neden olmuştur.
Kısacası toplumun evrimleştiği bu yapı derin araştırmalar isteyen bir konu. Bu nedenle yazımın devamını oluşturacak araştırmaları gelecek hafta tekrar sizlerle paylaşacağım. Haftaya kadar sevgiyle kalın.