Afyon Haber Portalı www.odakgazetesi.com

Toplumsal Cinsiyete Duyarlı İletişim: Dilin Gücü Ve Eşitlik

Toplumda sıkça karşılaşılan "Evi erkek geçindirir", "Kadın pilot olamaz", "Erkekler cesur olmalı" gibi cinsiyetçi kalıp yargılar, sadece kadınlara değil, erkeklere de çeşitli roller ve sorumluluklar yükleyerek toplumsal eşitsizlikleri pekiştiriyor.

Abone Ol

Toplumsal cinsiyet eşitliği için duyarlı bir dil kullanımı, bu kalıp yargıların kırılmasına yardımcı olabilir. Peki, dilimizi toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun şekilde nasıl kullanmalıyız?

Toplumsal cinsiyet kalıp yargıları, belirli toplumsal rollerin ve davranışların kadınlara ve erkeklere atfedilmesidir. Örneğin, kadınların ev işleriyle ilgilenmesi, erkeklerin ise aileyi geçindirmesi gerektiği gibi düşünceler, zamanla toplumsal normlar haline gelir ve bu kalıplar, gündelik dilin bir parçası olarak sürekli yeniden üretilir. Bu da, kadın ve erkeklerin toplumdaki yerlerini daraltan, onları belirli rollere hapsetmeye neden olan bir etki yaratır.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İçin Dil Seçimi

Dil, toplumsal cinsiyet ilişkilerinin yansımasıdır. Kullandığımız kelimeler, düşündüğümüzü ve davrandığımızı şekillendirir. Toplumsal cinsiyet eşitliği için duyarlı bir dil, cinsiyetler arasında ayrımcılığı pekiştiren ifadelerden kaçınmalı ve her bireyin eşit fırsatlara sahip olmasını teşvik etmelidir. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), toplumsal cinsiyet eşitliğini ana akım haline getirmek için dilin gücünden yararlanılması gerektiğini vurgulamaktadır.

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları

Dil, kadın ve erkeklerin dünyaya nasıl baktığını şekillendirir. "Kadınların yeri evidir" ya da "Erkekler her zaman güçlü olmalıdır" gibi söylemler, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sürmesine katkı sağlar. Çoğu zaman, bu kalıp yargılar farkında olmadan günlük dilde yer eder ve kuşaktan kuşağa aktarılır. Bu nedenle, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı dil kullanımını benimsemek, bu kalıpların kırılmasına ve daha adil bir toplum yaratılmasına yardımcı olur.

Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Dil Kullanımına Örnekler

Bazı küçük ama etkili dil değişiklikleriyle, cinsiyetçi kalıp yargıların önüne geçilebilir:

"Sevgili anneler, kurabiye pişirmenizi rica ediyoruz" yerine "Sevgili aileler" veya "Sevgili veliler" demek, cinsiyetçi normlardan kaçınılmasını sağlar.

"Kadın doktor" veya "Kadın hakim" gibi ifadeler yerine, "doktor" veya "hakim" demek, mesleklerin cinsiyetten bağımsız olduğunu vurgular.

"Ev hanımı" yerine "Evi çekip çeviren" demek, ev işlerinin kadınlara özgü olmadığı anlayışını güçlendirir.

"Kadın şoför" yerine "şoför", "Kadın temizlikçi" yerine "temizlikçi" demek, her mesleğin her cinsiyetten birey tarafından yapılabileceğini gösterir.

Bunlar gibi küçük değişiklikler, toplumun dilindeki cinsiyetçi kalıpların ortadan kaldırılmasına yardımcı olabilir. Cinsiyetçi terimler yerine, "birey", "insan", "kişi" gibi cinsiyet ayrımını ortadan kaldıran kelimeler kullanmak da önemli bir adımdır.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ne Sağlar?

Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir dil, kadınların ve erkeklerin toplumda eşit temsil edilmesini, kaynaklara eşit erişim sağlamalarını ve toplumsal rollerini özgürce seçmelerini mümkün kılar. Bu eşitlik, bireylerin yeteneklerini ve potansiyellerini tam anlamıyla kullanabilmelerini sağlar. Cinsiyet eşitliği sağlandığında, toplumun her kesimi daha adil, eşit ve güçlü bir şekilde gelişir.

Yerel Düzeyde Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliği yalnızca dilde değil, toplumsal yapıda da sağlanmalıdır. Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırma, Türkiye'deki ilçelerdeki toplumsal cinsiyet eşitliği seviyelerini inceledi. İzmir'in Karşıyaka ilçesi, en yüksek toplumsal cinsiyet eşitliği puanına sahip ilçe olarak öne çıkarken, Şanlıurfa Akçakale ilçesi en düşük puanı aldı. Bu tür araştırmalar, yerel düzeyde toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanması için daha fazla çaba harcanması gerektiğini ortaya koyuyor.

Toplumsal cinsiyet eşitliği, yalnızca kadınların değil, erkeklerin de daha özgür, eşit ve adil bir toplumda yaşamalarını sağlayacak bir hedef olmalıdır. Dil, bu eşitliği sağlamak için en güçlü araçlardan biridir. Toplumsal cinsiyete duyarlı dil, kalıp yargıları kırarak, her bireyin potansiyelini özgürce ifade edebilmesini mümkün kılar ve toplumsal cinsiyet eşitliği yolunda önemli bir adım atılmasına yardımcı olur.